24 Kasım Öğretmenler Günü kapsamında, İstanbul Kongre Merkezi'nde "100 Yılı İnşa Edenler, 100 Yılı İnşa Edecekler Öğretmenler Günü Programı" düzenlendi. Türkiye'nin 81 ilinden gelen öğretmenlerin bulunduğu programa Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da katıldı. Programda Erdoğan'ın yanı sıra Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, İstanbul Valisi Davut Gül de yer aldı. Program Yücel Arzen yönetiminde 100 öğretmenden oluşan koronun müzik dinletisiyle başladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, koroyu ayakta alkışladı. Programda şehit öğretmenler de unutulmadı.  

Programda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ev ve otomobil fiyatlarıyla ilgili, "Fahiş fiyat balonunu söndürecek tedbirleri artık hayata geçiriyoruz. Otomobil piyasasında alınan önlemlerin sonuçlarını gördük. Konut fiyatları ve kiralarda dengelenme başladı. Yakında her ikisinin de piyasa gerçekleriyle uyumlu rakamlara geleceğine inanıyorum" ifadelerini kullandı.  

"AYBÜKE: ÖĞRETMEN OLDUM BEN, FİLMİNİ İZLEMENİZİ TAVSİYE EDİYORUM" 

Erdoğan, "Dün, Cumhurbaşkanlığı Külliyemizde 6 yıl önce hain terör örgütü PKK tarafından Batman'da katledilen öğretmen Şenay Aybüke Yalçın'a ithafen hazırlanan sinema filmini ailesiyle birlikte gözyaşlarıyla seyrettik. TRT'nin emeği ve gayretiyle hayat bulan Aybüke: Öğretmen Oldum Ben filmi şehidimizin aziz hatırasına hürmeten bugün ülkemiz genelinde gösterime girdi. Henüz 22 yaşındayken öğrencilerinden alçakça kopartılan şehit Aybüke öğretmenin hayatını, umutlarını, mücadelesini sinemaya taşıyan bu özel filmi öğretmenlerimizle birlikte tüm gençlerimizin izlemesini tavsiye ediyorum" dedi. 

EMEKLİYE İKRAMİYE MÜJDESİ 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Uzun yıllar ülkemize hizmet edip milletimize karşı vazifelerini başarıyla yerine getirdikten sonra bugün emekliliğini yaşayan öğretmenlerimize de sağlıklı, hayırlı uzun ömürler temenni ediyorum. Bu vesileyle emeklilerimizle ilgili bir müjdeyi sizlerle ve aziz milletimizle paylaşmak istiyorum. Emeklilerimizin yükünü hafifletmek amacıyla geçen ay bir defaya mahsus 5 bin liralık ilave ödeme kararı almıştık. Bununla ilgili kanun teklifimiz meclisimizin onayından geçti ve 10 milyon 430 bin çalışmayan emeklimizin hesabına 5 bin liralık ödemeleri yatırıldı. Açıkçası emeklilerimizin bir kısmının dışarıda bırakılması şahsen bizim de içimize sinmeyen, bizim de hakkaniyetli bulmadığımız bir durumdu. Dahası bunun çiftçi ve esnaf emeklilerimizin içinde yer aldığı diğer tüm emeklilerimizde bir gönül kırgınlığına sebep olduğunu üzüntüyle müşahede ettik. Pazartesi günkü kabine toplantımızda çalışma ve maliye bakanlarımıza gerekli düzenleme ve düzeltmelerin süratle yapılması talimatını verdim. Bakanlarımız hazırlıklarını bugün itibariyle tamamladılar. İnşallah önümüzdeki hafta ilgili kanun teklifini meclisimize sunacağız. İlk düzenlenemeden yararlanamayan çiftçi ve Bağkurlu esnaf emeklilerimiz başta olmak üzere 4 milyon 689 bin emeklilerimizin de tek seferlik 5 bin lira ödeme imkanından faydalanmalarını sağlayacağız. Böylece 15 milyon 120 bin emeklimizin tamamına bir defaya mahsus 5 bin liralık ödeme gerçekleştirmiş olacağız. Aldığımız kararın başta çiftçi ve esnaf emeklilerimiz olmak üzere diğer tüm emeklilerimize hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. İnşallah bundan sonra da emeklilerimizin yanında olmayı sürdüreceğiz" ifadelerini kullandı.  

