Ömrünü müziğe adamış bir isim: Gürcan Konanç. Müziğe orta okul sıralarında davul çalarak başlayan Konanç, Gazi Üniversitesi İ.İ.B.F. Maliye bölümü mezunu. Müzik nedeniyle üniversiteyi yedi buçuk yılda bitirebildiğini anlatan Konanç, Ankara'daki bir çok rock/blues klüplerinde ve barlarında davul çaldığını o yıllarda tüm kazancını müziğe yatırdığını söyledi. Özgürlüğü ritimde bulduğunu söyleyen Konanç, hayatın bütün safhalarında ritmi keşfediyor. Doğanın tüm seslerini davula taşıyan Konanç, Türkiye'deki müzik anlayışının yenilenmesi gerektiğini ifade ederek, 'Müzik, içimizde yaşayan bir olgu. Onu yaratırsın ve onun sayesinde var olursun. Kendime baktığımda, müziği görüyorum. Hayatımı müzik şekillendiriyor.' dedi. Konanç müziği, 'Hayatımdaki değişikliklerle başa çıkma yöntemim. Müzik ile hayat arasında muazzam bir bağlantı var. Bizi gerçekliğe kavuşturur, ama aynı zamanda gerçeklikten kaçmamız için açık kapı bırakır.' şeklinde tanımladı. Konanç ile ritimle hayat arasındaki bağını, davulu kısacası müzikle geçen bir ömrü konuştuk.

Müzik yolculuğunuza ne zaman başladınız?

40 yıldır müzikle uğraşıyorum. Sanatla ilk tanışmam ilkokulda resimle oldu. Müzik ağırlık kazanana kadar resim yaşamımda devam etti. Bu aralar yine resim yapıyorum. Müziğe, ortaokul döneminin başlarında davul çalarak başladım. Tabii o zamanlar Ankara'da bu tarz müzik yapılabilecek ve enstrüman çalınabilecek mekanlar yoktu. Benim şöyle bir şansım oldu ilk defa davul çalmaya başladığımda Ankara Yenimahalle'de Sedat Sarıcı'nın stüdyosu vardı. Ondan ufak çapta ders alıyordum. Dersle birlikte müziğe daha da ilgim arttı. Evde davula benzer bir şey yapmıştım onunla çalışıyordum. Sağdan soldan metotlar bulmaya çalışıyordum. Bu arada o zamanlar Sedat Sarıcı'nın stüdyosu Ankara'nın en iyi stüdyolarından birisiydi. Herkes orayı bilirgelirdi. Orada insanlarla müzikal anlamda paylaşımlarımız olurdu.O stüdyoda edindiğim metotlarla çalışıyordum. Sonra ortaokul ve lise dönemlerinde bir anda kendimi müzik piyasasının içinde buldum. Barlarda çalmaya başladım. O dönemlerbluesve jazzezgiler çalıyordum. Bir de o sıralar nota ve nota teorisine merak salmıştım!Bir taraftan da onu ilerletmeye çalışıyordum.

KAZANCINI METOTLARA YATIRMIŞ

Maliye mezunusunuz ama hep müzik olmuş yaşamınızda... Peki neden konservatuar okumadınız?

Gazi Üniversitesi İ.İ.B.F. Maliye Bölümü mezunuyum. Evet müzikle çok alakasız.Üniversiteyi yedi buçuk sene de bitirebildim. Aslında güzel sanatlar fakültesinde okumak istedim. Fakat müzik çok daha ağır basınca bir şekilde müzikle devam ettim. Okulu da kör topal bir şekilde götürüyorduk. Tabi o dönem barlarda çalmaya devam ediyordum.Müzikle ilgili bütün işlerin içinde bulunmaya çalışıyordum. Bardan aldığım paraları biriktirip yurtdışından metotlar getirtiyordum. Hatta o metotların sahipleri ile iletişim kuruyordum. Tabi o dönem e-mail yok. Mektup yazıyordum onlara kambiyo çekleri gönderiyordum. Onlar bana metot gönderiyorlardı.

