Muhammed Ali YAHŞİ

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Ankara’nın Yassıhöyük (Gordion) köyü sakinlerinin katılımı ile Meclis’te basın toplantısı düzenledi. Kırsalda mera alanı iken hazine arazilerine dönüştürülüp köy dışına satış yolu açılan ve bu yolla imara açılan tarım arazilerinin korunması gerektiğini söyleyen Gürer, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a seslenerek Hazine arazilerinin yabancılara ve köy dışında kişilere ihale ile satışının durdurulmasını istedi. İktidara da çağrıda bulunan Gürer, “Meralar, hazine arazisine, hazine arazileri imara açmaktan vazgeçin” diye konuştu.

“EİAŞ VE TEİAŞ İLK ELDEN ÖZELLEŞTİRİLECEK”

İktidarın ilk 15 yılda 101 kuruluşun kamu paylarını, 10 liman, 90 elektrik santrali ,40 işletme, 11 otel ve sosyal tesisi, 3707 taşınmaz, 37 maden sahası, 3 gemi, 6808 kalem makine tesisat, 155 adet isim hakkının satıldığını ve bu satışlardan 60 milyar dolar gelir elde edildiğini ifade eden Gürer 2022 yılında yapılan özelleştirmelerden de 8,5 milyar dolar gelir elde edildiğinin açıklandığını belirtti.

Aralarında şeker fabrikaları, enerji şirketleri, limanlar ve kamu varlıklarının satışının gerçekleştirileceği yeni bir özelleştirme sürecinin başlatıldığını vurgulayan Gürer, “Karayolları, şeker fabrikaları, elde kalan kamu varlıklarının taşınmazlara, EİAŞ VE TEİAŞ gibi kuruluşlar ilk elden özelleştirilecek. Amaç kamunun yükünü azaltmak ve gelir elde etmek olarak belirlense de satışlardan sonra bu amaca ulaşılamadığı da gözleniyor” dedi.

“30 MİLYON METREKARE TARIM ARAZİSİ YABANCILARA SATILDI”

Tarım arazilerinin yabancılara satışındaki artışa da dikkat çeken Gürer 30 milyon metrekare tarım arazisinin yabancılara satıldığı, bir o kadarının kiralandığını ifade etti. Düzenlemeyle hazineye ait arazilerin satışı yönünde uygulamaların da başladığını da belirten Gürer, “21 Aralık 2011 tarihinden itibaren 3 yıldan fazla kiralanan tarım arazilerinin yöre halkına satışının yapılacağı ve bu arazilerinin de yalnızca tarım arazisi olarak kullanılacağı belirtilmişti ama bu uygulama da bu şekilde gerçekleşmedi. Çok yerde bu araziler o yörelerde yaşayanların dışından gelenler tarafından satın alındı. Bunun yanlış olduğunu dile getirdik. Ülkenin farklı bölgelerindeki tarım arazilerinin satışları halen devam ediyor” dedi. 

Büyükşehir yasasının yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bazı beldelerin ve köylerin kırsal mahalleleri dönüştürüldüğünü anımsatan Gürer, bu yörelerdeki tarım arazilerinin ise ne yazık ki imara açıldığını ifade etti. 

“EKENLERE VERİLMESİ GEREKEN YERLER BAŞKALARINA SATILDI”

İmara açılan tarım arazilerinin o yörelerde yaşayanların dışında, başka yerlerden gelenler tarafından satın alınmasının sorunlara yol açtığına değinen, “Ekenlere verilmesi gereken yerler, ihaleyle başka yerlerden gelenlere satıldı. Tarımın içinde bulunduğu koşullar dikkate alındığında bu tür düzenlemelerinde öncelikle o köyde yaşayan önceliklenmelidir. Çöl yerde, o yerlerde yaşayanların dışında, başka kişilere araziler satıldığı gözlendi. Bu da o yörelerde tarımsal sorunlara da neden oldu” şeklinde konuştu. 

“KADASTRO KAYITLARI GÜNCELLENMELİ” 

Gürer, köylerde tapu kadastro uygulamasının yapıldığı dönemlerde kayıtların çok takip edilmediğini, yıllarca o arazi kullananların arazi değer bulunca tarlası satmak isteyince o arazi üzerine kayıtlı olmadığı öğrenince şaşkınlık yaşadığını ifade etti. Arazim var diyen, yıllardır ekip diktiği, kullandığı arazi başkasına kayıtlı görmesi sorunlar üretiyor. Tapu kadastro bu süreci yeniden güncellenmelidir. Olumsuz örnekler çok köy ve kasabada var. Bu durum köy ve kasabalarda gerilimlere neden oluyor.” dedi. 

