Kuzey Makedonya'nın Ohri şehrinde 1939'da dünyaya gelen Saatçiler, 7 yaşında babasının yanında saat tamirciliği öğrenmeye başladı. 1954'te Türkiye'ye ailesiyle göç eden Saatçiler, 7 kuşaktır saat tamirciliği yapan ailenin son temsilcisi ve Türkiye'de bu işi yapan nadir isimlerden.

Ankara'da yaşayan Saatçiler, soy isminin "Saatçiler" oluş hikayesini şöyle anlattı:

"Mamak'ta oturuyorduk. Yoldan bir bayan geçiyordu, kar diz boyuydu. Babam camdan görünce kayınvalidesine 'Bu bayanı çağır üşümüş, çok soğuk gelsin bir ısınsın.' dedi. Kadın geldi, muhabbet edildi. Babam 'Nerelisin?' diye sorunca kadın, bizim gibi Rumeli'den ve aynı mahalleden geldiğini söyledi. 'Peki hatırladığın kimse var mı orada?' deyince babam, kadın 'Bir tek saatçiler ailesini hatırlarım.' dedi. Bizi kastetti, 7 kuşaktır tamir yapıyorduk. Ondan sonra babam kafaya taktı. 'Bizim soyadımız Saatçiler olacak.' dedi ve 'Saatçiler' soy ismini aldık."

Mekanik saat tamirciliğine 7 yaşında, babasının çalışmalarını izleyerek başladığını anlatan Saatçiler, o döneme ait anılarına ilişkin şunları kaydetti:

"Bir gün asma kattayım. Aşağı bakıyorum, babama biri bir saat getirdi. Adam, 'Usta, bu saate bakar mısın?' dedi, babam da onayladı. Adam bu sefer 'Kaç liraya olacak usta?' dedi. Babam 'Üç lira alacağım.' dedi. Babama hemen seslendim yukarıdan, 'Baba ucuz söylemedin mi o saat üç liraya tamir edilir mi?' Babam bu saati daha önce görmediğini ve saati açtığında yeni şeyler öğreneceği için uygun fiyat istediğini anlattı. Biri daha geldi, çıkarttı köstekli bir saat. 'Bu saatime bakar mısın?' deyince, babam tuttu işte kuracak yeri var, çekmeden saat çıkmaz. Babam çekti, çıkarttı hemen. Adam bunu görünce, 'Usta dedi hiç pazarlık etmeyeceğim, bunu 10 ustaya götürdüm biri kapağını dahi açamadı.' dedi."

Kaynak: AA