"TÜRKİYE, EĞİTİMİN TÜM KADEMELERİNDE CUMHURİYET TARİHİNİN ZİRVESİNDE ULAŞMIŞTIR"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ülkemiz genelinde bu tema çerçevesinde gerçekleşen çeşitli etkinlikleri maziyi hatırlama, istikbale yön verme açısından çok anlamlı buluyoruz. Nasıl bir ağaç toprağın derinliklerine uzanan kökleriyle yaşarsa unutmayalım ki bir toplum da geçmişiyle kurduğu köprülerle ayakta kalır. Çağın getirdiği sıkıntıları, problemleri, meydan okumaları ve yozlaşma tehditlerini milletler ancak kökleriyle bağlarını sağlam tutarak aşabilirler. Diğer türlü rüzgarın önündeki kuru yaprak misali sağa sola savrulmaktan kurtulamazlar. Bir toplumu köklerine bağlayan ana damar hiç şüphesiz eğitim öğretimdir. 21 sene önce aziz milletimizin takdiriyle ülkeyi yönetme sorumluluğunu üstlendiğimizde önceliklerimizin en başına eğitim öğretimi koyduk. Türkiye'nin ekonomik ve siyasi şartları ne olursa olsun, eğitim öğretimin ikinci plana itilmesine müsaade etmedik. Hükümetlerimiz döneminde hazırlanan tüm bütçelerde aslan payını daima eğitim öğretime ayırdık. 2002 yılında toplam eğitim öğretim bütçemiz 10,3 milyar lirayken, bugün ne oldu biliyor musunuz? Bugün bu miktar 652 milyar liraya çıkmıştır. Şu an mecliste görüşmeleri devam eden 2024 yılı bütçemizde eğitim öğretime tahsis edilen tutar ise 1 trilyon 620 milyar liradır. Derslik sayımız, 343 binden aldık, 619 bine okul sayımızı 50 binden 95 bine yükselttik. Öğretmen kadromuzu yaptığımız 800 bin yeni atamayla tahkim ettik. 2023-2024 eğitim öğretim yılında resmi özel toplam 1 milyon 203 bin öğretmenimizle 19 milyon öğrencimize şu anda eğitim öğretim hizmeti sağlıyoruz. Eğitimin alt yapısına yaptığımız devasa yatırımların olumlu sonuçlarını çok geniş yelpazede gördük. 2002 yılında derslik başına ilköğretim 36, ortaöğretimde ise 30 öğrenci düşüyordu. Benim öğrencilik yılımda bizim sınıflardaki öğrenci sayısı 75'ti. Hele hele Anadolu'da bu rakam 100'lere ulaşıyordu. Ama şimdi biz bunu, görüldüğü gibi 30, 25 bazı yerlerde 15'e düşürdük. Çünkü kaliteli bir eğitim öğretimi başarmak kararındayız. Hamd olsun şu anda bunu da başardık, başarıyoruz. Bu ilköğretimde 23'e, ortaöğretimde 22'ye indirdik. Öğretmen başına düşen öğrenci sayımız da aynı şekilde ilköğretimde 28'den 18'e, ortaöğretim 28'den 12'ye geriledi. Bu oranlarla derslik ve öğretmen başına düşen öğrenci sayısında OECD ortalamasına yaklaştık. Bu Türkiye'nin geldiği konumu göstermesi bakımından çok önemli. Türkiye, eğitimin tüm kademelerinde Cumhuriyet tarihinin zirvesinde ulaşmıştır. Farklı sebeplerle okula gidemeyen kız çocuklarımızın önündeki engelleri kaldıran biz olduk" diye konuştu.  

