Berna Erkün, Göknil Sarıoğlan, İmren İyem ve Mustafa İlik’in “Dışarıda” sergisini nasıl açmaya karar verdiklerini ve bu projenin nasıl oluştuğunu konuştuk.
• “Dışarıda” sergisini nasıl açmaya karar verdiniz? Bu proje nasıl oluştu?
Berna Erkün: Sergideki diğer sanatçı arkadaşlarımızla son beş yıldır birbirimizi tanıma fırsatımız oldu. Her birimizin manzara ve doğa temalı çalışıyor olması nedeni ile Ankara’da böyle bir proje oluşturmak istedik. Genelde İstanbul’da sergi açtığım için de doğduğum şehirde (Ankara’da) sergi açma düşüncesi iyi geldi. Böylece “Dıșarıda” sergisi gerçekleşmiş oldu. Bu sergi, 1990 ve 2011’deki sergilerle birlikte Ankara’da katıldığım üçüncü karma sergi oluyor.
Göknil Sarıoğlan: Son birkaç senedir ArtAnkara sanat fuarına katılıyorum. Ankaralı sanatseverlerin sanata ilgi ve yaklaşımı beni çok etkiledi. Ankara’da sergi açma düşüncem, estetik anlayışımızın uyuştuğu sanatçı arkadaşlarım ile bir araya gelmemizle gerçeğe dönüştü.
İmren İyem: Arkadaşlarla birlikte ele aldığımız konuların benzerliği ve plastik dil birliğimiz birlikte sergi açma fikrini doğurdu. Çankaya Belediyesine ait Zülfü Livaneli Kültür Merkezi’nde projemizi gerçekleştirdik.
Mustafa İlik: Aynı tema (doğa) üzerinde çalışmalarını sürdüren arkadaşlarımla farklı zamanlarda bir araya gelmelerimizde işlerimizin dil birliğini fark ettik. Ve uygun zamanda uygun yerde bu projemizi gerçekleştirdik.
• Sergideki çalışmalarınızdan bize bahsedebilir misiniz?
Berna Erkün: Genelde kağıt üzerine mürekkep, kolaj çalışmalarımın yanı sıra tuval üzerine akrilik boya ile 1985’ten beri çalışıyorum. Temalarım genelde doğa üzerine odaklı. Önceleri soyut çalışmalarım daha yoğundu. Bu arada 2004’ten bu yana manzara çizimleri yapmaktayım. 2022 yılında bu çizimleri Küratör Şanel Şan önerisi üzerine boya ile tuvale çalıştım. Aynı yıl 12’inci kişisel sergim “Kır Manzaraları” Hugin ve Munin Kültür ve Sanat Platformu’nda ve 2024 Eylül ayında ise Mine Sanat Galerisi’nde açtığım 13’üncü kişisel sergim “Vallisneria” başlığı ile sergiledim. “Dışarıda” sergisindeki işlerim de 2004’den beri devam eden çizimlerim ve 2022’de bu çizimlerden yola çıkarak oluşturmuş olduğum tuval işlerin devamı olarak yaptığım son işler.
Göknil Sarıoğlan: Resim benim için duyguların aktarılmasına dayanan bir çeşit ritüeldir. Mürekkep resim (sumi-e) çalışmalarımda, asitsiz doğal kağıtlara serbest fırça darbeleri ile çok katmanlı mürekkep tonlarıyla monokrom renk geçişleri hakimdir. Sergideki çalışmalarımda, gelenekselin dışında farklı malzemelerin kullanımıyla Batı modernizmini esinini doğadan alan Uzak Asya mürekkep resim sanatı ile birleştirerek çağdaş bir yorum yaratmaya çalıştım.
İmren İyem: 29 yıldır devam eden resim serüvenimde, özellikle son 20 yıldır sadece doğayı resmediyorum. Doğayı soyut bir kavrayışla ele almaya çalışıyorum. Bunun için boya katmanlarıyla dokusal bir etki ile manzara soyutlamalarına ulaşmak istiyorum. Böylece iletmek istediğim duyguyu doğa aracı ile tasvir edebiliyorum. Manzaranın gerçekliği ve benim düşünsel dünyam bir arada çalışıyor. Doğa Görünümlerini soyutsal bir ifadeyle ele alarak bir duygu iletmeye çalışıyorum.
Mustafa İlik: Bu sergideki diğer arkadaşlarımız gibi ben de kırsalın el değmemişliğini soyutlanmış dingin peyzajlarını “DOĞA da neler oluyor ?” diye sorguluyoruz. Sergideki çalışmalarımda; çocukluğumdan buyana belleğimde yer etmiş yaşanmış metinleri, ufuk çizgisinde nefes alış veriş gibi yaşamın iki ana olgusu ile birleştirerek, çok katmanlı dokularla sakin ve adsız mekanlarda işleyerek geçmişten “an”lara göndermeler yapmaya gayret ettim.