“HAZİNE ARAZİSİ KONUT ALANI OLARAK BELİRLENİP SATIŞA ÇIKARILDI”

Ankara’nın Yassıhöyük köyündeki uygulamanın ise daha dikkat çekici bir örnek olduğuna işaret eden Gürer, “Burada köylünün yıllardır tarım arazisi olarak kullandığı hazine arazileri, konut alanı olarak belirlenip ihaleyle satışa çıkarıldı. Öncelikle buraların tarım arazisi olarak köy halkı tarafından satın alınması gerekirken, ne yazık ki tarım arazileri dışarıdan gelenler tarafından konut alanı olarak satın alınıyor. Bazı bölgelerde Sit alanlarının bile konut alanı olarak belirlendiği biliniyor. Bu kabul edilebilir bir durum değil. Mera iken hazine arazisi dönüşen, “Gordion” olarak ünlenen antik kent yakınlarında verimli araziler ihale ile köy dışına satılmak istenmesi doğru değil.” diye konuştu. 

“BÖYLE GİDERSE TARIM ARAZİSİ KALMAYACAK”

Kamuya gelir elde etmek amacıyla yapılsa dahi köylerdeki tarım arazilerinin satışının o yörede ikamet edenlere satılması, satın alınan yerlerin de yine tarım arazisi olarak kullanılması gerektiğini belirten Gürer, “Yetkilileri bu konuda uyarıyoruz. Böyle giderse köylerde de tarım arazisi kalmayacak. Kırsal zaten boşalıyor. Kırsal bölgelerde 55 yaş üstü vatandaşlar kaldı, onları da oralara toprakları bağlıyor. Topraklarını da bu şekilde kaybederlerse onlarda köylerinden göç edecek, tarım yapılmayacak, hatta büyükşehirlerde düzensiz göç sorunları daha da artacak. Bu durum tarımın sürdürebilirliği açısında da büyük sorun teşkil edecek” şeklinde konuştu.

“BU DÜZENLEME TÜRKİYE’YE YAPILACAK EN BÜYÜK KÖTÜLÜKLERDEN BİRİ”

Tarım arazilerinin ve Sit alanlarının imara açılmasının bölgenin yapısını değiştireceği gibi doğal dengeyi bozup kırsaldaki yaşam alanını daraltacak bir uygulama olduğuna işaret eden Gürer, bu uygulamanın derhal geri çekilmesi gerektiğini, bu tür uygulamalara yapılırken köylülere de danışılmasının şart olduğunu söyledi. 

Tarım arazilerinin ve Sit alanlarının imara açılması ve yabancılara satılmasını içeren düzenlemeyi, “Türkiye’ye yapılabilecek en büyük kötülüklerden biri” olarak nitelendiren Gürer, “Buradan Cumhurbaşkanına çağrıda bulunuyorum; Hazine arazilerinin, tarıma elverişli arazilerin şayet satılacaksa o yörelerde yıllardır tarım yapanlara satılması gerekir. Tarımsal desteklemeler artırılmalı. O bölgelerde ürün desenine ürünler yetiştirilmeli, tarımın sürdürülebilirliği sağlanmalı” dedi. 

Kuraklık, savaş ve pandemi şartlarının her ülkeyi kendi ürününü kendi yetiştirecek bir mücadelenin içine soktuğuna işaret eden Gürer, “Ülkemizde tarımın sorunlu kılındığı yetmiyormuş gibi tarım arazilerinin imara açılması da kabul edilebilir bir durum değildir” dedi. 

“HAZİNE ARAZİLERİNİN YABANCILARA SATIŞI DURDURULMALI”

Ankara’nın Yassıhöyük köyündeki sorunun Türkiye’nin pek çok yerinde de var olduğuna vurgu yapan Gürer, “Hazine arazilerinin yabancılara satışı durdurulmalıdır. Yabancılar gelip en verimli tarım arazilerini satın alıyor. Çiftçi arazilerini zorunlu olarak satıyor ve bir müddet sonra sattığı tarım arazisinde maraba olarak çalışıyor. Tarım arazisi yabancılara satılmamalı, yerli çiftçinin de tarım arazilerini satmaması için desteklenmesi gerektiği bilinmelidir” diye konuştu.

“MİLLİ GELİRİN YÜZDE 1’İ ÇİFTÇİYE VERİLMELİ “

Gürer, düzenlediği basın toplantısında ayrıca, Milli Gelirin yüzde 1’nin çiftçilere aktarılmasıyla ilgili kanunu hatırlatarak, “AKP kendi çıkardığı kanuna bile uymuyor. Milli Gelirin yüzde 1’i olan 441 milyar lira verilmesi gereken çiftçiye 91 milyar lira ayrıldı” hatırlatmasında da bulundu. 

Editör: Ezgi Bardakçı