Gürer, Veteriner Hekimler Derneği Başkanı Gülay Ertürk ve Genel Sekreter Mücteba Binici, Sayman İlker Çelik ile veterinerlerin sorunları ve İklim kanun teklifinin hayvancılığın etkisini görüştü. Ve hayvancılığın giderek derinleşen sorunlarını değerlendirdi. Gürer ve Ertürk, hayvancılığın mevcut durumu, veteriner hekimlerin karşılaştığı zorluklar ve iklim değişikliğine ilişkin yasa tasarısı üzerinde kapsamlı değerlendirmelerde bulundu.
"MEVCUT TASARI YALNIZCA TİCARİ ÇIKARLARI GÖZETİYOR"
İklim kanunu tasarısının hayvancılık açısından ciddi riskler barındırdığını vurgulayan Gürer, “Karbon ticaretini amaçlayan bir iklim kanunu, burada cezai hükümlerde ifade edilmese de hayvancılığa da sekte vuracak bazı maddeler içeriyor. Bu nedenle hayvancılık yapanlar açısından da risk taşıyor. Bu nedenle de kanun mutlaka geri çekilmeli. Hayvancılıkla ilgili özellikle küçük aile tipi işletmelerin korunacağı ve bunların oluşmuş sorunlarına çözüm üretileceği bir düzenleme de ihtiyaç olarak görülüyor. Bu açıdan kanun teklifi yalnızca bir rantta yönelik ticari bir kanun teklifi olarak değerlendiriliyor. İklimin tüm kapsayıcılığı da değerlendirilerek, iç göç ve çalışma süreçleri ile bununla ilgili oluşabilecek tarımdaki sorunların bütünüyle ele alınması gerekiyor. Ancak şu anda bu dolulukta bir tasarı mevcut değil. Onun için mutlak suretle bu kanun teklifi geri çekilmelidir”, dedi.Gürer, mevcut tasarının yalnızca ticari çıkarları gözettiğini ifade etti.
"NE ETİN FİYATI DÜŞÜYOR NE HAYVANCILIKTA SORUNLAR BİTİYOR"
Hayvancılıkta yaşanan sorunların da her geçen gün derinleştiğini belirten Gürer, “2010 yılında et ve hayvan ithalatı başladı. O günden bu yana 10 milyon hayvan ithal edildi ve 11 milyon dolar yurt dışına gitti. Son 2 yılda ise 1 milyon 200 bin hayvan ithalatı gerçekleşti. Ama ne etin fiyatı düşüyor ne de hayvancılıkta sorunlar bitiyor.” dedi.
Hayvancılığın olduğu her yerde veteriner hekimlerin mutlaka bulunması gerektiğini belirten Ömer Fethi Gürer, “Ne yazık ki ülkemizde Veteriner Genel Müdürlüğü dahi kaldırıldı. Sorunlarını dinlemek ve hayvancılığın politikalarının ne olması gerektiğine bir kez daha işaret etmek için buradayız” ifadelerini kullandı.
VETERİNER HEKİMLER DERNEĞİ: İKLİM KANUN TEKLİFİ GERİ ÇEKİLMELİ
Veteriner Hekimler Derneği Başkanı Gülay Ertürk, iklim değişikliğine ilişkin yasa tasarısının yetersizliğine dikkat çekti.
Ertürk, “Veteriner Hekimler Derneği olarak, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde görüşülmekte olan İklim Kanunu Taslağı’nı mevcut haliyle yeterli bulmuyor ve bu haliyle kabul etmiyoruz. Taslak, ağırlıklı olarak emisyon ticaretine ve karbon piyasasına odaklanmakta, ancak iklim değişikliğinin insan, hayvan, bitki, çevre ve ekosistem sağlığı üzerindeki çok yönlü ve yıkıcı etkilerini göz ardı etmektedir. Bu durum, taslağın kapsamının stratejik ve sürdürülebilir bir perspektiften yoksun olduğunu göstermektedir. İklim kanunu, insan, hayvan ve çevre sağlığını bir bütün olarak ele alan, tek sağlığı gözeten bir perspektifle yeniden yapılandırılmalıdır.” diye konuştu.
İklim değişikliğinin yalnızca çevresel değil, aynı zamanda bir sağlık krizi olduğunu da vuruglayan Ertürk, Artan sıcaklıklar, kuraklık, sel, yangın gibi ekstrem iklim olayları biyolojik çeşitliliği tehdit etmekte; zoonotik hastalıkların yayılımı artmakta; yeni enfeksiyonlar insan, hayvan ve bitki sağlığını tehdit etmektedir. Bu nedenle yasa metninde “sağlık” ve “tek sağlık” kavramlarına açıkça yer verilmeli, bu yaklaşımlar kanunun temel bileşenlerinden biri haline getirilmelidir.” dedi.
