Biraz yağmur yağmaya görsün…

Bir afra,

Bir tafra…

Öyle el işaretiyle ‘’zınk’’ diye durmak,

Arka koltuğa kurulup da ‘’Çek bakalım…’’ girizgahıyla paşa çocuğu havalarına girmeler karşısında sessiz kalmak…

Devir değişti…

Roller de…

Selam-sabah demeden koltuğa yerleşmek yok artık…

Hele kent sağanak altındaysa…

Caddeler, sokaklar, alt geçitler yağmur sularının istilasına uğramışsa…

Üstelik gitmek istediğin yer iki adımlık mesafede ise…

Zorlama, hiç şansın yok…

Alacağın en iyi yanıt, üç harften oluşan bir sözcük olur yalnızca:

‘’Cık’’

Benzin ve mazot fiyatlarının ulaştığı astronomik seviyelerden sonra,  sürücüler daha seçici oldu.

Öyle iki adımlık mesafe için, kontak anahtarını çevirmiyor.

Elindeki yükün ağırlığına dayanamayıp, iki sokak mesafedeki evine gitmek için taksiye binme devri de çoktan kapandı.

Öyle hovardalığa ne yürek, ne de cüzdan dayanır…

Hoş onlar dayansa, sürücü dayanmıyor…

Haksız da sayılmazlar hani…

Akaryakıt fiyatları arttıkça, ücretler de artıyor…

Ücretler arttıkça zorunlu seçicilik de peşi sıra geliyor…

Bir de bu işin araç muayene, bakım onarım gibi gider kısmı, ekstra masrafları var…

Sürücüler de, yolcular da ‘’karlı’’ günlerin değil ama ‘’                        kârlı’’ günlerin hayaliyle yaşıyor.

Ankara’da yaşayanlar yine şanslı…

Kentin bir ucu belli,

Öteki ucu belli…

İstanbul’da yaşayanlar ne yapsın…

‘’Cık’’ yanıtı sanki onlar için uydurulmuş…

Trafikten söz edince havalar, havalardan söz edince trafik sorunu gelir akla.

Biri, diğerinin olmazsa olmazıdır adeta…

Başkent birkaç gündür yağışlı havaların etkisinde…

Arada bir varla yok arası kar serpiştiriyor sadece…

O nedenle zincirleme kaza görüntüleri yok şimdilik…

Gelecek günler ne gösterir, yaşayıp göreceğiz…

Ama şiddetli yağmurlar yüzünden ulaşımda büyük sıkıntılar yaşandığına çokça tanık oluyoruz.

Malum, taksiye binmek her kesenin harcı değil…

Belediye otobüsleri ise, benzin masrafını bertaraf etmek isteyen özel oto sahiplerinin de katılımıyla tıka basa dolu…

Özellikle çalışan kesimin mesailerinin başlama ve bitiş saatlerinde yaşanan yoğunluk duraklarda uzun kuyruklar oluşmasına neden oluyor.

Hava tahmin raporları yalnızca çalışan kesim ve öğrenciler için değil, sürücüler için de önem taşıyor.

Meteorolojik gelişmeler sürprize açık olsa da…

Başkent halkı, bahar aylarında kar görmeye, kış ortasında kısa kollu giysilerle dolaşılacak havalara, alışıktır, bir de saatlerce otobüs yolu gözlemelere…

Ama o Ankara’da da giderek yaygınlaşan ‘’cık’’lı umursamazlıklar yok mu?

İşte o zor geliyor…