Cumhuriyet Halk Partisi Sağlık Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Dr. Zeliha Aksaz Şahbaz, 30 Ekim 2024 Çarşamba tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Aile Hekimliği Yönetmeliği’ne ilişkin bir basın açıklaması yaptı. Yönetmeliğin aile hekimleri için eziyet yönetmeliği olduğunu belirten Şahbaz, yeni yönetmelikle, aile hekimlerinin özlük hakları kısıtlandığını, iş güvencelerinin tamamen ortadan kaldırıldığını ve ücretlerin büyük yaptırımlarla kısıtlanarak verilmek istendiğini aktardı.
“SAĞLIK HAKKI YOK SAYILIYOR”
AKP’nin 2003 yılında başlattığı Sağlıkta Dönüşüm Programı ile sağlığı özelleştiren, ticarileştiren sağlık politikalarının uygulamaya konulduğunu söyleyen Şahbaz, “Artık vatandaşın sağlık hizmeti alma hakkını ortadan kaldıran, adeta sağlığa erişimi engelleyen, özel hastanelerle ‘Paran kadar sağlık, paran yoksa ölüm’ dayatılan bir sağlık sistemi oluşturulmuştur. Kamuda hastalarımız doktor bulamazken, 5 dakikada muayene, 6 ayda MR, tomografi sırası ile sağlık hizmeti beklerken sağlığından olan vatandaşlarımız özel hastanelere gitmek zorunda kalmaktadır. Ticarileşen sağlık sistemine teslim edilen halkımızın, sağlık hakkı yok sayılmaktadır” şeklinde konuştu.
“85 MİLYONU SAĞLIĞI İÇİN İSTİFA EDİN”
Genel Başkan Yardımcısı Şahbaz, SGK ve kamu bütçesinin pıtrak gibi çoğalan özel hastanelerde yerleşen çeteler tarafından hortumlandığını, bu arada daha fazla kar hırsıyla niteliksiz ve uzman olmayan kişiler tarafından sağlık hizmeti verilerek can güvenliğinin tehlikeye atıldığının altını çizdi. Şahbaz: “Bebeklerimizin gözünü para ve kan bürümüş Yenidoğan Çetesi’nin elinde can verdiği dönemde 8 yıl İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü yapan bugünün Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu’nun bebeklerimizin sağlığını korumak yerine, aile hekimlerimizin haklarını budamanın planlarını yaptığı anlaşılıyor. Masum yenidoğan bebeklerimizin kamuyu hortumlamak adına katledildiği bir sağlık sisteminde, birinci basamak sağlık hizmetlerini güçlendireceğiz diyerek ortaya çıkan Sayın Sağlık Bakanı bugün aile hekimlerine eziyet hatta zulüm anlamına gelen yönetmeliği dayatmaktadır. Sekiz yıl İl Sağlık Müdürlüğü yaptığı İstanbul’da gözleri önünde gerçekleşen bebek ölümlerini engellemek yerine aile hekimlerinin hakkını tırpanlayan yönetmeliği hazırlayan Sayın Sağlık Bakanının hala o makamı işgal ediyor olması abesle iştigaldir. Sayın Bakana sorumluluğunu bir kez daha hatırlatıyoruz. Bebeklerimiz özel hastanelerde yuvalanmış çeteler tarafından kamu kaynaklarını daha fazla suistimal etmek için yıllardır ölürken, seyrediyordunuz. Şu anda da sizin o makamda oturmanız ülkedeki 85 milyon vatandaşımızın sağlığı ve can güvenliğinin tehlikeye girmesi demektir. Bir an önce o makamı boşaltınız, istifa ediniz” diye konuştu.
