Ebru APALAK

Sahnedeki 60. yılını kutlayan, "Kadife Sesli Romantik Prens" diye tanımlanan Ömür Göksel, İzmir'in Sığacık ilçesinde verdiği konserden sonra müzikal yolculuğuna dair sorularımızı cevapladı. 81 yaşında, üç Altın Plak Ödülü sahibi Göksel, Türkiye'de son yıllarda yasaklanan ve iptal edilen konser ve festivallere ilişkin "Sanatçı her şeye 'Evet' derse o zaman iyi bir sanatçı değildir" dedi.

-Bu yıl sahnedeki 60. yılınız. Bu 60 yıl, nasıl geçti?

Harika geçti. En büyük arkadaşım alkışlar oldu. Üç jenerasyona şarkı söyledim. Ömür Göksel deyince anneannelerin sevgilisi, annelerin sevgilisi ve siz gençlerin sevgilisi olmak niyetindeyim. Bakalım; daha kaç 60 yıl şarkı söyleyeceğim.

-İki ay sonra "Aşk Şarkıları" isimli bir Long Play'iniz (LP) çıkacak. Fransa'da şu anda baskısı süren LP'nin hazırlıkları hangi aşamada?

"Aşk Şarkıları", 1 Kasım'da çıkmış olacak. Sözleri kendime ait bir LP olacak. İçimden gelen şeyleri yazdım. Zaten bir aşk insanıyım. Bu aşk insanının yazdığı şeyleri birçok kişi takip etmiş ki, ben hâlâ sahnelerdeyim. Yoksa olmazdı.

-Bir röportajınızda "Sanatçı (genç sanatçılara) öğüt vermemeli, örnek olmalı" ifadelerini kullandınız. Sizce bir sanatçı, genç sanatçılara nasıl örnek olur?

Baksınlar; nasıl bir hayat yaşamışım. Yani skandallara karışmadan, hadiselere hiç girmeden, hâlâ sahnede kalmışsa, hâlâ alkışlarla dostsa bir sanatçı örnektir. Sanatçı "Şunu yap, bunu yap" dememeli. Sanatçı, sadece örnek olmalı.

“SANATÇININ SESİNİ KISMAK İSTİYORSANIZ KORKUYORSUNUZ DEMEKTİR”

-Müzikal yolculuğunuzda 60 yılı devirmiş bir müzisyen olarak Türkiye toplumunun yaşamında müzik sizce hangi konumda?

Kötü. Buna "Evet" diyemeyeceğim. Çünkü ciklet gibi şarkılar yapılıyor. Tadı bitince "tık" diye atıyorsunuz bunu. Bakın burada bir "Sevemem Artık" söyledim. Yıllarca bütün stadyumlarda, her yerde Ömür Göksel şarkısı söyleniyor. Herkes "Beni Hiç Eden Sensiz Hayatı" diyor veyahut Ömür Göksel'in "Yaşadım mı, Öldüm mü, Anlayamadım", "Ah ile Vah ile Geçti Bu Ömür" gibi şarkılar hâlâ dillere destan. Bir nesil söylediği gibi, yeni nesil " Aaa, ne güzel şarkılarmış bunlar" diye söylüyorlar bu şarkıları. Oysa bugünün şarkıları tadı biten ciklet gibi. Tadı bitince "Çok güzel şarkı" diyorsunuz; atıyorsunuz.

-Son yıllarda Türkiye'de birçok konser ve festival, çeşitli sebeplerle yasaklandı ya da iptal edildi. Bir müzisyen olarak buna dair ne düşünüyorsunuz?

Hoş bir şey değil. Yani sanatçılar, ülkenin sesidir. Onların sesinin kısılması güzel bir şey değil. Bu, bana yapılan bir şey olduğu için demiyorum. Dünyanın neresinde olursa olsun bir sanatçının sesini kısmak istiyorsanız çekiniyorsunuz, korkuyorsunuz demektir. Ama sanatçı hiçbir zaman susmaz. Sanatçı, daima muhaliftir. Sanatçı her şeye "Evet" derse o zaman iyi bir sanatçı değildir.

"MSG'Yİ DE MESAM'I DA AYIPLIYORUM"

Türkiye'de telif haklarıyla ilgili eksiklikler var. Bu eksikliklerin giderilmesi için neler yapılmalı? 

Çok büyük eksiklikler var. Bunu bilhassa zikretmek istiyorum. Mesela iki tane radyo programı yapıyorum. Bu radyo programlarında ikişer kez Ömür Göksel söz ve bestelerinden çalıyorum. Buna rağmen telif hakkı olarak bana Musiki Eseri Sahipleri Grubu Meslek Birliği (MSG), Türkiye Musiki Eseri Sahipleri Meslek Birliği (MESAM) gibi kuruluşlar para ödemediklerinden dolayı bugün sigortamı bile kendim ödüyorum. Mensubu olduğum MSG'yi de MESAM'ı da son derece ayıplıyorum.

Editör: Ezgi Bardakçı