Özlem Akarken yeni doğan bebeklerin hasta gösterilerek yoğun bakıma alınmasını toplumun kanını donduran bir skandal olarak nitelendirdi. Olayın kamuoyunda yarattığı infial sonrası, yenidoğan yoğun bakım hizmetini bu çeteye taşeron usulüyle teslim eden 10 hastanenin ruhsatlarının iptal edilerek kapatıldığını ve ciddi bir denetim eksikliği olduğunun açıkça ortada olduğunu belirten Akarken, “Yürütme ve denetim görevini elinde tutan Sağlık Müdürlüğü yetkilileri ne yapmıştır bu tezgah neden daha önce açığa çıkarılamamıştır. Yıllardır sürdüğü anlaşılan bu tezgahın geç ortaya çıkmasından sorumlular kimlerdir?' diye sordu.
Akarken, aynı zamanda Tıpta Uzmanlık Sınavı (TUS) sonuçlarının açıklanması, kontenjanlar azaltılacak söylemleri ve ortaya çıkan yetersiz kadro kontenjanları, genç hekimlerin geleceğe yönelik kariyer umutlarını giderek azalttigini belirtti. Bu duruma sert bir şekilde tepki göstererek sağlık sektöründe çalışan hekimlerin ve sağlık kurum çalışanlarının saygınlığının giderek zarar gördüğünü ve buna paralel olarak TUS kontenjanlarının yetersiz kalmasının da sorunu derinleştirdiğini belirtti.
Sağlık Personelinin İtibarı Zedeleniyor, Sisteme Güven Sarsılıyor!
Yaşanılan acımasız olayların yanı sıra, sağlık sektöründe yapısal sorunların da çözülmesi gerektiğini belirten Akarken, TUS kadrolarının yetersizliği ve genç hekimlerin karşılaştığı engellere dikkat çekti;
“28500'e yakın hekim TUS’a girdi, ancak açılan kadrolar bu sayının çok gerisinde kaldı. Giderek artan iş yükü, zor çalışma koşulları, yetersiz ücret politikaları ve şiddet olaylarının yanı sıra, TUS kontenjanlarının yetersizliği gibi tercihler içinde yapısal sorunlar da gençlerimizi köşeye sıkıştırıyor. Hekimlerimiz yıllarca zorlu bir eğitim sürecinden geçerek uzmanlaşma hayalleri kuruyor. Ancak yetersiz kontenjanlar, bu hayalleri engelliyor ve mesleki motivasyonlarını yok ediyor. Eğer bu sorunlar çözülmezse, sağlık sistemi sürdürülebilir olmayacak. Sağlık personelimizin itibarının korunması ve hak ettiği değeri görmesi şart. TUS kadrolarının yetersizliği, sistemdeki nitelikli iş gücü açığını artırıyor ve mevcut çalışanların yükünü katlanılmaz hale getiriyor. Sağlık sektörünün geleceği, çalışanlarının saygınlığı ve motivasyonuyla şekillenecek. Genç hekimlerimizin geleceğe umutla bakabilmesi için eğitim ve kariyer olanaklarının artırılması şarttır. Bir an önce yanlıştan dönülmelidir’’ dedi.