“İLHAM KAYNAĞIM DOĞA”
• Çizimlerinizde size ilham veren motive eden öğeler var mı? Özellikle bir şeylerden esinlendiğiniz olur mu yoksa daha çok hayalinizde canlandırdığınız şekilde mi kâğıda dökersiniz çizgilerinizi?
Berna Erkün: Doğa öncelikli gözlemlediğim tema. Gördüğüm yerlerde çektiğim fotoğraflar veya ilgimi çeken görüntüler de çizdiğim desenlere yansıyor. Boya ise 1985’ten beri devamlı iç içe olduğum işim. Farklı tekniklere de ilgi duyduğum için 2009-2011 arası Dürdane Ünver ile Kaatı’ Sanatı (ince kâğıt oymacılığı) çalışmaları, 2012-2015 arası ise Japon Sanat Merkezi’nde Aynur Küçükyalçın ile sumi-e (mürekkep resmi) çalışmalarına katıldım. Bu iki Doğu ve Uzak Doğu geleneksel sanatı tekniğinin ortak özelliği doğal malzeme kullanımı ve doğaya olan yakın ilgileri nedeniyle beni her zaman etkilemiştir. Akademik eğitimimden beri ilgilendiğim felsefesi ve estetik özellikleri ile zaman zaman desenlerimi veya boya işlerimi etkileyen iki kültürün etkisiyle çalışmaktayım.
Göknil Sarıoğlan: Japon Budist yazar Suzuki Daisetsu’nun bir sözü ilham verir bana; “Uygarlıkta ne kadar ileri gitmiş olursak olalım, her zaman içimizde bir doğa özlemi kalır” Doğa, sembolizm, doğu felsefesi, mağara resimleri, sinema, müzik hepsi birer esin kaynağıdır benim için. Çizime başlarken ruh halime göre zihnimde oluşan imgeyi doğaçlama yoluyla resim yüzeyine aktarırım. Aksiyon resminde olduğu gibi.. Genellikle eskiz yapmam.
İmren İyem: Benim için en büyük ilham kaynağı her zaman doğa olmuştur. Doğayı da birebir, betimleme şeklinde ele almadığım için kendi düşünsel ve duygu dünyamla birlikte doğayı tuvale aktarmaya çalışırım.
Mustafa İlik: Bir Karadeniz insanı olarak; çoğunlukla dalgalı denizler, ormanlar, ovalar çıkış noktam olmuştur. Belirttiğim gibi, resimlerimde çocukluk yıllarımdan belleğimde kalan “AN” lar çıkış noktam oldu.
• Yakın zamanda gerçekleştirmeyi düşündüğünüz yeni bir proje veya sergi var mı?
Berna Erkün: Yoğun bir dönemden geçtim. Bir süre çalışmam gereken konular var. Yeni çalışmalarım için son bir kaç yıldır araştırdığım bir şeyler beni bekliyor. Bu düşünceler zamanla olgunlaştıkça projelere dönüşebilir. Bu gibi işler zamanını bekler, önce ortaya çıkmaları gerekiyor. Sonra ortaya çıkanları değerlendirme zamanı gelince sergileme olabilir.
Göknil Sarıoğlan: 2025 Şubat ayında İstanbul, FULAR’T Sanat Galerisi'nde kişisel sergim olacak. 2025 sonu ya da 2026 yılı için olgunlaştırmaya çalıştığım bir projem var.
İrem İyem: Mart ayı içerisinde İstanbul’da Kızıltoprak’ta FULAR’T Sanat Galerisi’nde kişisel bir sergim olacak şimdilik ona hazırlanıyorum.
Mustafa İlik: 2025 Şubat ayında İstanbul Kızıltoprak FULAR’T Sanat Galerisi’nde 2 yıl öncesinde planlanmış solo sergim olacak.
• Çalışmalarınızı yaparken hangi sanatçılar sizi etkiliyor?
Berna Erkün: Empresyonistler etkilemiştir. Uzak Doğu Sanatı özellikle Çin Resmi ve Japon Resmi. Onlardan etkilenmiş olan Batı Sanatı’nın sanatçıları Monet’i severim. Ayrıca Cezanne, Soyut Dışavurumcu akım Willem de Kooning ve ardılları, bu saydığım sanatçı ve akımlar öğrenciliğimden bu yana bırakamadıklarım. Şimdilerde ise daha yalınlaşma isteğim var ama olur mu göreceğim önümüzdeki günlerde.