“AİLE HEKİMLERİNİN BÜTÇESİNİ BİÇİYOR”
Yönetmeliğin aile hekimleri için bir eziyet yönetmeliği olduğuna vurgu yapan Zeliha Aksaz Şahbaz açıklamasını şöyle sürdürdü: “Çıkartılan yeni yönetmelikle, aile hekimlerinin özlük hakları kısıtlanmakta, iş güvenceleri tamamen ortadan kaldırılmakta ve ücretleri büyük yaptırımlarla kısıtlanarak verilmek istenmektedir. Birinci basamak ve koruyucu sağlık hizmetlerini büyük bir fedakârlıkla yürüten aile hekimlerimizi Sağlık Bakanlığı şimdi de eziyet yönetmeliği ile hekimlikten bezdirip çalışamaz hale getirmeye çalışıyor. Bu yönetmelik bir hizmet yönetmeliği değil, adeta aile hekimlerinin aldığı ücreti biçmek için oluşturulmuş bir maddeler bütünüdür. Aile hekimi ve aile sağlığı çalışanlarını belirsizliğe mahkûm eden, performans hedefleri belirsiz, her sözleşme döneminde neye göre belirleneceği belli olmayan sözleşmenin yenilenmeyeceği korkusu ile güvencesizlik yaratılmaktadır. Bu durum hukukun en temel ilkelerinden olan belirlilik ilkesine aykırıdır.”
“AİLE HEKİMLERİ VATANDAŞLA KARŞI KARŞIYA GELİYOR”
“Aile hekimlerini vatandaşla karşı karşıya getiren, antibiyotik, ağrı kesici, mide koruyucu gibi ilaçların ortalamanın üzerinde reçete edilmesi, hastanın hekime başvuru sayısının yedi ve üzerinde olması, ya da aile hekimine altı ayda birden az başvuru gibi durumlarda ücret kesintisi ile cezalandıran, aile hekiminin ücretini yine ortalama hasta memnuniyeti üzerinden şekillendiren bir yönetmelikle karşı karşıyayız. Bu yönetmelik, aile hekimlerine entegre hastanelerde doksan altı saatten az nöbet tutma durumunda ücretten kesinti yaparak, çalışmanın insani koşullarını da göz ardı etmektedir. Gebe takibi yanında lohusa takibini de bir performans kriteri olarak ekleyen yönetmelik, bu kadar özel sağlık kuruluşunun varlığında aile hekimine gitmeyen lohusa nedeniyle hekimi cezalandırmayı hedefleyen bir yönetmeliktir.”
“HASTALARDAN DOLAYI HEKİM CEZALANDIRILACAK”
“Yapılmayan grip aşıları, Covid aşıları gibi uygulanmayan koruyucu sağlık hizmetleri sonucu artan sağlık hizmeti talebinin bedelini aile hekimlerimiz ödeyecektir. Kronik hastalık nedeniyle sıklıkla kamu, özel hastanelerine başvuran hastalardan dolayı hekim cezalandırılacaktır. Hekim hastasına rahatça ilaç yazamayacaktır. İstenen ilaç reçete edilemediği takdirde ortaya çıkan hasta memnuniyetsizliği sonucu yine hekim cezalandırılmış olacaktır. Yani hekim her halükarda cezalandırılmış olacaktır. Hastasına ihtiyaç duyulan ilacı reçete etmemesi durumunda aile hekimini sağlıkta şiddetten kim koruyacaktır? Sağlıkta şiddeti tırmandıracak bu yönetmelik, korumasız haldeki aile hekimi ve sağlık çalışanlarımızı daha da hedef haline getirecektir.”
“BU YÖNETMELİK DERHAL GERİ ÇEKİLMELİ”
“Performansa dayalı ücret üzerinden adeta aile hekimlerini sürekli cezalandıran, sözleşme feshini kolaylaştırarak çalışma güvencesini ortadan kaldıran ve ticari bir mantıkla hazırlanmış bu yönetmelik sürdürülebilir olmadığı gibi halkın sağlık hizmeti almasını da engelleyecek koşulları taşımaktadır. Aile hekimleri, meslek ve emek örgütleri, kendilerine danışılmadan hazırlanan bu yönetmeliği taslak halinde iken tartıştılar, eziyet hatta zulüm yönetmeliği adı verilen bu yönetmeliğe karşı kendilerini ifade etmek üzere 19 Ekim’de miting yaptılar fakat Sağlık Bakanına dinletemediler. Ben yaptım oldu mantığı ile yayınlanan bu yönetmelik, demokratik teamüllere kapalı son günlerde açıkça ortaya konulan kayyum zihniyetinin de bir yansımasıdır. Yirmi yedi bin aile hekimi ve onun kat kat üzerinde sağlık çalışanını yok sayan bu yönetmelik derhal geri çekilmeli ve aile hekimlerimizin talepleri yerine getirilmelidir.”
