Gürer, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde düzenlediği basın toplantısında, Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu tarafından belirlenen 2025 yılı fitre tutarının amaca hizmet eden bir tutar olmadığını söyledi. Gürer, “80 gram üzerinde altını olan ve borcu bulunmayan kişilere fitre düşüyor. 2024 yılında fitre 130 lira olarak belirlenmişti. Bu yıl ise 180 lira olarak açıklandı, fitre tutarının bir kişiye bir gün boyunca iki öğün yemek sağlayacak şekilde hesaplanıyor. Açıklanan tutar bu miktarın alım gücü açısından yetersiz. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bu rakamı hangi kriterlere göre belirlediğini sorgulamak gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
"180 LİRA HANGİ KRİTER DİKKATE ALINARAK BELİRLENDİ?"
Diyanet İşleri Başkanlığı’na çağrıda bulunarak, fitre tutarının hangi kriterlere göre belirlendiğinin açıklanmasını isteyen Gürer, “Ramazan ayı, ibadet ayı olmasının yanı sıra, paylaşım ve toplumsal dayanışma ayıdır. Ancak 180 liralık fitre tutarı, iki öğün yemek için bile yeterli değil. Diyanet İşleri Başkanı, belki pazara çıkmaya vakit bulamıyordur. Ancak 81 ilin müftüsüne bir yazı gönderip, ‘Bölgenizde bir ailenin bir öğün yemek masrafı nedir?’ diye sorsa, daha gerçekçi bir rakam ortaya çıkabilir." dedi.
Fitre tutarının yetersizliğini açıklamak için örnekler veren Gürer, “Emekliler, sabahın erken saatlerinde bir kilogram et alabilmek için et ve süt kurumu satış noktalarında kuyruğa giriyor. Diyanet İşleri Başkanlığı emekliye de fitre verilebileceğini açıkladı. Bu 180 lira hangi kriter dikkate alınarak belirlendi? Bugün normal bir lokantaya gittiğinizde bu fiyata bir öğün yemek bile yiyemezsiniz. Yağ, salça, pişirme giderleri, yemeğe dönüşmesi için gerekli diğer giderler dikkate alındığında fitre bir öğün yemek için dahi yeterli değil. Belirlenen tutar bir öğün yemek malzemesi karşılayamıyor. Bu durumda hangi kriterlerin dikkate alındığı sorgulamak gerekiyor. Enflasyon dikkate alınarak bu hesaplamalar yapılmalıdır.” dedi
Gürer, Kurban Bayramı’nda da benzer bir durum yaşandığını hatırlatarak, “11.750 liralık vekaletle kurban fiyatı açıklanmıştı ama bu rakama kurban bulunamadı. Temin edilen yeri açıklayın ki vatandaş da oradan alabilsin, demiştik. Bugün de aynı şeyi söylüyorum: 180 lira ile iki öğün yemek yenebilecek gıda nereden alınıyor? Bunun bilinmesi lazım.” dedi.
"FİTRE TUTARI TÜİK HESAPLAMALARINI BİLE KARŞILAMIYOR"
Gürer, belirlenen fitre tutarının TÜİK’in hesaplamalarını bile karşılamadığını belirterek, “Diyanet İşleri Başkanlığı, geçen yılın rakamlarını kriter alıyor. Ancak enflasyon dikkate alındığında, fitrenin daha gerçekçi bir düzeye çekilmesi şart. Ramazan ayı, dayanışma ve paylaşım ayı olmasının yanı sıra, insanların temel ihtiyaçlarını karşılamalarına da vesile olmalı.” dedi.
İki kilo biberin 180 lira olduğu bir ortamda, fitre tutarının insana uygun ve sağlıklı yaşam şartlarına göre belirlenmesi gerektiğini söyleyen Gürer, “Asgari ücret nasıl ki pek çok işveren için üst sınır olarak kabul ediliyorsa, Diyanet’in açıkladığı fitre de genelde bu sınır olarak algılanıyor. Vicdani sorumluluk gereği, bu rakam daha gerçekçi bir seviyede belirlenmelidir.” dedi. Ramazan ayının paylaşım ve toplumsal dayanışma açısından önemine dikkat çeken Gürer, fitre tutarının belirlenmesinde toplumun gerçek ihtiyaçlarının göz önünde bulundurulması gerektiğini ifade etti. Gürer, “Fitre yalnızca dini bir ibadet değil, aynı zamanda toplumsal dayanışmanın bir göstergesidir. Bu nedenle, hesaplamalar derinleşen yoksulluk ve enflasyon karşısında yeniden değerlendirilmelidir.” dedi.
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Diyanet İşleri Başkanlığı’na çağrıda bulunarak, fitre tutarının belirlenmesinde yalnızca geçen yılın rakamlarının değil, güncel enflasyon ve artan yaşam maliyetlerinin dikkate alınması gerektiğini ifade eden Gürer, “Bir yandan paylaşımın ve ibadetin önemine vurgu yaparken, diğer yandan insanların temel ihtiyaçlarını karşılamalarına imkan tanıyacak bir rakam belirlemek gereklidir. Ramazan ayının manevi anlamı da bunu gerektirir.” diye konuştu.
"VATANDAŞIN ORUÇ AÇMAK İÇİN LOKANTAYA GİTMESİ HAYAL OLDU"
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer’den Diyanet İşleri Başkanlığı’nın belirlediği fitre tutarının en azından bir ailenin bir iftarda tükettiği gıda ürünlerini kapsaması gerektiğini vurguladı. “Emeklinin maaşı ev kirasına yetmiyor, gıda harcamalarına yetişemiyor,” diyen Gürer, emeklilerin lokantada iftar yapmasının artık imkansız hale geldiğini belirtti. “İftar menüsü fiyatları en düşük 750 liradan başlayıp 3.000 liraya kadar uzanıyor. İnsanların oruç açmak için lokantaya gitmesi hayal oldu. Belirlenen fitre tutarının, en azından bir ailenin bir iftarda tüketeceği gıda masrafını karşılaması gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
"EMEKLİ SADAKA VERİLECEK DURUMA DÜŞÜRÜLDÜ"
Basın toplantısında ekonomik sıkıntılara da değinen Gürer, yoksulluğun yaygınlaştığını ve insanların temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlandığını belirterek, “Nice insanlar var ki, yaşadığı açlığı ve yoksulluğu başkalarına hissettirmemek için acılarını içine gömüyor. Bir ailenin birden fazla ferdi çalışsa da geçimlerini sağlayamıyor. Kredi kartı borçları nedeniyle bir bankadan diğerine borç aktararak yaşamlarını sürdürüyorlar. Kredi kartı ve kredi borçları 4 trilyon lirayı aşmış durumda, icra dosyası sayısı her geçen gün artıyor.” diye konuştu.
Geniş halk kesimlerinin gizli açlık tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu ifade eden Gürer, “Ülkemizde derin bir yoksulluk var ve bu giderek yaygınlaşıyor. Sağlıklı beslenme şartlarından yoksun çocuklarımız var. Kalori dışında protein ihtiyaçlarını da karşılayamıyorlar. Bu durum, özellikle gelişim çağındaki çocukları olumsuz etkiliyor ve toplumun önemli bir kesimini tehdit ediyor Bu durum gizli açlık tehlikesini yaygınlaştırıyor. Bir tarafın geliri artıyor geniş kesimler yoksullaşıyor. Emekli sadaka verilecek noktaya düşürüldü.”dedi