Kendime bir takım elektronik cihazlar da aldım zaman içerisinde. Bir de klavye almıştım. O elektronik cihazlarla müzikal kayıtlar yapıyordum bir taraftan da davul çalmaya çalışıyordum. Tabi bu çalışmalarım hala devam ediyor. Müzik üzerine araştırmayı çok seviyorum. Herhalde müziğe kendi çabalarımla ya da müziğin içinde öğrenmek daha çok hoşuma gitti. Birilerinin 'Bana böyle yap' demesinden ziyade kendim keşfetmeyi tercih ettim. Aslında aklımda bir şey vardı ve oraya ulaşmaya çalışıyordum. Müzik dinlemek benim için çok ritüel. Çok değerli ve hala da öyle.

ÖĞRENCİLERİ MANGA VE 84'TE

Bir taraftan öğreniyorum bir taraftan da eğitimcilik yapıyorum. Davul dersleri veriyorum. Hatta ünlü gruplarda enstrüman çalan öğrencilerim var. Grup Seksendört, maNga vs. Her günüm koşuşturmaca ile geçiyor. Uyumadığım süreçteki tüm zamanımı müzikle geçiriyorum. Çalışarak, çalarak, araştırarak, merak ederek...İçimde büyük bir sanat sevgisi var. Sanatın her alanını takip etmeye çalışıyorum. Resim, heykel, müzik, sinema.

Sinema da ilginizi çeken nedir?

Bazı yönetmenlerin belli filmlerini takip ediyorum ondan sonra onların gelişimlerine dikkat ederim. Sinema da kullanılan dile dikkat ederim. Mesela müziğin filmle uyumu ya da filmlerde kullanılan müzik seçimlerine çok dikkat ederim. Oradakullanılan görselden tutunda müziğin uyumuna kadar ki süreç.Sanat adına yapılan her şey ilgimi çekiyor. Müzik de diğer sanat dallarından çok bağımsız değil. Tüm sanat dalları birbiriyle ilişkili diye düşünüyorum.

HEM GİTAR HEM DAVUL

Neden vurmalı çalgı?

Gitarda çalıyorum aslında. Kimse de bilmez gitar çaldığımı.Gitarı daha çok melodik ve armonik araştırmalarımda çalıyorum. Ritme olan ilgimden dolayı davula bir yönelimim oldu. Davulun estetik ve görsel yanı dikkatimi çekmiş olabilir. Mesela, davul çalmamdan kaynaklı müzikteki o zaman kavramını öğrenmem çok hızlı oldu. Nota teorisini öğrenmem bir haftamı almadı. Müzisyenlerin hayatları da bende merak uyandırır. Yaptıkları müzikleri oluştururken hangi süzgeçlerden geçerek bugüne geldiklerini, müziklerinde kullandıkları enstrümanlarını,hikayelerini, felsefelerini, yaklaşımlarını, müziği algılayışları ve yorumlarını…

Hepsi çok ilgimi çekiyor. Müzikte çok geniş bir üretim var. Son yıllarda iyice arttı. Benim için değer taşıyan kısım;'Yapılan çalışmanın sanatsal değeri nedir, yapılan çalışmanın bende uyandırdığı etki ne, duyduğum bir ezgiden sonra ne hissediyorum, ya da ne düşünüyorum'danhareket ederek müziği yorumlamaya çalışıyorum.

Beste yapıyor musunuz?

Bir ara klavyem varken yapıyordum.Hala ufak tefek çalışıyorum ama öyle somut bir çalışma yok. Ben daha çok işin yorumculuk kısmındayım. Bir besteyi müzikle yorumlayabilmek lazım bunlarla alakalı şeyler üzerine uğraşıyorum daha çok. Gitarla uğraşma sebebim müziği daha iyi algılayabilmek.

Ne tarz müzik sizi temsil ediyor?

O kavram çok geniş. Çok değişik tarzları dinliyorum. Mesela akustik jazz, modern Jazz, deneysel avangart böyle biraz daha ilgimi çekiyor.Ama onun dışında rock kökenimde var.Progresifrock'dan özellikle çok hoşlanıyorum. Zaman geliyor Latin müziklerine merak sarıyorum. Metal dinlediğim de oluyor thresh dinlediğim de oluyor. Müzik piyasası için jazz grubunda çalıyorum, rock grubunda da çalıyorum pop gruplarında da çalıyorum. Benim için şu çok iyidir diyemem benim felsefemle örtüşen müziklerin hepsini dinliyorum.Ama ağırlıklı olan jazz.

