Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin 21’inci Olağanüstü “İrade Milletindir” Kurultayında konuştu.

Özel konuşmasında  şu ifadelere yer verdi:

“Niye buradayız? Atatürk’ün partisine, Türkiye’nin bir sonraki Cumhurbaşkanı’na yönelik sivil darbe girişimine karşı direndiğimiz bir dönemde partimizin 21’inci Olağanüstü Kurultayı’nı yapıyoruz. Bugün 19 Mart başarısız darbe girişiminin bir ayağı olan partimize kayyım atama planını bertaraf etmek, Cumhuriyet Halk Partisi’nin ne demek olduğunu cümle aleme göstermek için buradayız. Cumhuriyet Halk Partisi’nin onurlu delegelerinin sayısı tarihte görülmemiş teveccühü ile bir yılda yüzde 35 artan, 1 milyon 900 bine ulaşan üyelerinin, yüreği bu salonda çarpan, umudunu bize bağlayan milyonlarca vatandaşımızın gelecek hayallerini savunmak için buradayız. Cumhuriyet Halk Partisi kurucu iradedir, parti olma vasfının yanında tebaa olmaktan çıkarıp eşit yurttaş yaptığı milyonların partisidir. Kısa zamanda büyük bir kalkınmayı başaran, pek çok insan hakkını batılı ülkelerden çok daha önce yurttaşlarına tanıyan bir partidir. Tüm yetkiler elindeyken istese tek parti olarak devam edecekken demokratik seçimlerle ülkeyi tanıştıran, çok partili demokratik rejimi inşa eden partidir. Cumhuriyet Halk Partisi, kaybettiği ilk seçimden sonra oğlu Erdal’a yazdığı mektupta, ‘Oğlum şüphesiz bu yenilgi benim hayatımın en büyük yenilgisi. Ancak Türkiye demokrasisinin zaferidir. Türkiye’ye demokrasi kalıcı olarak yerleşmiştir’ diyebilen İsmet Paşa’nın partisidir. Kendisine ebedi cumhurbaşkanlığı teklif edildiğinde, bu tekliflerde bulunanlar çok oldu, ama ‘Benim gayem milletin hakimiyetini ebedileştirmektir’ diyerek Meclis’e, milletin hakimiyetine, Meclis’in gücüne vurgu yapan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün partisidir.”

“GENÇLERİN UMUDU İÇİN BURADAYIZ”

“Tam bir yıl önceki seçim gecesi, partimizin ilk kez partimize ulaşan tüm yolların, tüm ana yolların insan seli olduğu, ışıklarının sabaha kadar büyük bir coşkuyla yandığı o akşamda pek çoğunuzla televizyonlarınızın başında yaptığımız konuşmayı dinlediniz. O konuşmada her türlü ayrımcılığa karşı birlik ve beraberliğe sahip çıkacağımızı, Türkiye’yi kutuplaştıranlara karşı kucaklaşmayı sağlayacağımızı, kibir değil tevazünün kazandığını, bu sonuçların bizi rehavete sevk etmesi yerine, bunu bir galibiyet olarak değil, bir görev olarak ve seçmenin bize açtığı bir kredi olarak gördüğümüzü, bunun bir tüketici kredisi değil, önceden harcanmışları ödemek ya da bundan sonra hızla tüketmek üzere verilen bir kredi değil, Türkiye’nin yarınlarına, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün partisinin 100 yıl sonra tekrar iktidar olarak, tekrar demokrasiyi kurmasına, muasır medeniyet hedefine yürümesine, ülkenin zenginleşmesine, özgürleşmesine umut olduğunu, buna yönelik bir yatırım kredisi olduğunu, bunun kıymetini bileceğimizi söylemiştim. Ve o gece şunu söylemiştim. ‘Kafasında bavullarını toplayıp gitmeye karar veren gençler, bir seçim daha bizi beklemeye karar vermişlerdir’ dedim. İşte o gençlerin umudu için buradayız arkadaşlar.”