TARIM VE HAYVANCILIK SEKTÖRÜ TASLAKTA GÖZ ARDI EDİLMİŞTİR
Ertürk, “İklim değişikliği özellikle hayvancılık ve tarım sektörleri üzerinde doğrudan ve yıkıcı etkiler yaratmaktadır. Sıcaklık artışları süt verimini düşürmekte, yem bitkisi üretimini azaltmakta, üretim maliyetlerini artırmaktadır. Ancak taslak, bu sektörlere yönelik somut politika ve destek mekanizmaları içermemektedir. Kanunda mutlaka hayvancılık ve tarım özelinde ayrı başlıklar açılmalı, geçiş sürecini destekleyici mali ve teknik araçlar tanımlanmalı, Küçük ve orta ölçekli üreticilere özel teşvik ve koruma mekanizmaları oluşturulmalıdır.” diye konuştu.
"KANUN TASLAĞI UZMAN MESLEK ÖRGÜTLERİNİN KATKISI OLMADAN HAZIRLANMIŞ"
Hayvancılık sektörü metan salınımı yönünden değerlendirilirken, biyogaz üretimi, mera alanlarının karbon yutak kapasitesi, organik gübre yönetimi gibi pozitif katkıların da dikkate alınması gerektiğini vurgulayan Ertürk, "Bu sektörü yalnızca cezalandırıcı bir anlayışla değil, dönüştürücü ve destekleyici politikalarla ele almak gereklidir. Kanun hazırlık sürecine ilgili meslek odalarının katılımı sağlanmalıdır. İklim Kanunu taslağı, tarım, hayvancılık, sağlık ve çevre alanlarında uzman meslek örgütlerinin katkısı olmadan hazırlanmıştır. Bu durum, saha gerçekliklerinden uzak, soyut ve uygulanamaz hükümlerle dolu bir taslak ortaya çıkmasına neden olmuştur. Yasalaşma süreci öncesi mutlaka Veteriner Hekimler Derneği ve diğer ilgili meslek kuruluşlarının görüşleri alınmalıdır." dedi.
"ZOONOTİK HASTALIKLAR VE VEKTÖR KAYNAKLI SALGINLAR ARTMAKTA"
Ertürk, "Zoonotik hastalıklar ve vektör kaynaklı salgınlar artmaktadır. Küresel ısınma nedeniyle farklı vektör kaynaklı hayvan hastalıkları yaygınlaşmış, pratikte karşılaşılan zoonotik hastalıkların oransal olarak %61’in çok üzerine çıktığı gözlemlenmiştir. Bu durum yalnızca hayvan sağlığını değil, gıda güvenliğini ve insan sağlığını da doğrudan etkilemektedir. Bu nedenle taslakta zoonozlara karşı izleme, erken uyarı ve mücadele sistemlerine ilişkin hükümlere mutlaka yer verilmelidir.Arıcılık ve tozlaşma ekosistemi göz ardı edilmemelidir.Dünya arıcılığında ikinci sırada yer alan ülkemizde, insan gıdasının %35’inin arı tozlaşmasına bağlı olduğu düşünüldüğünde; iklim değişikliği sonucu ortaya çıkan sıcaklık artışları arıları doğrudan ve dolaylı yollarla tehdit ederek ekosistem ve gıda üretim sistemlerini riske atmaktadır.
İklim Kanunu kapsamında, arıların ekosistem ve tarım için kritik rolü göz önünde bulundurularak:
• Pestisit kullanımının sınırlandırılması,
• Doğal yaşam alanlarının korunması,
• Yerli arı türlerinin desteklenmesi önemlidir.
Ayrıca, iklim dostu tarım uygulamaları teşvik edilmeli ve arı sağlığına yönelik bilimsel araştırmalar desteklenmelidir. Çünkü arıların varlığı, insanlığın geleceği için kritik öneme sahiptir.
Bilimsel ve sektörel dayanaklardan yoksun, denge unsurları eksik bir taslaktır.Mevcut taslak, yalnızca piyasa temelli araçlara (karbon ticareti, sertifika sistemleri) odaklanmakta; ancak bu sistemlerin küçük üreticilerce nasıl entegre edileceği, sürdürülebilir gıda arzı açısından nasıl bir dönüşüm gerektirdiği belirsizdir. Oysa üretim sistemleri ve halk sağlığı doğrudan etkilenmektedir. Bu nedenle taslak:
• Sadece piyasa odaklı değil, insan ve toplum refahını gözeten dengeli bir yaklaşımı benimsemeli,
• Kırsal yoksulluğu önleyici sosyal politikaları içermeli,
• Hayvancılığın geleceği için düşük karbonlu üretim modellerine geçişi teşvik etmelidir.
Veteriner Hekimler Derneği olarak bizler, taslağın mevcut haliyle iklim krizine karşı etkili ve bütüncül bir mücadele için yeterli olmadığını düşünüyoruz. İklim krizinin sağlık, gıda güvenliği, hayvancılık, tarım ve biyolojik çeşitlilik üzerindeki etkileri göz önüne alınarak, yasa taslağına bu alanları kapsayan somut, uygulanabilir, bilimsel temelli hükümler mutlaka eklenmelidir. Aksi takdirde yasa, yalnızca çevre değil halk sağlığı ve ülkenin gıda güvencesi açısından da büyük eksiklikler barındıracaktır.” dedi.
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, iklim kanunu bir ticaret kanunu olarak düşünülmesi bu bağlamda yaşanacak sorunları içermemesi nedeni ile mecliste geri çekilmesi, çekilmemesi halinde ret oyu vererek karşı çıkacakları ifade etti.