"EĞİTİMDE DEMOKRATİK DÖNÜŞÜME İMZA ATTIK"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak için şartlı eğitim yardımından pansiyon kapasitesinin ve bursların artırılmasına kadar birçok adım attık. Gençlerimiz hatırlamaz, öğretmenlerimizin ciddi bir kısmı biliyorum ki hatırlar. Yaşı 35 ve üstü olan kardeşlerimiz çok iyi hatırlayacaktır. Bundan 20 sene önce okullar açılınca ailelerin en büyük sıkıntı kaynağı ders kitaplarını hatırlayın temin etmekti. Kırtasiye kırtasiye dolaşır okul kitaplarını tedarik etmeye çalışırdık. Bazı kırtasiyecilerde bir hafta, on gün sonraya bize randevu verirlerdi. Bunları yaşadık. Göreve geldiğimizin ilk senesinde biz dedik ki bu eziyete son vereceğiz. Ders kitaplarını ücretsiz bir şekilde dağıtmaya başladık. Bugüne kadar yaklaşık 4 milyar ders kitabının dağıtımını gerçekleştirdik. 2023-24 eğitim öğretim yılında 171 milyon ders kitabını öğrencilerimize ücretsiz olarak ulaştırdık. Bitmedi, okullarımızda 560 bin etkileşimli tahta kurduk. 2023 yılı sonuna kadar bu sayı inşallah 620 bine ulaşacak. Bunlarla birlikte kat sayı adaletsizliğini kaldırarak, kesintisiz eğitim dayatmasını sonlandırarak, meslek liselerinin önünü açarak, İmam Hatip okullarının kapısına vurulan zincirleri kırarak, kılık kıyafetle ilgili yasaklara son vererek, Kuran-ı Kerim ve Siyer-i Nebi derslerini yaygınlaştırarak, yaşayan diller ve lehçeler dersleriyle beşeri zenginliğimizin farkına vararak eğitimde çok kapsamlı bir demokratik dönüşüme imza attık" dedi. 

"ÜZERİNDE DURDUĞUMUZ HUSUS ÖĞRETMENLERİMİZ MAAŞLARI VE ÖZLÜK HAKLARIYLA İLGİLİ İYİLEŞTİRMELER"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Burada 24 Kasım öğretmenler gününde muhalefet tarafından sürekli istismar edilen bir hususu açıklığa kavuşturmak istiyorum. Bakınız biz hükümet olarak sadece bütçede değil, atamalarda da önceliği hep eğitim öğretime verdik. Şu an kamuda görev yapan öğretmenlerin yüzde 80'i bizim iktidarlarımız döneminde atanmıştır. Her yıl ortalama 40 bin öğretmen ataması gerçekleştirdik. Mayıs ayında 45 bin öğretmenimizi daha öğrencileriyle buluşturduk. Bundan sonra da ihtiyaçlar ve imkanlar dahilinde gerekeni yapacağız. Evlatlarımızın eğitiminden hiçbir şekilde taviz vermeyeceğiz. Biz eğitim öğretim konusunu doğrudan bekamızı ilgilendiren milli bir mesele olarak görüyor, her türlü siyasi hesabın üstünde tutuyoruz. Bu konuda her türlü ufuk açıcı tenkite, yol gösterici teklife de açığız. Atamalar yanında üzerinde hassasiyetle durduğumuz bir diğer husus, öğretmenlerimiz maaşları ve özlük haklarıyla ilgili iyileştirmelerdir. Bunda da zaman zaman maalesef çeşitli iddialara ve ithamlara rastlıyoruz. Oysaki hükümetlerimizin hüsnüniyeti ve karnesi apaçık ortadadır. 2002 yılında en düşük öğretmen maaşı ek dersler hariç 470 lirayken bugün bu rakam 23 bin 900 liraya çıktı. Gerçekçi olalım, nereden nereye. Dolar bazında 2002 yılında kasım ayı itibariyle bir öğretmen ek ders hariç 292 dolar kazanırken, bugün dolar bazında bunun yaklaşık 3 katı maaş alıyor. Yani hem Türk lirası hem de dolar olarak reel artış söz konusu" ifadelerini kullandı.  