“TÜRKİYE’NİN BİRİNCİ PARTİSİ”

“Bizim 47 yıldır demokrasiye duyduğumuz saygıyı, bırakın normal zamanında yapılsa seçim takviminin başlayacağı 47 ayı 47 gün bile gösterememiştir. Bizimle hizmette yarışacak cesaretleri yoktu. Bizimle hizmette yarışma imkanları yoktu. Onun yerine kamu gücünü rakiplerine karşı kullanarak, hem belediyelerimizi hem de muhalefeti sindirme gayretine giriştiler. Milleti yeniden kutuplaştırarak, yeni kavgalar yaratarak, koltukta kalabileceklerini hesap ettiler. Ancak bu amaçla attıkları her adımda daha da zayıfladılar. Asgari ücretlilere, emeklilere haklarını vermek yerine, ülkemizdeki yoksulluğu, gelir adaletsizliğini daha da derinleştirdiler. Yasakları, yoksulluğu, yolsuzluğu çok daha ileri boyutlara götürdüler. Demokrasiyi işine geldiğinde binilecek bir tren gibi görenler, yenildikleri seçimden sonra hızla o trenden inmeyi tercih ettiler. Artık arkasında milletin desteği bulunmayan, ellerindeki iktidar yetkisini kötüye kullanan despot bir rejimi kurmak için adımları planlı ve sistematik bir şekilde atmaya başladılar. Tüm bunlara şahit olan millet, tüm anketlerde Cumhuriyet Halk Partisi’ni birinci yapmaya devam etti. Gururla söylüyorum ki yaşadığımız Saraçhane sürecinden önce yapılmış tüm anketlerin, dün açıklanan Mart ayı ortalamasında Cumhuriyet Halk Partisi kurulduğu gün olduğu gibi bugün de Türkiye’nin birinci Partisi.”

“ÖZEL TASARIMLI OPERASYONLAR YAPTILAR”

“Bu gerçekle yüzleştikçe daha da pervasızlaştılar. İlk olarak Temmuz 2024’te AK Partili belediyelerin yıllardır ödemediği SGK borçlarını faiziyle, tek seferde belediyelerimizden tahsil etme hazırlığını ilan ettiler. ‘Belediyeler mali krize girsin, personel maaşlarını ödeyemesin, hizmetleri aksatsın’ diye böyle bir mali operasyona giriştiler. Ardından yoksul ailelerin evlatlarının burslarına, kreşlere ve canlı yayında verdikleri talimatla ‘Belediyeleri silkeleyin’ diyerek biraz önce saydığım sosyal belediyecilik hizmetlerini durdurmanın hesabına giriştiler. Bu girişimlerin hiçbirinden sonuç alamadıkları gibi milletin desteğini bir zerre olsun kazanamadılar, erimeye devam ettiler. Baktılar olmuyor bu kez Türkiye’nin geleceğine ihanet edecekleri bir süreci 9 Ekim’de İstanbul’a atadıkları bir başsavcı eliyle başlattılar. Bu darbe girişimi planını daha o günlerden, ‘Türkiye’nin bir sonraki cumhurbaşkanına, kendisinin olası rakibine darbe girişimi hazırlığı var, bir darbe mekaniği işliyor’ diye grup toplantımızda hepinizle paylaşmıştım. Adaleti kirletmesi için mahkeme mahkeme gezdirilen Adalet Bakanı’nın bile söz geçiremediği özel görevli bir yargı aparatıyla iktidara muhalefet eden kim varsa boynunu vurmaya, susturmaya, sindirmeye, günü gelince itiraz edecek takat bırakmamaya çalıştılar. Ve siyasetçilerden akademisyenlere, gazetecilerden sanatçılara, barolardan iş insanlarına kadar bir hukuksuzluk dalgası başlatarak toplumun dikkatle seçilmiş ve tüm kesimlerini sindirebilecek operasyonlarla bir gün bile yatarı olmayan suçlardan tutuklamalar yaparak ya da elinde kelepçeli görüntü servis edildiği pozisyonla insanlara bir daha itiraz edemez, tweet atamaz, açıklama yapamaz bir hale sokmaya, 12, 13 yıl önceki görüntülerden cadı avı başlatarak Gezi benzeri sokakta toplanma, bilhassa gece gösteri yapma gibi işlerin 14 yıl sonra bile, 12 yıl sonra bile devlet tarafından cezalandırılacağı hissini yaymak üzere özel tasarımlı operasyonlar yaptılar. Bunun için RTÜK’ü de, TRT’yi de, devletin tüm kurumlarını da alet ettiler. AK Parti iktidarına muhalefet etmeyi tek suç olarak resmileştirdiler. Oysa uyuşturucu baronlarını, çeteleri, mafyaları milletin üzerine çökerken onlara ses etmeyenler af talep edenler, milletin AK Parti iktidarına muhalefetini tek gözaltı ve tutuklama sebebi olarak gördüler. Ve temel amaçları Beylikdüzü’nde bir, İstanbul’da üç kez Erdoğan’ın adaylarını mağlup eden Ekrem İmamoğlu’nun önünü kesmekti. Öyle ki beş davada ayrı ayrı siyasi yasak, hem de 25 yıl hapis istediler. Milletin iradesine hürmetsizlik edenler, devleti milletin karşısına dikmekten çekinmediler. Bu saldırılara karşı onların istediği gibi millet ya susacaktı, sinecekti, duracaktı, geri çekilecek ve korkacaktı. Ya da millet bu darbeye direnecekti. İşte o sırada millet fakru zaruret içindeyken en zor günlerdeyken kimin gözünün içine bakıp enerji aldıysa döndü oraya baktı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün partisinin gözlerinin içine baktı.”

