www.baskentgazete.com.tr’ye bilgi veren yetkililer, “Suyun varlığının korunması ve sudan elde edilecek faydanın maksimize edilmesini sağlamalıyız, bu da muhakkak sektörün çok iyi bir havza optimizasyonu, havza yönetimi kültürüne erişmesiyle mümkün. Aynı zamanda dijitalleşme de sektörün kendi içerisinde ve sistemle senkronize olması açısından da çok önem arz ediyor” değerlendirmesi yapıyor.

Kuraklık sorununa rağmen Türkiye barajlarının iyi değerlendirilmesi için çalıştıklarını anlatan DSİ yetkilileri, Türkiye barajlarının 53 bin MW’lık yüzer GES kapasitesi için elverişli olduğunu belirttiler. Yetkililer, “Yüzer GES’te potansiyelimizin yüzde 10’unu kullansak dahi 53 bin MW’lık kurulu güce ulaşabiliyoruz” tespitini yaptılar.

Devlet Şu İşleri’nin 2 bine yakın depolamalı tesiste 183 milyar metreküp suyun depolanması sağladığını, buna 5 yıl içerisinde yaklaşık 10 milyar metreküp daha depolama ilave etmek istediklerini aktaran yetkililer, HES’ler ve DSİ faaliyetleri hakkında şunları söylediler:

“Barajlı HES’lerimiz, depolamalı HES’ler çok kıymetli. Yüzer GES’lerle ilgili de bir çalışma yaptık. Keban Barajı’nda 1 MW’lık bir pilot uygulama yaptık. Bu uygulamada özellikle çevresel faktörleri yakın inceleme altına aldık. Burada, HES’lerde yaşadığımız karşıt görüşlerin yüzer GES’lerde de karşımıza çıkmaması gayesini güttük. Ülkemizde çok büyük bir yüzer GES potansiyeli var. 5 bin 300 kilometrekare bizim depolamalarımızda yüzey alanı var. Bunun sadece yüzde 10’unu dahi kullansak 53 Bin MW’lık bir kurulu güce ulaşabiliyoruz. Yaptığımız araştırmalarda yüzde 10 civarında daha fazla enerji üretebildiğimizi ve buharlaşma kayıplarını önleyebildiğimizi de görüyoruz.”

Muhabir: Cemil Cahit SARAÇOĞLU