"FAHİŞ FİYAT BALONUNU SÖNDÜRECEK TEDBİRLERİ ARTIK HAYATA GEÇİRİYORUZ"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Elbette bunları söylerken her şeyin mükemmel olduğunu iddia etmiyorum. Tüm dünyada enflasyonun son 70 yılın zirvelerini zorladığı bir ekonomik atmosferden bizim etkilenmemiz düşünülemez. Hayat pahalılığının ve büyükşehirlerimizdeki fahiş kira artışlarının ücretli çalışanlarımız üzerinde oluşturduğu baskının farkındayız. Fakat ev sahiplerinin insaf dışı uygulamalarını bir kenara koyamayız. Dün bir vatandaşım bana onu söyledi. Kiracıyım dedi, ne ödüyorsun dedi. Başkanım dedi, şu anda ev sahibi beni ciddi manada sıkıştırıyor. 2 bin 500 lira veriyordum şimdi kiramı 7 bin 500 liraya çıkardı ya verirsin ya evden çıkarsın diyor. Şimdi, insaf. 2 bin 500'den 7 bin 500'e evin kirasını çıkarmak… Mecburen o ilçedeki belediye başkanımızı aradım. Ondan ricada bulundum, dedim ki, ya uygun bir kiralık yer bul veyahut da bizim TOKİ'nin evleri varsa oradan kendisine bir imkan sağla. Vicdan. Her şeyi devletten beklemek herhalde olacak bir şey değil. El ele vereceğiz, dayanışma halinde olacağız ama ben o ev sahibine, her halde beni dinliyordur beni, sende vicdan var mı? diye sormak durumundayım. 1'e 3, bu kadar biz konut yapıyoruz, bu yaptığımız konutlarla çözüm geliştirmeye çalışıyoruz ama insaf ya. Bu ne vicdandır. Fahiş fiyat balonunu söndürecek tedbirleri artık hayata geçiriyoruz. Otomobil piyasasında alınan önlemlerin sonuçlarını gördük. Konut fiyatları ve kiralarda dengelenme başladı. Yakında her ikisinin de piyasa gerçekleriyle uyumlu rakamlara geleceğine inanıyorum. Öte yandan evlatlarımızı, dolayısıyla parlak yarınlarımızı emanet ettiğimiz öğretmenlerimize ne yapsak yetersiz kalacaktır. Bunu laf olsun diye değil, tüm kalbimle ifade ediyorum. Öğretmenlerimize hakkının verilmesi noktasında hassasiyetimizin en üst seviyede olduğunun da bilinmesini istiyorum. Bugüne kadar öğretmenlerimizle aramıza kimseyi sokmadık inşallah bundan sonra da muhabbetimizin sarsılmasına müsaade etmeyeceğiz" diye konuştu.  

"GEREKLİ DESTEKLERİ SAĞLAYACAĞIZ"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Anayasa mahkemesinin verdiği kararı da göz önünde bulundurarak gerekli düzenlemeleri yapacağız. Mesleğin niteliğini ve toplumsal statüsünü güçlendirecek şekilde kanun teklifimizi yakında tüm paydaşlarımızın dikkatine sunacağız. Öğretmenlerimizin daha mutlu, huzurlu ve başarılı olmaları için mesleki gelişimlerinde ve özlük haklarında gerekli destekleri sağlayacağız. Lisans programlarından mesleki gelişime kadar tüm aşamaları Türkiye Yüzyılına uygun şekilde gözden geçirip yeni istihdam sistemini hayata geçireceğiz. Bu doğrultuda yükseköğretim programlarında öğrencilerin yetiştirilmesi, mesleğe kabul, adaylık, kariyer gelişimi ve mesleki gelişim ile öğretmenlik mesleği genel yeterlilikleri ilişkisini tesis edeceğiz" dedi.  