 “ÜYE SAYIMIZ 1 MİLYON 900 BİNE ULAŞTI”

“Teslim olmak yerine, susmak, sinmek yerine ayağa kalkmaya, meydan okumaya karar verdik. Cumhuriyet Halk Partisi olarak, artık bu iktidarın bu millete vereceği hiçbir şey olmadığını, zaten daha önce ‘Geçim olmazsa seçim olur’ diyerek milletin erken bir seçime olan, 31 Mart tarihinde yüzde 23 olan talebinin yüzde 60’lara doğru tırmandığını gördüğümüz süreçte, ‘Erken seçimin adayı da erken belirlenir. Madem ki korkuyorsun, adayımızı belirliyoruz’ diyerek yola çıktık. Bunun için daha önce söz verdiğimiz gibi tüm üyelerle bir ön seçim yapma taahhüdümüzü yerine getirdik. Kısa şubat ayında ise 1,5 milyon olan üye sayımızı 1 milyon 600 bine çıkarma, 100 bin yeni üye hedefiyle partiye kayıtları açık tuttuk. Bu rakamların şubat ayının sonunda 1 milyon 750 bine, bu ivmelenmenin devamıyla, an itibariyle 1 milyon 900 bine ulaşmış olduğunu büyük bir memnuniyetle ifade etmek isterim. 2019’da Ramazan ayında İstanbul seçimini iptal ettikleri gibi altı sene sonra yine bir Ramazan ayında, yine bir iftar sofrasında 31 yıl önce alınmış bir diplomayı iptal etmeye, ertesi sabah diploma iptalinden saatler sonra 19 Mart’ta sahur vaktinde Ekrem İmamoğlu ve arkadaşlarına operasyon yaparak, planladıkları darbeyi başlattılar. Dört günlük gözaltı süresini ön seçim tarihine denk getirdiler. Ön seçim günü, milletin önüne sandığı koyduğumuzda Ekrem İmamoğlu’nu hakimin önüne çıkardılar.”