Göknil Sarıoğlan: Uzak Asya estetik anlayışının yanında, ekspresyonizm, post-empresyonizm, lirik soyutlama beni etkileyen başlıca sanat akımlarıdır. Albert Bitran, Mübin Orhon, Selim Turan, Zeki Faik İzer resimlerine hayranlık duyduğum sanatçılardan. Odilon Redon, Van Gogh, Max Ernst, Antoni Tapies ilham aldığım Batılı ressamlardan. Elbette Çin, Kore ve Japonya’dan çağdaş mürekkep resim sanatçıları, Hou Beiren gibi..
İmren İyem: Özellikle çalışmalarımı yaparken değil ama beni etkileyen pek çok sanatçı olmuştur. Rembrandt’ı ve Monet’i severim. Ayrıca günümüz Alman sanatçılardan Gerhard Richter, Anselm Kiefer’den de feyz alırım. Türk sanatçılardan Bedri Rahmi Eyüboğlu, Azade Köker, Neşe Erdok, Şenol Yorozlu ilham aldığım sanatçılardandır.
Mustafa İlik: Monet, İvan Ayvazovski, Sisley, Van Gogh, Ivan Shishkin gibi ressamlar her zaman etkilendiğim sanatçılar olmuştur.
“ZAMAN ÇOK DEĞERLİ”
• Çağdaş resim sanatında kendi resminizi nasıl bir yerde görüyorsunuz?
Berna Erkün: İlk sergimden bu yana aynı disiplin ve istekle çalışıyorum. İşimi seviyorum. Bu nedenle durumumdan memnunum. Bugün geldiğim noktada kendi yolumu bulduğumu düşünüyorum. Nereye kadar gider, nereye varırım onu zaman gösterir. Değerlendirmeyi izleyenler ve sanat ortamı yapacak.
Göknil Sarıoğlan: Değişim ve gelişim sürekliliği olan bir şey. Bu sorunuza Japon usta sanatçı Katsushika Hokusai’nin bir sözüyle yanıt vermek istiyorum; “Beş yaşımdan beri, şeylerin formlarını çizmek için çaba içindeyim. 50 yaşından itibaren bir dizi tasarım ürettim, ancak 70 yaşından önce çizdiğim şeylerde kayda değer bir şey yok. 73 yaşındayken, kuşların, hayvanların, böceklerin, balıkların, otların ve ağaçların yaşamsal niteliğinin gerçek kalitesine dair bir şeyi yakaladım. Bu nedenle, 80’de bir miktar ilerleme kaydettim. 90’da ben şeylerin daha derin anlamlarına daha fazla nüfuz etmiş olacağım, 100’de gerçekten harika olacağım ve 110’da, her bir nokta, her bir çizgi kesinlikle kendi yaşam süresine sahip olacak…’’ Maalesef resim sanatına kendimi adamam daha geç yaşlarda oldu. Söyleyebileceğim tek şey, zamanın çok değerli olduğu ve resim yapmaya devam edeceğim..
İmren İyem: “Çağdaş” ı kelime olarak ele alırsak evet bu çağda yaşıyorum ve üretiyorum. Bu çağın ressamı mıyım? Fiziki olarak evet. Ama çağını yorumlayan bir sanatçı mıyım bilemiyorum. Şimdilik, tek bildiğim şeyi yapıyorum resim yapıyorum. Kendi bilgi birikimimi, çağımın bana yüklediği düşünsel dünyayı resimlerime aktarmaya çalışıyorum.
Mustafa İlik: Kendimi daha çok soyut dışavurumcu olarak değerlendirebilirim. Şu anda aynı çizgi de devam edeceğim. Zaman içinde her sanatçı gibi yaşadığımız olaylardan etkilenerek farklı işler üretebilirim.
• Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Berna Erkün: Güzel bir sergi oluyor diye düşünüyorum. Ankara’dan sekiz yaşında ayrıldığımda çok üzülmüştüm. Şimdiyse dünyaya gözümü açtığım şehirde işlerimi sergilemekten mutluyum.
Göknil Sarıoğlan: Doğa en büyük sanat eseridir. Mümkün olduğu ölçüde sanatla beslenin diyorum. Ankara’da sanatseverlerin gösterdiği ilgi için teşekkür ediyorum. Henüz ziyaret edemeyen tüm sanatseverleri sergimizde görmekten mutluluk duyacağız.
İmren İyem: En büyük özlemim Türkiye’de sanat olaylarını da konuşabileceğimiz olağan gündemlerin başlaması. Genelde dünya için, özelde Türkiye için şiddetle barış ve demokrasinin etkili olmasını diliyorum. Ayrıca Çankaya Belediyesi Zülfü Livaneli Kültür Merkezi’nde 12 Ocak’a kadar uzatılan sergimizin izleyicisi bol olsun diyorum.
Mustafa İlik: Ankara’da bir sergi açmak fikri hep vardı, Çankaya Belediyesi, Zülfü Livaneli Kültür Merkezi’ndeki “DIŞARIDA” sergimizle de bunu gerçekleştirdik. Teşekkürlerimi sunarım.