Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Kuzey Kıbrıs Türk (KKTC) Cumhuriyeti’nin 40'ıncı kuruluş yıl dönümü nedeniyle Ankara'da düzenlenen resepsiyona katıldı. Resepsiyonda Bakan Güler'in yanı sıra Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Ankara Valisi Vasip Şahin, Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün, Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici, KKTC Ankara Büyükelçisi İsmet Korukoğlu, eşi Suna Korukoğlu, diplomatik misyon şefleri ve davetliler katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan programda Hacettepe Üniversitesi Halk Dansları ekibinin Kıbrıs-Türk halk dansları gösterisiyle devam etti. 

Bakan Güler, Kıbrıs sorununun Rumların Kıbrıs Türklerini, 1960’da kurulan Ortaklık Devletinden dışlama, adada birlikte yaşama mutabakatını terk ederek Türkleri sindirme ve haklarını gasp etme girişimlerinin bir sonucu olarak ortaya çıktığını vurgulayarak, "Maruz kaldıkları bu zorlu süreçte, Kıbrıs Türkü adadaki mevcudiyetini ve kazanılmış haklarını muhafaza etmek için destansı bir mücadele vermiştir. Bu bağımsızlık, Kıbrıs Türkü’nün istiklal ve istikbaline sahip çıkma azim ve kararlılığının en açık göstergesidir. Türkiye de, o günden bugüne kadar, adada barış ve istikrarın sağlanması için her türlü gayreti sergilemiştir. Her zaman ifade ettiğimiz gibi Kıbrıs, bizim millî meselemizdir. Garantör devlet olan Türkiye’nin; adadaki askeri varlığını farklı bir şekilde tanımlamak, bu konuda provokatif söylemler dile getirmek, Rum tarafına hiçbir fayda sağlamayacaktır. Bu nedenle Kıbrıs meselesinin, Kıbrıs Türk halkının meşru çıkarlarını ve güvenliğini teminat altına alacak şekilde bir an önce çözüme kavuşturulması, ülkemizin en önemli önceliklerinden birisidir. Sayın Cumhurbaşkanımızın da ifade ettikleri üzere bu konuda bir elli sene daha kaybetmeye tahammülümüz yoktur" dedi.

'ASLA TAVİZ VERMEYECEĞİMİZ BİLİNMELİ'

Bakan Güler, kalıcı çözüm için tarafsızlık çağrısı yaparak, "Temennimiz; Adada Kıbrıs Türk halkının haklarını görmezden gelen tek taraflı adımlardan kaçınılması, bu yönüyle tarihi ve mevcut gerçeklerin doğru tanımlanması, yıllardır çözümsüzlüğe mahkûm edilen Kıbrıs sorununun; uluslararası hukuk temelinde, barışçıl, rasyonel, eşit ve adil bir şekilde çözülmesine yönelik güçlü bir iradenin gösterilmesidir. Muhataplarımızdan da Kıbrıs Türkü’nün ve Türkiye’nin uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarına saygılı olarak hareket etmelerini bekliyoruz. Ancak, her zaman dile getirdiğimiz gibi, barışçıl bir çözüm için çaba gösterirken milli menfaatlerimizden asla taviz vermeyeceğimiz de bilinmeli. Hem Kıbrıslı kardeşlerimizin güven, huzur ve refah içinde yaşadığı bir geleceği inşa etmek hem de Türkiye’nin Akdeniz’deki hak ve menfaatlerini korumak için kararlılığımız tamdır. Bu kapsamda, uluslararası camiayı da Kıbrıs konusunda adil ve kalıcı bir çözüm için destek olmaya; sadece bir tarafın iddialarını desteklemeyi bırakıp konuya makul, mantıklı ve tarafsız bir şekilde yaklaşmaya davet ediyoruz" diye konuştu. 

'ACİLEN ATEŞKES İLAN EDİLMELİ'

Bakan Güler, Gazze'de yaşananlara ilişkin, "İsrail ve Filistin arasında yaşanan çatışmaları da yakından takip ediyoruz. Gazze’de uluslararası hukukun ihlal edilmesi; hastaneler, okullar, kutsal mekânlar, mülteci kampları ile daha da vahimi çocuk ve kadınların katledilmesi ve olayın vahşet boyutuna dönüşmesi savaş suçudur ve asla kabul edilemez. Sivillere yönelik saldırıların derhal sonlandırılması ve acilen ateşkes ilan edilmesi gerektiğini bir kez daha vurguluyoruz. Türkiye, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, insani yardım konusunda üzerine düşeni yapmaya, Gazze’ye yönelik saldırıların durdurulması ve kalıcı çözüm için diplomatik girişimlerde bulunmaya devam edecektir" ifadelerini kullandı.

KKTC Ankara Büyükelçi İsmet Korukoğlu ise "Kıbrıs Türk Halkı, uluslararası toplum içerisinde hak ettiği yeri alabilmek için mücadelesine devam etmektedir. Kıbrıs meselesinin temelinde yatan esas sorun adadaki iki tarafın statüsü arasında uluslararası camia tarafından yaratılan eşitsizliktir. Bu anlayışla, Kıbrıs Türk Halkı, Devletinin doğuştan gelen hakkı olan egemen eşitliğinin ve eşit uluslararası statüsünün tescil edilmesini içeren Sayın Cumhurbaşkanımızın vizyonunu savunmaya devam edecektir. Adada var olan iki komşu devletin işbirliğini öngören bir model, sadece Kıbrıs adasına değil, Doğu Akdeniz’in de barış, refah ve istikrarına önemli katkılar sağlayacaktır. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın Birleşmiş Milletler Genel Kurulu oturumlarında yaptıkları konuşmalarında uluslararası toplumu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanımaya davet etmişlerdir. Bu çağrı, Kıbrıs meselesinde bir dönüm noktasıdır. Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’a, konuşmalarında yaptıkları çağrıdan dolayı müteşekkir olduğumuzu bir kez daha belirtmek istiyorum. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Doğu Akdeniz’deki meselelerin çözümü için diplomasi yolunu seçerek birçok kez işbirliği iradesini teyit etmiştir. Kıbrıs Rum tarafının ise tek yanlı ve maksimalist yaklaşımlarını sürdürdüğünü görüyoruz. Kıbrıs Türk Halkı’nın haklarını gasp etmeye ve Ada’nın tek temsilcisi olma iddiasını devam ettiren Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin, Doğu Akdeniz ve enerji kaynaklarına ilişkin tek yanlı faaliyetlerine seyirci kalmayacağız” dedi.

Kaynak: DHA