“ADAYIMIZI YANIMIZDA, SANDIĞIMIZI ÖNÜMÜZDE İSTİYORUZ”

“Cesaretin varsa, geleceksin. Eğer istiyorsan Haziran'ın ilk haftasında, en kısa takvimle. ‘Yok yetişemem’, o zaman görev sürenin yarısında, en son Kasım ayında, çıkacaksın ve adayımızla yarışacaksın. Bizler attığımız imzalarla sana dünya siyasi tarihinin en büyük güvensizlik oyunu ve tüm güvensizlik oylarının doğuracağı gibi tekrar milletin iradesine başvurmaya davet ediyorum. Sana meydan okuyoruz. Adayımızı yanımızda, sandığımızı önümüzde istiyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi korkuyu asla yanına almayanların, korkuyu 100 yıl önce bırakanların, korkuyu Kerbela’da bırakanların, Cumhuriyet Halk Partisi korkunun yerine cesareti Çanakkale’de gösterenlerin, Cumhuriyet Halk Partisi direnenlerin, teslim olmayanların, rantı paylaşmak yerine yoksulluğu paylaşarak azaltmaya çalışanların partisidir. Cumhuriyet Halk Partisi dostların, Cumhuriyet Halk Partisi canların, Cumhuriyet Halk Partisi yoldaşların, Cumhuriyet Halk Partisi hangi görüşten olursa olsun vatanına, milletine, bayrağına bağlı bütün vatandaşların partisidir. İşte bu parti milletin adayını belirlemiş ve sana meydan okumaktadır. Eğer korkmuyorsan, yiğitsen, mertsen, cesaretin varsa çık karşımıza. Millete niye güvenmiyorsun? Biz hırsızsak biz teröristsek, rüşvetçiysek, şaibeliysek millet bize niye oy versin? Milleti inandıracağını düşünüyorsan, bizi yenebileceğini düşünüyorsan biz milletten korkmuyoruz. Milletimizin önüne çıkıyoruz. Gurur duyduğumuz adayımızla, kadrolarımızla, cesaretimizle birlikte Türkiye’yi senden kurtarmaya hazırız. Salon adamı Erdoğan. Sana, bizim zorla mahkum edildiğimiz salona sıkışarak, birazdan yüz binlerle kucaklaşacağımız gerçek kurultay konuşmasını yapmadan hemen önce, bu salondan salon adamına sesleniyorum: Korkma, cesaretin varsa çık karşımıza. Seninle de cuntanla da hesaplaşacağız. Türkiye’yi bir kez daha kurtaracağız. Her birinin ilçesine gitmiş, her birini seven, sayan, geçmişteki tutumu, tavrı, sözü ne olursa olsun şu 250’ye yakın il, ilçe ziyaretinde kucaklaştığımız canım delegelerim iyi ki koştunuz, iyi ki buraya geldiniz, iyi ki partinize sahip çıktınız. Kendimi, listemizi size emanet ediyorum. Burada ortaya çıkacak birlik ve beraberlik görüntüsü, yarın akşam yandaş kanalların tasası olacak. Bizi gündemde tutup Ekrem Başkan’a yapılan haksızlıkları, adaletsizlikleri gizlemeye çalışanlara bu ülkenin gündemini, yokluğu, yoksulluğu, işsizliği, onların çaresi seçim sandığını ve adayımızı hatırlatmanın zamanı geldi. Hepinizi seviyorum, hepinize bir şey söyleyerek sözlerimi sonlandıracağım. Bu salonda geçmişte birbirini kıranlar, kırılanlar vardır. Üzülenler, üzenler vardır. Her kavganın bir haklısı, bir haksızı vardır. Bu salondaki bütün haklılardan, bütün haksızlar adına partinin Genel Başkanı olarak ben özür diliyorum. Helalleşin arkadaşlar, kucaklaşın. Kalkın, kucaklaşın. Bu partiyi yarınlara taşıyacak olan sizin bu birlikteliğiniz. Hepinizi seviyorum. Bu parti birdir, bütündür ve size emanettir. İyi ki varsınız. Yaşasın Cumhuriyet, yaşasın onun kurucusu Cumhuriyet Halk Partisi, var olsun Mustafa Kemal Atatürk’ün partisi. Eninde sonunda biz başaracağız, siz başaracaksınız. Hepinizi saygıyla selamlıyorum. Sağ olun, var olun.”

Muhabir: Hatice GÜREL