Ankaragücü bu sezon son dakikalarda çok puan kaybetti…Alınan 14 beraberlik bunun kanıtı değil mi?

Ya uzatmaların da uzatmalarında gelen gollerle puanların kaybedildiği en belirgin maçlar, Kasımpaşa, Ç.Rize, Kayseri ve Samsun mücadeleleri… Sadece bu dört karşılaşmalarda dramatik zamanda yenilen gollerle 5 puan yitirildi… Öyle hemen dudak bükmeyin, koyun şimdiki puanın üzerine, 43 puanla 11’inci sıraya kadar yükseliyorsun. Başka bir bakış açısıyla, bitime 4 hafta kala düşme hattıyla arandaki puan farkı birden 10 puana çıkıyor… Bu da averajın da iyiyse kalan 4 maçta sana 3 yenilgi + 1 beraberlik opsiyon sağlıyor…

Ama artıkahlarla-vahlarla geçmişe yönelik hayıflanmaları kafalardan silmek gerek. Öncelikle Ç.Rizedeplasmanında, mücadelenin 90+9’unda kazanılan golle gelen1 puanın kıymetini bilmek gerek… Bir kere Ankara’da ki o meşhur maçın rövanşı da böylesine zor dönemdemisliyle alınmış oldu.

Maça gelince; pasif geçen bir ilk yarıda 2-0 geriye düşülmesine ve kötü gözüken tabloya rağmen sarı-lacivertliler, öyle dağılmış, boyun eğmiş bir durumda değildi… Topa daha çok sahip olmalarının dışında, Efkan ile Tolga’nın kaleyi bulan sert şutlarında kaleci Gökhan’ın başarılı kurtarışları ve Ali Sowe’un savunmaya çarparak avuta çıkan vuruşu yine bitiricilik açısından rahatsızlığın nüksettiğinin en çarpıcı örnekleriydi. 2.yarı her şey çok daha farklıydı… İlginç olanı Cephas ve Ali Sowe’un, Tasos ve RiadBajic ile değişikliğinin takımın çehresinin bu kadar değiştirmesiydi, tabi ki olumlu anlamda… Bu da Morutan’ın sakatlığından dolayı yokluğunda yapılan Cephas tercihinin yanlışlığını apaçık ortaya koymuş olmuyor mu? Ayrıca Bajic’in rahat tutulabilecek kafa vuruşunda,o ana kadar başarılı olan kaleci Gökhan’ın yaptığı ikram müthişti ve maçın da kırılma noktası oldu. Bir de golden hemen sonra Emre HocanınPedrinho’yu Tolga’nın yerine sahaya sürmesi, orta alana inanılmaz bir dinamizm kazandırdı. Bu farklılık istatistiklere son derece olumlu bir şekilde yansıdı… Topa sahip olma oranı yüzde 79’a 21’e yükseldi… Sadece 2.yarıda 6’sı isabetli 12 şut (toplamı 21’e 8)çekildi.

Zaten altın değerindeki 1 puan, bu oyun üstülüğünün yüzü-suyu hürmetine 90+9’da futbol ilahlarınca sağlanan gol ile elde edildi.

Bir de bu beraberliğin böylesine değer kazanması; Rize’den 77 km ötede oynanan mücadelede Trabzon’un Gaziantep önünde Onuachu’nun hat-trick artı bir asistlik müthiş performansıyla yaptığı olağanüstü geri dönüşü sayesinde oldu. Trabzonspor’un 2-0’lık geriden 4-2 öne geçmesinde, Gaziantep savunmasının 3 dakikada 3 gol yemesi de önemli rol oynadı.

Son olarak kafalara takılan “Emre Belözoğlu’nun Garry Rodriques takıntısı” sorusunun artık gündeme getirilerek çözüme kavuşturulması için harekete geçilmesi gerekmiyor mu? Bu durumun sürmesi, böylesine kritik süreçte Ankaragücü’nün aleyhine değil mi?

İPLER ARTIK GENÇLERİN ELİNDE DEĞİL

Süper lige yükselme umudunu diri tutmak için play-off hattına tutunma gayretinde olan Gençlerbirliği, Göztepe’nin yeniden dönüşünde figüranlık görevini başarıyla yerine getirdi!

Çünkü bu maçta mutlaka puan veya puanlar alması gereken Koca Çınar, sezonun en kötü performanslardan birini sergiledi. Kırmızı-siyahlılar, ilk yarıyı şut atamadan geçirirken, tek isabetli şutunu da 90+5’te Buğra ile o da kaleci Lis’in katkısı sayesinde bulabildi…  Başarısızlıkta sürekli değişik bahaneler üreten Sinan Kaloğlu, bu maç için de “İlk 11’imizin değeri Göztepe kalecisiyle aynı” açıklamasını yaptı. Peki hocam ya birileri çıkarda senin yedek kulübende yanında oturttuğun veteran futbolcuların değerini sorarsa ne cevap vereceksin çok merak ediyorum.

Gençlerbirliği’nin bitime 2 hafta kala play-off’a girecek son takım olabilmek için 2 maçını da kazanarak rakiplerinden Boluspor’unen fazla 3 puan (2’li averajda Gençler önde) toplaması, averajda geride olduğu Bandırmaspor’un da 1 eksik puan alması gerekiyor. Olası 3’lü averajda ise Başkent ekibi dezavantajlı durumda. Yani ipler artık Gençlerin elinde değil.