Beylikdüzü'ndeki Özel Birinci Hastanesi'nde tedavi gören yakınının yanında refakatçi olarak kalan 25 yaşındaki Selen Bilgin'in ölümüne ilişkin soruşturma tamamlandı.

Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan fezleke, dava açılması talebiyle Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildi.

Fezlekede, söz konusu hastanede 13 Mayıs'ta yakının yanında refakatçi olarak bulunan Selen Bilgin'in saat 00.02 sıralarında anestezi uzmanı olarak görev yapan ve önceden tanıştığı şüpheli doktor Fatih Akın'ın kullandığı 519 nolu odaya gittiği, şüphelinin de aynı odaya 01.52 sıralarında girdiği belirtildi.

Fezlekede, CD inceleme ve çözümleme tutanağına göre, şüpheli doktorun saat 06.45 sıralarında aynı odadan heyecanlı bir şekilde telefonla konuşarak çıktığının tespit edildiğini aktarıldı.

Tanık olarak dinlenen 4 kişinin olay günü Bilgin'in bulunduğu odaya heyecanlı şekilde gittikleri ve saat 06.51 sıralarında Bilgin'in 519 nolu odadan hastane çalışanları tarafından tekerlekli hasta yatağı üzerinde çıkarıldığı kaydedildi.

Fezlekede, Bilgin'e doktor T.K. tarafından kalp masajı yapıldığı, şüpheli doktor tarafından da suni teneffüs yapılmaya çalışıldığı, devamında şüphelinin tekrar odasına geldiği ve saat 06.59 sıralarında elinde birkaç cisim ve telefonla heyecanlı bir şekilde odayı terk ederek koridorda koştuğu tespitine yer verildi.

Adli Tıp Kurumunun kanaati: Çoklu ilaç intoksikasyonu

Adli Tıp Kurumu Morg İhtisas Dairesi'nin fezlekede yer alan raporunda, maktulün ölümünün çoklu ilaç intoksikasyonu sonucu meydana gelmiş olabileceği kanaatine varıldığı aktarıldı.

Fezlekede, Selen Bilgin'in baş ağrısı olduğunu söylemesi üzerine şüpheli Fatih Akın tarafından "Propofol" isimli ilacın Bilgin'e kolundan damar yolu açılarak verildiği belirtildi.

Şüpheli Fatih Akın, fezlekede yer alan ifadesinde, Bilgin'e ilaç vermediğini, bu ilacı kendisinin kullandığını öne sürdü.

Olay gününe ilişkin polis tutanağında ise şüphelinin olayı anlattığı ve ilacı uyguladığını polislere söylediği ancak "Propofol'u ben uygulamadım, o şartla imzalıyorum." şerhi düşerek tutanağı imzaladığı anlatıldı.

Olay günü cumhuriyet savcısının söz konusu ilacın nerede olduğunu sorması üzerine şüpheli Fatih Akın'ın üzerinde Propofol ibaresi yazılı, uç kısmı kırık ve dip kısmında az miktarda beyaz renkli sıvı olan ilacın ampulünü cebinden çıkardığı, bu doğrultuda şüphelinin savunmasının aksine ilacı kendisinin verdiğinin tespit edildiği vurgulandı.

Soruşturma kapsamında dinlenen şüpheli ve tanık beyanıyla da bu durumun anlaşıldığının altı çizildi.

Fezlekede, "Her ne kadar şüpheli, doktor olarak görev yapmakta ise de olayın meydana gelişi ve maktulenin ölümüne sebebiyet verilen ilaç verilmesi olayı doktorun tedavi amacı ile hareket ettiğini göstermediği gibi, tedaviye yönelik bir fiil de söz konusu olmadığından soruşturmasının genel esaslara göre yürütüldüğü" kaydedildi.

Şüphelinin fiilinin ölümde etkili olduğu ve müsnet suçu işlediği yönünde somut deliller bulunduğu belirtilen fezlekede, "kadına karşı olası kastla kasten öldürme" suçundan şüpheli doktorun müebbet hapisle cezalandırılması talep edildi.

"Yenidoğan çetesi" sanığı ile telefon görüşmesi

Selen Bilgin'in öldüğü Özel Birinci Hastanesi'nin ruhsatı, "yenidoğan çetesi" soruşturması kapsamında iptal edilmişti.

Öte yandan, yenidoğan çetesine ilişkin davanın iddianamesinde sanık hemşire Hakan Doğukan Taşçı'nın, doktor Fatih Akın ile aynı hastanede çalıştıkları dönemde yaptıkları telefon görüşmesine ilişkin bir tape yer alıyor. Taşçı'nın, taburcu olan bir bebeği tekrar yoğun bakıma yatırma konusunda Akın'a danıştığı bu tapede anlaşılıyor.

Kaynak: AA