Türkiye'de kamu hastaneleri içerisinde başlı başına omurga eğriliği tedavisinin yürütüldüğü sayılı merkezlerden biri kısa süre önce Gaziler Fizik Tedavi, Rehabilitasyon Eğitim ve Araştırma Hastanesinde hizmete alındı. Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Doç. Dr. Sibel Mandıroğlu, skolyozun omurganın doğal kavisinden sapması sonucu oluşan bir eğrilik olduğunu anlattı.

Mandıroğlu, "Skolyoz, ülkemizde özellikle 10-15 yaş aralığında yüzde 2-3 sıklığında görülüyor. Kızlarda iki katı daha fazla karşımıza çıkıyor. Hastalığın, gelişimin hızlı olduğu bu dönemde ilerleme özelliği çok yüksek. Bu nedenle erken teşhis ve tedavi, omurganın sağlığı ve yaşam kalitesinin düzenlenmesi için çok önemli." ifadesini kullandı.

İLERLEYEN SKOLYOZ KALP VE AKCİĞER SORUNLARINA YOL AÇABİLİYOR

İlerleyen skolyozun fiziksel ve psikolojik sorunlara yol açtığına dikkati çeken Mandıroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Skolyoz, çok ilerlediği durumlarda kalp ve akciğerde problemlere neden olabiliyor. Bu durumlarda mutlaka cerrahi endikasyon gündeme geliyor. Bu nedenle de erken teşhise çok önem veriyoruz. Çünkü egzersiz, korseleme tedavisi ve düzenli takiplerle omurga eğriliğinin ilerlemesini durdurabiliyoruz.

Özellikle adolesan dönemde hastalık biraz sinsi seyrediyor, genellikle ağrı gibi şikayetler olmuyor. Bu nedenle aileler, çocuklarının boynunda, başında, omuzlarında, belinde, kalçasında veya duruşunda bir asimetri olup olmadığına dikkat etmeli. Çünkü bu skolyozun bir belirtisi olabilir, bu tip durumlarda mutlaka bir uzmana başvurulması gerekiyor."

"MULTİDİSİPLİNER BİR ANLAYIŞLA HİZMET SUNUYORUZ"

Hastane bünyesindeki Skolyoz Tedavi Ünitesi'nin de hastalığın erken dönemde teşhis ve tedavisini sağlamak amacıyla açıldığını vurgulayan Mandıroğlu, haziran ayının "Skolyoz Farkındalık Ayı" olduğuna işaret ederek, şunları söyledi:

"Aslında zaten hastanemizde uzun zamandır skolyoz hastalarına hizmet veriyoruz. Ancak 12 Haziran'da resmi açılışını yaptığımız Skolyoz Tedavi Ünitesi ve polikliniğimizde hastalarımıza multidisipliner bir ekip ve tedavi yaklaşımıyla hizmet sunmaya başladık. Ünitemizde fiziksel tıp ve rehabilitasyon uzmanı 4 hekimimiz, 2 fizyoterapistimiz, psikoloğumuz ve radyoloğumuz görev yapıyor. Hastalarımız hastanemizin web sitesinde yer alan irtibat numaralarından bizlere ulaşıp, randevularını kolaylıkla alabilirler."

"HASTALARIMIZIN AĞIRLIKLI GRUBU 10-15 YAŞ ARALIĞINDA"

Hastaların önce poliklinikte detaylı muayenelerinin yapıldığını, skolyoz tanısı alanların ise tedavi ünitesine yönlendirildiğini aktaran Mandıroğlu, "Ünitemizde belli egzersiz protokolleri kapsamında skolyoz hastalarımızı tedaviye alıyoruz. Ayrıca hastaların durumuna göre kullanacağı korseler planlanıyor. Hastalarımızın ağırlıklı grubunu da adolesan dönem dediğimiz 10-15 yaş grubu oluşturuyor." diye konuştu.

Doç. Dr. Mandıroğlu, daha çok genetik ve çevresel faktörlerin etkisiyle ortaya çıkan skolyozun gelişim döneminde tedavi edilmesinin çok önemli olduğunu belirterek, son yıllarda hastalıkla ilgili farkındalığın artmasının da etkisiyle daha çok poliklinik başvurusu aldıklarını söyledi.

"OMURGAM GÖZLE GÖRÜLÜR DERECEDE DÜZELDİ"

Skolyoz ünitesinde tedavi gören 14 yaşındaki Fadime Göksu, hastalığıyla 4 yıldır mücadele ettiğini anlattı.

Kürek kemiğinde kayma olması nedeniyle hastaneye başvurduğunu ve skolyoz tanısı aldığını dile getiren Göksu, şöyle konuştu:

"İlk tedavim fizyoterapi ile başlamıştı ama yeterli gelmeyince korse de takmaya başladım. Şu an bu merkezdeki tedavimden de çok memnunum, yaklaşık 1 aydır haftada iki gün burada tedavi görüyorum. Fizyoterapistlerimizle güzel bir tedavi, eğitim süreci geçiriyoruz. Böyle bir olanağın ücretsiz bir şekilde sunulması bizim için büyük şans. Çünkü çoğu yerde bu hizmetler ücretli yapılıyor. Ben buradaki tedavime başladığımda omurgamda 54 derece eğrilik vardı, kısa bir süre olmasına karşın şu an gözle görülür derecede bir düzelme söz konusu."