Öyle pop dinlemem mesela. Ama pop müziğin içinde davul çalmayı severim. Müziğin ne olduğuna çok dikkat etmem. Ne çalıyorsam en iyi şekilde çalmaya çalışarak ondan zevk alırım. Arabesk çaldığımda oluyor. Normalde müzik tercihlerim içerisinde çok yer almaz arabesk. Gün geliyor metallica dinliyorum. Ne çalarsam çalayım ondan maksimum keyif alarak ve maksimum verimle çalmaya çalışıyorum.

Popüler olmaya nasıl bakıyorsunuz?

Yaptığım çalışmalarla insanların ilgileniyor olması elbette beni mutlu eder.Ya da çalışmalarımın insanlarda etkili olmalarını isterim ve severimde.Ama hedefim bu değil.

BENİM DERDİM BİRAZ KENDİMLE!

Hedefiniz nedir?

Benim ünlü olmak gibi bir derdim yok. Kendi kişiliğimle ve sanatla olan iletişimle bir hayal sürdürüyorum ve bir şeyler ortaya çıkarıyorum. Daha underground yaşamayı seviyorum. Sanat içerisinde bir yaşam sürüyorum. Benim derdim biraz kendimle. Kendimle uğraşıp kendimde bir şeyler yapmayı seviyorum. Özellikle Ankara'da daha rahat olduğumu düşünüyorum. Daha doğrusu benim doğama daha çok uyuyor. Ankara'nın bu gri atmosferi daha çok körüklüyor olabilir. Ünlü olursam 'Hayır' demem ama bunun için özel bir çaba harcamıyorum. İstanbul'dan bir teklif gelmişti fakat o zaman da Ankara'da iyi müzikler yapıyorduk. İyi müziği tercih ettim. Ben daha çok kontrol edebileceğim bir yaşantı içerisinde olmayı tercih ettim.

Çaldığınız bir grubunuz var mı?

Türkçe rock,blues, yapan bir grubumuz var. Arabeski rock gibi yorulmadığımız bir başka grubumuz daha var. 7-8 projenin içindeyim bütün projeleri beraber götürmeye çalışıyorum. Yıllarca bir sürü müzisyenle çalıştık Ankara'da. Ayrıca özel bir kolejde öğretmenlik yapıyorum. Bir sürü özel öğrencim var. Grup çalışmaları, kendi çalışmalarım bir taraftan resim, bir taraftan sinema,tabi ki müzik. Sanatla ilgili her şeyi takip etmeye çalışıyorum. Bence güzel bir hayat, ben bu hayatın içerisinde olmayı tercih ettim.

KÖŞEME ÇEKİLMEDİM!

Böyle bir kültürel yozlaşma varken sizin gibi nitelikli insanların kendi köşelerine çekilmeleri hakkında ne düşünüyorsunuz?

Ben hiçbir zaman kendi köşeme çekildiğimi düşünmedim. Mütevazı bir Instagram sayfam var orada çalışmalarımı paylaşıyorum.Dünyaca ünlü jazzla ilgilenen insanların beğendiğini görüyorum. Yurtdışından beğeniler alıyorum. Bu kültürel yozlaşma bizim gibi insanların da üretimini kısmaya da neden oluyor. Ya da işte bizim gibi insanların kendi kabuğuna çekilmesine neden oluyor.İnsanlar öyle yüzeysel bir hayat sürer hale geldiler ki.Son dönemde yapılan filmler, müzikler insanlar bunları gerçek sanatsal üretim zannedip bunlara inanılmaz ilgi gösteriyor. Burada insanların fark etmediği bir şey var; Gerçek sanat insanın benliğini besler.

Müzikte gerçekten kendimi ifade edebilmek ve kişiliğin,hayat görüşün neyse onumüziğin içerisine aktarabilmek önemli. İnsanın felsefesi ile yaşamı ile bir bütündür. Şimdilerde insanlarda popülarite kaygısı, bir kendimi beğendireyim çabası var. Böyle bir yaşam olmaz ki.

Editör: Haber Merkezi