Makbule AKGÜL

Farklı olan her şey “Toprak Ana” sergisinde Farklı olan her şey “Toprak Ana” sergisinde

İç Mimar ve Ressam Gözde Yüksel yaşamdaki kaosu çizgileriyle anlatıyor. “Sorgulamayı, minimalist yaşamayı, her türlü hayvan sömürüsünü reddetmeyi, küresel ısınmaya karşı adımlar atmayı, hayvan ve çevre hakları için savaşmayı, geri dönüştürmeyi, kadınları aşağılayan moda anlayışlarını reddetmeyi çizgilerle yansıtıyorum.” diyen İç Mimar ve Ressam Gözde Yüksel, “Kurduğumuz her cümleyle ve çizdiğimiz her çizgi ile yaşamak istediğimiz dünyanın temellerini atıyoruz, bunun farkına vardığımızda dünyayı daha güzel bir yer haline getireceğiz.” diye ifade ediyor.

Çizgilerle hikâyeniz nasıl başladı? Bize biraz kendinizden bahsedebilir misiniz?

Başkent Üniversitesi Güzel Sanatlar Tasarım ve Mimarlık Fakültesi İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü'nü 2010 yılında tamamladım. Mezun olduktan sonra çeşitli firmaların tasarım ve iç mimari projelerinde görev aldım. Güzel Sanatlara hazırlık sürecim 2003 yılında başladı. Yaklaşık bir yıllık çalışma programı ile güzel sanatlar fakültelerinin özel yetenek sınavlarına hazırlandım. Sonrasında ise İç Mimarlık ve Çevre Tasarım Bölümünü kazandım. Okulda Birleşik Sanatlar Eğitimi de aldık. Okulu bitirdikten sonra serbest proje ve mimarlığın farklı deneyimleriyle çalışmalarıma devam ettim. 2014 yılı itibariyle de Ankara’da kendi atölyemde sanat ve tasarım çalışmaları yapıyorum.

“KENT DOKUSU ÜZERİNE ÇALIŞMLAR YAPIYORUM”

Mimarlık mesleğini seçiminizden bugünlere uzanan hikâyenizi bizimle paylaşır mısınız?

Çeşitli sanatçıların atölyelerine katıldım, onlarla çalışma imkânı buldum. Bu süreçlerle birlikte resme ve aynı zamanda kendi özel tasarımlarıma daha da yoğunlaştım. İlk çalışmalarımda mimari üzerinden illüstrasyonlar yaptım. Şehir, kent ve meydan içinde yapılar ve insan ölçeği üzerine çalışmalar yaptım. Uyguladığım farklı malzemeler ve karışık tekniklerle deneyim kazandığımı düşünüyorum. Ayrıca, resimlerde mimarinin etkisini sevdiğim için kent dokusu üzerine araştırmalar yapıp çizdim. Hayalimdeki şehirlerde gezinen insanlar ile mimariyi birleştirdim diyebilirim.

Yolunuz iç mimarlıktan ressamlığa nasıl evrildi?

Kendi mimari projelerimin dışında sanat merkezleriyle çalışıyorum ve görsel sanat eğitmenliği de yapıyorum. Atılan her çizginin hikâyesi olduğuna inananlardanım. Çocuklardan da çok fazla ilham alıyorum. Çocukların bir şehrin içinde kendilerini nerede konumlandırdıklarını merak ediyorum. Bu nedenle çocuk ve mimarlığa farklı içerikler ekleyerek çalışmalarıma devam etmeyi düşünüyorum.

 “ASLINDA BİZİM İŞİMİZ TAMAMEN İNSAN VE MEKÂNA ANLAM KATMA SANATI”

Mimarlık sizin için ne ifade ediyor?

İç mimari tasarım; bir mekânın içini tasarlama süreci. Aynı zamanda insanın temas ettiği her şeyi kapsıyor. Aslında bizim işimiz tamamen insan ve mekâna anlam katma sanatı. İnsanın ve mekânın tüm ihtiyaçları doğrultusunda bir tasarım süreci var ve bizler bu yaratım sürecini belirli planlama ve teknik çözümler ile kolaylaştırıp, sonuca ulaşmasını hedefliyoruz. Kişilerin yaşam alanlarına işlevsellik kazandırarak görsel ve dokunsal faktörlerle atmosfer değiştirmeye çalışıyoruz. Yaşam alanlarını daha kullanışlı hale getirmek için farklı eşyalar ve estetik çözümlerle tasarım yapıyoruz. Bu koşullar içinde kadın iç mimarların mekânlara tasarım ruhlarını ve karakterlerini aktardığını düşünüyorum. Yenilikçi ve birçok estetik değer ön plana çıkmaya başlıyor. Kadınların renkli tarzını, kişisel zevklerini ve yaratıcılığını bu alanda fazlasıyla yansıttığını düşünüyorum.

“DÜNYAYI DAHA GÜZEL BİR YER HALİNE GETİRECEĞİZ”

Tasarım felsefenizi nasıl tanımlarsınız?

Sorgulamayı, minimalist yaşamayı, her türlü hayvan sömürüsünü reddetmeyi, küresel ısınmaya karşı adımlar atmayı, hayvan ve çevre hakları için savaşmayı, geri dönüştürmeyi, kadınları aşağılayan moda anlayışlarını reddetmeyi çizgilerle yansıtıyorum. Kurduğumuz her cümleyle ve çizdiğimiz her çizgi ile yaşamak istediğimiz dünyanın temellerini atıyoruz, bunun farkına vardığımızda dünyayı daha güzel bir yer haline getireceğiz…

Bulunduğumuz durum ve koşullar içinde farklı ihtiyaç ve beklentileri karşılayacak özgün tasarımlar tercihim. Farklı form, çizgi, renk ve dokunuşlar tasarım sürecimde de yer almalı. Aynı zamanda abartılı detaylar yerine daha minimal ve akıcı tasarımlar tercihim oluyor.

Editör: Haber Merkezi