Hastaneden yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Şan, kızamık vakalarında görülen artışların en önemli sebeplerinden birinin son yıllarda artan aşı kararsızlığı ve karşıtlığı olduğunu belirtti. Kızamık virüsünün, hava yoluyla temasla kolayca bulaşabildiğini ifade eden Şan, hastalığın bir kişiden diğerine öksürme, hapşırma veya enfekte bir kişiyle yakın temas sonucunda yayılabildiğini aktardı.
Şan, hastalığa maruziyet sonrasında duyarlı kişilerin yüzde 90'ında hastalık geliştiğini kaydederek, bulaşıcılığın genellikle döküntülerin ortaya çıkmasından 5 gün önce başladığını ve döküntünün başlangıcından 4 gün sonrasına kadar devam ettiğini, hastalığın kuluçka süresinin 9-14 gün olduğunu ifade etti. Halsizlik ateş, öksürük, burun akıntısı ve genellikle gözlerde kızarıklık ile başlayan prodrom dönem belirtileriyle kendini gösteren kızamığın 3 ile 5 gün sürdüğünü anlatan Şan, koplik lekelerin (Ağız içindeki beyaz kızarıklar) tanı koymada belirleyici olduğuna dikkati çekti.
Şan, her kızamık vakasında da bu belirtinin görülmediğini vurgulayarak, "Kızamık hastalığında ateş düşme eğilimine girerken döküntüler görülmeye başlar. Döküntü kaşıntısızdır ve birleşme eğilimi gösterir. Baştan başlayıp sırası ile yüze boyuna, gövdeye ve son olarak kol ve bacaklara doğru yayılır. Döküntü bu kısımlara yayılım gösterdiğinde çocukta ateş düşer. Klinik iyileşme tipik olarak döküntünün ortaya çıkmasından sonraki 48 saat içinde ortaya çıkar. 3 ila 4 gün sonra, döküntü kahverengimsi bir hal alır. Döküntüden yaklaşık 4 gün sonra halen ateş yüksekliği devam ediyorsa, sekonder bakteriyel enfeksiyondan şüphelenmek gerekir." ifadelerini kullandı.
Kızamık tanısının klinik bulgular ile konulabildiğini ancak serolojik testler ile doğrulanması gerektiğini aktaran Şan, şu bilgileri verdi:
"Laboratuvar bulgularında lökopeni, lenfopeni, nötropeni, trombositopeni görülebilir. Enfeksiyon parametresi (CRP) artabilir. Kızamık IGM yüksekliği, solunum salgısında PCR testi ile kızamık virüsünün saptanması veya 4 hafta ara ile alınan serum örneğinde IgG antikor seviyesinin 4 kat veya deha daha fazla artışı tanı koydurucudur. Kızamık hastalığının spesifik bir tedavisi yoktur. Semptomatik tedavi yapılır. Ateş düşürücü, bol sıvı alımı, A vitamin desteği yapılmalıdır. Kızamık hastalığı sırasında komplikasyon sık görülür. En sık görülen komplikasyonları sekonder bakteriyal pnömoni, akut otitis media, merkezi sinir sistemi tutulumudur.
Kızamık hastalığını geçiren özellikle 5 yaş altındaki çocuklarda yıllar sonra hastalığa bağlı olarak beyin iltihabı da görülebilmektedir. Hastalıktan korunmak için ise en temel yol aşılamadır. Bu aşı canlı bir aşıdır. Bu aşı KKK aşısı olarak bilinmekte, 12 ay ve 4 yaş çocuklarda 2 doz olarak alınmaktadır. Aşı, üst sol kol bölgesine deri altına uygulanır yapılır. Salgın dönemlerinde 6. aydan büyük çocuklara kızamık aşısı yapılabilir. Erken aşılama yapılsa bile 12. ayda aşı tekrarlanmalıdır. Aşıdan sonra 1-2 hafta içinde koruyuculuk başlar. Temas sonrası ilk 72 saat içinde kızamık veya KKK aşısı uygulaması koruyuculuk için yeterlidir. Temas sonrası aşı yapılamıyorsa 6 gün içinde IVIG verilerek koruyuculuk sağlanabilir."