Astrolojinin; güneş, ay gezegenler ve yıldızların dünyadaki her şeye ve insanlara olan etkilerini inceleyen eski bir sanat olduğu vurgulanır sıkça. Dünya üzerinde ve toplumumuzda çoğu insanın burçlara gösterdiği yoğun temayül, özellikle gündelik hayat sosyolojisi açısından önemli çıkarımlar barındırıyor. Bu doğrultuda Ressam Nazlı Er de, renklerden yola çıkarak burçları yorumlamış. Ressam Nazlı Er, “Gökyüzü yıldızlar hep beni etkilemiştir evrende dolaşan enerjiler ve etkilere de çok inanırım ve insanlar da burçlarını öğrenip, ilgilenmeye çalışıyor. Ben de kendi renklerimle burçları yorumlayıp sunmak istedim.” diye ifade ediyor. Nazlı Er’in “Burçlar ve Ben” sergisi İsmail Altınok Sanat Merkezi’nde 29 Aralık tarihine kadar görülebilecek.

• Eğitiminiz ve kısa bir özgeçmişinizle başlayalım isterseniz?  Nazlı Er kimdir?

Resim eğitimine ortaokul sıralarında resim kolunda başladım. Degas’ın yaptığı çalışmalardan biri olan balerinleri yağlıboya çalışmıştım ve sergilenmişti. Resim serüvenim o zaman başlamıştı. Meslek lisesi resim bölümü daha sonra da 3’üncü dereceyle burslu kazandığım üniversitenin resim bölümünü 4 yıl da tamamladım. (Kız teknik yüksek öğretmen okulu daha sonra Gazi Üniversitesine bağlandı) Akademik resim eğitimi ve öğretmenlik formasyonu dersler aldım ve mezuniyet öncesi Avanos sonrasında ise Ankara’da kız meslek ve Anadolu meslek liselerinde resim, grafik, seramik ve moda tasarım dersleri öğretmenliği ve atölye şefi olarak 25 yıl çalıştıktan sonra emekli oldum. Emekli olduktan sonra atölyemi kurdum, başka değerli sanatçıların atölyelerinde önemli çalışmalar yaptım, çokça yurt dışı ve yurt içi sanat gezileri, sempozyum, sanat çalıştaylarında, ve sergilerde bulundum. 19 kişisel sergi ve 200 ün üzerinde karma sergiye katıldım. Osmanlı, Anadolu medeniyetleri, Roma, Bizans dönemleri konularında projelerim oldu. Ayasofya ve Sultan Ahmet camilerini kendi yorumumla resimledim ve sergiledim. Bu iki tablom Vatikan Sarayına hediye olarak satın alındı. Ayrıca Kültür Bakanlığı Güzel Sanatlar Dairesi;  şu anda rahmetli olan değerli sanatçı Mümtaz Bolmen’i ve beni sergi açmak ve sanatsal incelemeler yapmak için 2002 yılında Paris’e göndermişti.

“GÖRDÜĞÜM HER ŞEYİ ÇİZDİM”

• Çizgilerle hikâyeniz nasıl başladı?

Her yerde çevremi gözlemleyen bir yapım var ve sürekli gördüğüm her şeyi çizdim. Bazen bu portre oldu, bazen ağaç, bazen çiçek, bazen bezemeler, bazen de moda çizimleri oldu. Çizgi çizmek, resim yapmak duygu ve bir konsantrasyon işi. Resim yapan kişi her şeyi çizer; resim yapan kişi eğer sanat yapmak istiyorsa çok çalışıp özgün eser niteliğinde eserler oluşturur. Ben bir dönem Atatürk portreleri yapmaya başladım. 2009 yılı 29 Ekim Cumhuriyet Bayramında Çankırı Valisinin törenle açtığı ‘ATATÜRK’ ve özgün tablolarımın olduğu 50 tablo olan çok güzel bir sergi açtım ve daha sonraki yıllarda Atatürk konulu sergilerim devam etti. Ben ATA’mızı düz portre olarak çizmek, boyamaktan ziyade O’nu kompozisyon içinde halkıyla betimledim.