"ŞİDDET KONUSU EN HASSAS OLDUĞUMUZ MESELEDİR" 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şiddet konusu en hassas olduğumuz meseledir. Bizim kültürümüzde öğretmene el kalkmaz. Öğretmenin eli öpülür. Öğretmenlerimize yönelik şiddet eylemlerini asla mazur göremeyiz. Bu konuda mevzuatla ilgili sıkıntı varsa çözecek, eğitimle ilgili bir sorun varsa üzerine kararlılıkla gideceğiz. Hükümet olarak yapılması gereken her şeyi yapmak suretiyle zaman zaman medyaya da yansıyan üzüntü verici görüntülerin önüne geçeceğiz. 6 Şubat tarihinde meydana gelen depremlerde kaybettiklerimizin acısı kor bir ateş gibi içimizde yanmaya devam ediyor. Daha 8 ay önce 50 bini aşkın canını toprağa vermiş bir millet olarak depremzede kardeşlerimiz bizimle aynı standarda kavuşmadan hiçbirimiz kendimizi huzurlu hissedemeyiz. Deprem bölgesinin yeniden ayağa kaldırılması, hükümetimizin birinci önceliğidir. Dün Malatya'da meydana gelen 5,2 ve 4,7 büyüklüğünde depremler hepimize deprem gerçeğini tekrar hatırlatmıştır. Buradan tüm Malatyalı kardeşlerimize geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Rabbim ülkemizi her türlü afetten muhafaza buyursun diyorum" dedi. 

"19 BİN 468 DERSLİĞİ DAHA HİZMETE AÇACAĞIZ"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Depremin şehirlerimizde açtığı yaraları sarmak amacıyla ilk günden beri yoğun çaba harcıyoruz. Deprem öncesi 10 bin 977 okul, 119 bin 200 derslikle eğitim hizmetlerimizi sürdürdüğümüz bölgede, depremde 969 okul, 12 bin 120 dersliğimiz hasar alarak kullanılamaz hale geldi. Eğitim kurumlarımızın fiziki alt yapısını iyileştirmek için planladığımız okul ve derslik sayısına ilaveten deprem sonrası acil ihtiyaç duyulan yeni 2 bin 571 derslik açtık. 6 Şubat'tan bugüne bölgedeki 45 bin dersliğimizin bakım, onarım çalışmalarını tamamlayarak yavrularımızın hizmetine sunduk. 2024-2025 eğitim öğretim yılbaşında inşallah 19 bin 468 dersliği daha hizmete açacağız. Deprem konutları ve köy evlerimizin yapımına zaten devam ediyoruz. İnşası tamamlanan toplam 46 bin konut ve köy evini yıl başından önce hak sahiplerine teslim edeceğiz. Deprem bölgesinde öğrencilerimizin eğitimi eksik kalmasın diye fedakarca çalışan öğretmenlerimize teşekkür ediyorum. İnşallah omuz omuza gönül gönüle vererek bu zor günlerin üstesinden hep birlikte geleceğimize inanıyorum. Sizlerden istikbalimizin teminatı olan evlatlarımıza en güzel şekilde sahip çıkmanızı özellikle istirham ediyorum" dedi.  

"ÖĞRENCİLERE 4 KELİMELİK TAVSİYE"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Anaokulundan itibaren her bir öğrencimizin tarihiyle, medeniyetiyle, ecdadıyla, ezanı, vatanı, bayrağıyla barışık olarak yetişmesi ebeveynlerle birlikte sizlerin de sorumluluğudur. Öğrencilerimize özgüven aşılayarak kendi kültürlerinin, kimliklerinin kadim değerlerinin farkına varmalarını sağlayacak olan siz saygı değer hocalarımızsınız. Siz kıymetli öğretmenlerimizden gençlerimize tarihiyle, vicdanıyla, mazlum ve mağdurlara kucak açmasıyla, mücadelesi ve zaferleriyle gerçekten büyük bir milletin mensupları olduklarını anlatmanızı bekliyorum. Gittiğim okullarda hep öğrencilerimize şu dört kelimeyi tavsiye ediyorum. Oku, düşün, uygula, neticelendir. Bununla geleceği kucaklayacaksınız diyorum" ifadelerini kullandı.

Kaynak: DHA