“AİLE HEKİMLERİNİN TALEPLERİ ÇOK YERİNDE”
“Yönetmeliğin geri çekilmesi için 5-6-7 Kasım tarihlerinde iş bırakan aile hekimlerinin talepleri çok yerindedir. Bu doğrultuda, kamusal bir hizmet olan 1. basamak sağlık hizmetlerinin verildiği aile sağlığı merkezleri kamu tarafından inşa edilmeli, fiziki ve tıbbi donanımı kamu tarafından sağlanmalıdır. Birinci basamak sağlık merkezinde çalışan hekim, ebe, hemşire, sağlık teknisyeni ve grup elemanı olarak adlandırılan sağlık çalışanları, kadrolu ve iş güvenceli olarak çalışmalıdır. Son dönemde aile hekimlerimizin sıklıkla dile getirdikleri aşı tedariki çözülmeli, çocukluk ve yetişkin dönemi aşıları risk grupları için yeterli miktarda tedarik edilerek koruyucu sağlık hizmetleri desteklenmelidir. Nitelikli sağlık hizmeti verilebilmesi için hastaya yeterli süre ve olanak verilmeli, koruyucu sağlık hizmetlerinin öncelendiği bir sağlık sisteminde aile hekimi başına düşen nüfus iki bin ile sınırlandırılmalıdır. Birinci basamak sağlık hizmetlerinde aile hekimleri ve sağlık çalışanlarına sözleşmeli değil, kadrolu iş güvenceli çalışma rejimi getirilmeli, izin, hastalık, mazeret izni gibi durumlarda kesilmeyen, emekliliğe yansıyacak tek kalemde maaş ödenmelidir. Gelire katkısı yüzde yirmiyi geçmeyecek şekilde nicelik değil, hizmetin niteliğini ödüllendiren bir performans uygulamasına geçilmelidir.”
“ÜLKEMİZİN KAYBEDECEK BİR GÜNÜ BİLE KALMADI”
“Şu anda halkın nitelikli sağlık hizmeti alma hakkı ve iş güvencesi, güvenli ve güvenceli çalışma için bu yönetmeliğe karşı direnen aile hekimlerimiz haklıdır. Kendilerinin yanındayız. Birinci basamak ve koruyucu sağlık hizmetleri desteklenmeden, donanım ve kadroları ile aile sağlığı merkezlerinin niteliğini artırmadan, çalışma koşullarını rahatlatmadan, sağlıktaki sorunların çözümünü sadece ceza üzerinden çözmek imkânsızdır. Bu yönetmeliğin uygulanması hekimleri ve sağlık çalışanlarını bezdirecek, işine yabancılaştıracak ve nitelikli sağlık hizmeti vermesini engelleyecektir. Bu yönetmelik derhal geri çekilmelidir. Yerel yönetimlerde kayyum atayarak millet iradesini hiçe sayan, bebeklerimiz, çocuklarımız, kadınlarımız, emekçilerimiz katledilirken seyreden, vatandaşımızın sağlık hakkını elinden alarak paran kadar sağlığı dayatan AKP iktidarı, halkımız için her alanda tehdit ve halk sağlığı sorunu haline gelmiştir. Bir an önce seçim olmalıdır. Halkımızın sağlık ve yaşam güvencesini sağlayacak bir yönetimi Cumhuriyet Halk Partisi olarak hep birlikte kuracağız. Ülkemizin kaybedecek bir günü bile kalmamıştır.”