Öztrak, “Vatandaşın cebine indirilen darbe olan enflasyon verileri, vatandaşın iradesine indirilen darbe olan kayyum haberleriyle aynı gün geliyor. Devlet yönetiminde, kurumlarda, adalette ve ekonomi yönetiminde yaşanan keşmekeş ve çöküş lego parçaları gibi birleşiyor, tek kişilik yönetimin serencamını ortaya koyuyor” dedi.
Enflasyon araştırması yapan İTO ve ENAG gibi kurumlar ile TÜİK arasındaki makasın açılmaya devam ettiğini kaydeden Öztrak, “Ekim ayında aylık enflasyon; İTO’ya göre yüzde 3,64; EN-AG’a göre yüzde 5,57; TÜİK’e göre yüzde 2,88 oldu. Resmi enflasyon ile yaşanan enflasyon arasındaki makas açılmaya devam ediyor. Yıllıkta ise yüzde 48,6 ile dünyada en yüksek enflasyonu yaşayan 6 ülkeden biriyiz. Aynı grupta olduğumuz ülkeler: Arjantin, Suriye, Güney Sudan, Filistin, Zimbabve. Diğer taraftan TÜİK’e göre son bir yılda; kiralar yüzde 113, eğitim ücretleri yüzde 94, kreş fiyatları yüze 86, sebze fiyatları yüzde 75, kuzu eti fiyatı yüzde 71, hastane hizmetlerinin fiyatları yüzde 65 artmış. Resmi rakamlarla baksak bile, vatandaşlarımızın en çok ihtiyaç duyduğu mal ve hizmetlerin fiyatlarındaki artış, tabelaya yazılan enflasyonun çok üstünde. Vatandaşın yaşadığı enflasyon, hükümetin tabelaya yazdığı resmi enflasyona dikiz aynasından el sallıyor” değerlendirmesinde bulundu.
Ekim ayı enflasyon verileri üzerinden hesaplanan, 2025’te vergi, harç ve cezaların artırılmasında uygulanacak yeniden değerleme oranının yüzde 44 olduğuna dikkat çeken Öztrak, bu oranın 2025 için öngörülen enflasyonun 2,5 katından fazla olduğunu söyledi.