• Bize son serginiz olan “Burçlar ve Ben” serginizden bahsedebilir misiniz?

Farklı olan her şey “Toprak Ana” sergisinde Farklı olan her şey “Toprak Ana” sergisinde

“Burçlar ve Ben” planlı gelişti diyebilirim. Gökyüzü yıldızlar hep beni etkilemiştir evrende dolaşan enerjiler ve etkilere de çok inanırım ve insanlar da burçlarını öğrenip, ilgilenmeye çalışıyor. Ben de kendi renklerimle burçları yorumlayıp sunmak istedim. 

“SANAT ÇOCUKLARIN SOSYAL VE KÜLTÜREL BAKIŞ AÇILARINI GELİŞTİRİYOR”

• Her projeyi planlı programlı mı üretiyorsunuz yoksa doğaçlama, kendiliğinden gelişen projeleriniz de oluyor mu?

Projelerim genellikle planlı olsun isterim. Atölyemde doğaçlama resim yapmak da beni mutlu ediyor. Benim,  hem eğitimci hem de sanatçı olarak yıllardır inandığım ve savunduğum bir şeyi söylemeden geçemeyeceğim. Çocukların sanat eğitimi o küçük yaşta çevreyi, objeleri renkleri, şekilleri tanımaları görsel zekâları açısından gelişmelerine fayda sağlar hem de sosyal ve kültürel bakış açılarını geliştirir.

• Tasarım felsefenizi nasıl tanımlarsınız?

Resim yapmak, çizmek, şekillerle ve renklerle yaşamak benim tasarım felsefemi çok etkiliyor. Her zaman aklımda ve gözümün önünde resim oluşuyor ve üzerinde çalışmaya başlıyorum.

• Beğendiğiniz ressamlar ya da çalışmalarından esinlendiğiniz isimler kimler?

Sanat dünyasında emek vermiş yerli yabancı tüm sanatçılara saygım büyük, ama beğenip etkilendiklerim tabiî ki var, Vassıly Kandınsky, Salvador Dali, Van Gogh. Türk ressamlarından Hoca Ali Rıza, İbrahim Çallı, Bedri Rahmi Eyüboğlu gibi duayenler.

“KADIN TEMALI ÇALIŞMALAR YAPMAYI TERCİH EDİYORUM”

• Kendinizi tekrarlama ya da tekrara düşme konusunda tereddütleriniz oluyor mu?

Kendimi tekrarlamaktan kaçınıyorum, zira hep yeniyi araştırmak ve çizmek bana zevk veriyor. Ben yorumcuyum, yani Expresyonist (dışa vurumcu) resimlerimde mistik objeler, bazı sevdiğim simgeler (zincirler, pencere, antik şekiller vs.) kullanmak yorumlarımda hoşuma gidiyor. Genellikle insanı ve kadını sorgulayıcı temalar üzerinde çalışmayı tercih etmişimdir. Kadın ve doğa, resimlerimde kendiliğinden figür olarak mutlaka ortaya çıkar.

• İlerleyen dönemlerdeki projeleriniz neler? Planlarınızdan ve hedeflerinizden biraz bahseder misiniz?

Gelecekte böyle devam etmek arzum, seramik de çalışıyorum arada bir seramik sergisi hayalim. Atölyemde uzun zamandır resim eğitimi verdiğim genç yetişkin birçok kişi resim dalında iddialı olup sergiler açtılar ve bu yönde devam etmeleri beni çok mutlu ediyor. Sanat herkes için çok önemli katkılar demektir, ülkemizde de bunu önemseyerek sanatı yaygınlaştırmak benim ve benim gibi sanatçı ve öğreticilerin en önemli amacı ve hedefi olmalı.                  

Kaynak: Makbule AKGÜL