Nursel DİLEK MANAVBAŞI
İYİ Parti Sözcüsü ve Medya İlişkileri Başkanı Prof. Dr. Kürşad Zorlu, Başkanlık Divanı toplantısının ardından genel merkez binasında basın toplantısı düzenledi. Divan toplantısına ilişkin bilgi veren Zorlu, Sağlık Politikaları ve Milli Güvenlik Politikaları ile Yurtdışı Türkler Başkanlığı’nın ülke meseleleriyle ilgili sunum gerçekleştirdiğini söyledi. Deprem bölgesindeki gelişmeleri yakından takip ettiklerini dile getiren Zorlu, “Özellikle bazı illerde aksayan hizmetler vatandaşlarımızın da gündeminde. Bununla ilgili kısa süre içerisinde rapor hazırlanarak sizlerle paylaşacağız’ şeklinde konuştu.
Partisinin İstanbul ve Ankara için yerel seçim adayları hakkında ise ‘Gerek İstanbul gerekse Ankara’da, diğer illerimizde olduğu gibi çalışmalarımız devam ediyor’ dedi. Beşiktaş Belediyesi için ismi geçen sanatçı Mustafa Sandal’la ilgili durumun ise henüz netleşmediğini dile getirdi. Aday belirleme sürecinde anket yapılacağının ifade edildiği belirtilen Zorlu, “Bununla ilgili komisyon kurulması aşamasındayız. Esas olan teşkilatlarımızla, o illerdeki milletvekillerimizle, partililerimizin bir mutabakat içerisinde, adayımızın üzerinde netleşmektir. Ama aday adayının çok olduğu yerlerde bir anket gerçekleştirme eğilimimiz var. Bu illerin hangileri olacağını ilerleyen günlerde sizinle paylaşırız” yanıtını verdi. Geçtiğimiz hafta rahatsızlanan Genel Başkan Meral Akşener’in sağlık durumunun iyi olduğunu belirten Zorlu, partisinin grup toplantısının Çarşamba günü gerçekleşeceğini ekledi.
"EN DÜŞÜK EMEKLİ MAAŞI ASGARİ ÜCRETLE EŞİT OLMALI"
Ankara’daki bombalı saldırı girişimine değinen Zorlu, “Menfur saldırıda bir terörist üzerindeki bombayı patlatırken diğer terörist ise emniyet güçlerimizce öldürüldü. Kahraman polislerimizin anlık müdahalesi sonucu, çok daha ağır neticelere sebep olabilecek bir saldırı önlenmiş oldu.” şeklinde konuştu. Bombalı saldırı girişiminde kullanılan aracın Kayseri’de gasp edildiğinin belirlendiğini hatırlattı. Soruşturmanın sürdüğünü kaydeden Zorlu, “Teröristlerden birinin kimliği tespit edilmiş olup, diğerinin ise kimlik belirleme çalışmaları devam ediyor. İçişleri Bakanlığı’nın yaptığı açıklamaya göre bu hain eylemin PKK terör örgütünce gerçekleştirildiği ortaya çıkmıştır.” ifadesini kullandı.
Emeklilerin durumunun çok daha vahim olduğunun altını çizen Zorlu, “Her kabine toplantısında emeklilerimiz ekran başında bir ücret artışı bekliyor ama hükümet bunu ötelemeye devam ediyor. Yeni yıla bırakıldıkları söyleniyor. Peki hiç soruyor musunuz, emeklilerimizin 2-3 ay daha sabredecek hâli kaldı mı? Bunlar göz ardı ediliyor. Verilen zamlar da eriyip gidiyor.” İfadesini kullandı. İktidarın “Nasıl olsa oyu aldık, seçimi kazandık.” düşüncesi ile emekliye sırt dönmeyi tercih ettiğini savunan Zorlu, en düşük emekli maaşının asgari ücretle eşit olması ile asgari ücretin piyasa şartlarına uygun olacak şekilde belirlenmesi yönündeki çağrısını yineledi.
SURİYE'DEKİ ÜNİVERSİTELER İÇİN DENKLİK İDDİASI
Suriye’de son dönemde kurulan bazı üniversitelere verilen YÖK denkliği iddialarına değinen Zorlu, “Suriye’de iç savaşın yaşandığı dönemden bugüne kadar, ülkemize yönelik kitlesel bir göç gerçekleşmiş ve göçün yaşandığı Suriye’de eğitim-öğretim sistemi pek çok yerde ortada kalkmıştır. Bu süreçte Türkiye’nin meşru olarak askerî harekâtlarını gerçekleştirdiği yerlerde ya da bu yerlere yakın istikrarsız bölgelerde bazı üniversitelerin kurulduğu ve bunların bir kısmına YÖK denkliği verildiği yönünde bilgiler geliyor” dedi.
Konuyla ilgili Milli Eğitim Bakanlığı’nın yanıtlaması istemiyle bir soru önergesi verdiklerini açıklayan Zorlu, şu soruları yöneltti:
“Suriye’de 2016 yılından bu yana kurulan ve ilgili ülkenin onayının bulunup bulunmadığı belirsiz olan bu üniversitelere YÖK denkliği verilmiş midir? Bu üniversitelere öğrenci alımı hangi usullerle, hangi kurumların denetiminde yapılmaktadır? Bu üniversitelerden mezun olanlardan Türkiye’de çalışmaya başlayanlar hangi kurumlarımızda çalışmaktadırlar? İdlib’deki radikal gruplardan bu üniversitelerde eğitim gören ve mezun olanların bulunabileceği, Türkiye’ye gelebileceği ihtimaline karşı bir tedbir alınmış mıdır? Bu üniversitelerde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan akademik veya idari personel çalışmakta mıdır? Çalışan varsa hangi yasal düzenleme çerçevesinde görevlendirilmektedirler? Bu okullarda eğitimine başlayan bir öğrenci okuduğu üniversiteden Türkiye’de kabul edilen bir üniversiteye yatay ve dikey geçiş hakkına sahip olacak mıdır?”