İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, partisinin il başkanlığı yeni hizmet binasının açılış töreni için Ordu’ya geldi. Cumhuriyet Meydanı’nda gerçekleşen mitingde, gündeme dair açıklamalarda bulunan Dervişoğlu, “Şu anda kim cumhurbaşkanı olacak diye tartışılıyor. Biz de diyoruz ki İYİ Parti olarak, bizim derdimiz ortada bir seçim yokken kimin cumhurbaşkanı olacağı değildir. Bizim derdimiz vatandaşın halinin ne olacağıdır. İşçinin hali ne olacak? Asgari ücret 17 bin 2 TL. Hükümetten beklenen yeni asgari ücret ise 24- 25 bin liranın arasında diye düşünülüyor. Oysa bu memlekette açlık sınırı 20 bin lirayı, yoksulluk sınırı da neredeyse 70 bin lirayı aşmış durumdadır. İYİ Parti olarak biz asgari ücret belirlemesinde bütün parametreleri nazarı itibari işçinin hak ve hukukunu düşündüğümüz kadar, işverenin de durumunu düşünüp onu dengeleyecek bir asgari ücret önermesinde bulunduk. Şu anda bu milletin geçimini temin edecek bir miktar da zaten çıkarılamayacaktır. Bizim hesaplarımıza göre asgari ücret en az 28 bin lira olmalıdır. Hem işçi korunmalıdır hem de işverenin durumu burada dengelenmelidir. Asgari ücret dengelenmesi ile ilgili olarak eğer 28 bin liranın altında bir asgari ücret belirlenmesi söz konusu olursa, milleti açlığa ve sefalete mahkum etmek, enflasyon karşısında inim inim inlemek durumuna getirecektir” diye konuştu.

‘EMEKLİ MAAŞI EN AZ ASGARİ ÜCRET KADAR OLMALI’

Emekli maaşlarına ilişkin konuşan Dervişoğlu, “Bu emeklinin hali ne olacak? En düşük emekli ücreti 12 bin 500 lira. Bu ücretle emeklinin yaşamını sürdürebilmesi, tenceresini kaynatabilmesi, evinde huzurla oturabilmesi ve geleceğe dair yaşam garantisi içerisinde olduğunu hissedebilmesi mümkün değildir. 12 bin 500 lira ile geçinilir mi? En düşük emekli maaşı en az asgari ücret kadar olmalıdır. İYİ Parti kurulduğu günden beri bunu söylüyoruz. Hükümetin bütün bu söylediklerimizden kendisine bir pay çıkarmasını istiyoruz” dedi.

‘ÇİFTÇİYE BORCUNUZU ÖDEYİN’

Dervişoğlu, hükümetin çiftçiye olan borcunu ödemesi gerektiğini belirterek, “Çiftçinin, fındık müstahsilinin, fındıkçının hali ne olacak? Fındık bu bölge için sadece bir geçim kapısı değil, aynı zamanda da bir yaşam biçimidir. Ordulunun yaşama sevinci ne olacak? Bunun da üzerinde konuşup, bunun da üzerinde tartışmak lazım. Biliyorsunuz ki Türkiye’de milli gelirin en az yüzde 1’inin tarım kesimine teşvik ve destekleme olarak verilmesini kanun emrediyor. Türkiye’nin milli geliri 1 trilyon 200 milyar dolardır. Dolayısıyla çiftçiye verilmesi gereken destek bunun yüzde 1’i olduğuna göre 12 milyar dolardır. 12 milyar dolar demek, 420 milyar lira demektir. Ancak bu hükümet, bu zamana kadar çiftçiye 200 milyar lira bile vermemiştir. Hükümete sesleniyorum, çiftçiye olan borçlarınızı ödeyin” diye konuştu.

‘KAHVERENGİ KOKARCA BELASIYLA MÜCADELE EDİLMELİ’

Kahverengi kokarcaya karşı mücadele verilmesi gerektiğini belirten Dervişoğlu, “Bu kahverengi kokarca belasına karşı bir mücadele vermek mecburiyetindeyiz. Bunu bir eylem planı çerçevesinde yapılmasını da temin etmek durumundayız. Kendi kendine mücadele olmaz. İYİ Parti’nin bu konularla alakalı da eylem planları var. Özellikle Fatsa ilçemizin yakın mahallelerinde müstahsillerimiz fındıklarını 30 randıman üzerinden sattılar. Fındık üretiminde zaten yeteri kadar yüksek girdi maliyeti var, ilaç ve gübrenin fiyatı belli, yevmiye fiyatları belli, fındık fiyatlarının da en az 170 liradan aşağı olmaması gerektiği hususunda geçmişte hükümeti uyarmıştık. Şimdi kapalı alanlardaki kahverengi kokarca ile mücadele etmek nasıl olur? Tarım ve Orman Bakanlığı yetkilileri köy köy dolaşarak bir bilgilendirme yapmalıdırlar. Ayrıca biyoteknik bir mücadeleye de ihtiyaç var. Feromon tuzakları kurulmalı ve bunlar toplu alanları getirildikten sonra yok edilmelidir. Bu konu ile ilgili kimyasal mücadele verilmesi gereklidir. İnsan sağlığına zarar vermeyen ilaçlar ile bir mücadele stratejisi belirlenmelidir” dedi.

‘ARTIK MİSAFİRLİK BİTTİ’

Dervişoğlu, Suriyeli sığınmacılara ilişkin ise “Bilindiği üzere Suriyeli sığınmacı sorunumuz var. Esad rejiminin sonuna gelindiğine göre, Suriyeli sığınmacıların artık Türkiye’de kalmalarını icap ettirecek herhangi bir durum yoktur. Dolayısıyla artık Esad gitti, misafirlik bitti. Türkiye, bu konu ile ilgili derhal geçici sığınmacı statüsünü kaldırmalıdır. Suriyelilerin kendi ülkelerine dönmeleri teşvik edilmelidir” diye konuştu.

Kaynak: DHA