Eylemleri yapıldı, sosyal medyada paylaşıldı, davalar açıldı ancak halen vicdanlı bir dönüş alınamadı... İnsanlığımızdan bizi utandıracak o sürece girmiş bulunmaktayız: Sokak hayvanlarının toplatılması ve uyutulması(!) Başımız her sıkıştığında koştuğumuz, depremde arama kurtarmadan itfayecisine, polisinden görme engelli vatandaşlara, herkese yardımı olmuş, bizleri kentin ıssızlığından kurtaran sevgili dostlarımızdan bahsediyorum. Evet, sokakta olmayacağını ben de biliyorum ama başka bir yol var! 

Bunun üzerine basa basa bir önceki yazımda da değinmiştim. Bu bir uyutma değil, uyuyan canlı uyanır. Bu düpedüz öldürmek. Adını güzellediğimiz şey öylesine korkunç ki... Bu konuda pek çok hayvansever gibi talebimi belirteceğim: Şeffaf vergilendirme ile gönüllülük esaslı bir organizasyon kurulsun. Güvendiğimiz bir kurumun altında, kameralar ile patili dostlarımızı takip edecebileceğimiz bir sistem talep ediyoruz. Biz onlara sahip çıkarız, yeter ki iyi bir şeyler yapılsın!

Ancak iç karartan haberlerin sonu gelmiyor. Devletten geri adım bekleyen hayvanseverler, bu olayların üstüne Urfa'daki kuduz iddiası ile toplanılan köpeklerin haberi ile sarsıldı. İddialara göre kuduz adı altında köpeklere iftira atıldığı ve öldürülmelerinin kolaylaştırıldığı söylendi. Bu iddiaların ardından sosyal medya daha da alevlendi. Üstelik aynı bahane ile toplatılan sokak köpeklerinin sadece Urfa'dan değil Maraş'tan da görüntüleri paylaşıldı. Olay olumsuz anlamda büyümeye devam ediyor.

Şimdi sevgili okurum, bu yazım zaten sokak hayvanlarına karşı duyarlı insanlara değil. Bu yazım "Sizin işiniz gücünüz yok mu? Memlekette başka dert mi kalmadı?" diyenlere. Bu vicdandan da öte bir zihniyet meselesidir. Bir kez öldürmeyi bu kadar çabuk kabul edip benimsersek gelecekteki kötülükleri öngöremeyiz. Kaldı ki olay bu haliyle de bence oldukça kötü. Onlara bir hayat sunabilmek varken bu yolu seçmek korkunç. Başka türlüsü olabilecekken bu gaddarlığı reddetmek gerek. 

Hayvan hakları da insan haklarımıza dahildir!