Mısır'daki Filistinli mültecileri ziyaret eden misyon, 11 günlük temaslarında aralarında psikolog, avukat ile adli tıp uzmanlarının da bulunduğu katılımcılarla İsrail'in saldırılarından etkilenen mağdurlara yönelik çalışma yürüttü.
Proje katılımcılarından WOLAS Başkan Yardımcısı Hüseyin Dişli ile Ruh Sağlığı Derneği'nden uzman psikolog Zeynep Menderes, "Uluslararası Ceza Mahkemesi için Delil Toplama Misyonu"nun detaylarını Üsküdar'da düzenlenen söyleşide anlattı.
Etkinlik öncesi AA muhabirine açıklamalarda bulunan Dişli, New York merkezli "PAL Law Commission" ile yürüttükleri "Delilden Hukuki Aksiyona Filistin için Kapsamlı Adalet Projesi" kapsamında Mısır'daki misyonu düzenlediklerini söyledi.
Dişli, 11 günlük bu delegasyon sürecini anlatarak, "En temel amaçlarımızdan biri sadece son soykırım sürecinde değil 1948'den beri Filistinlilerin yaşadıkları bütün suçların, bütün o trajedilerin dokümantasyonunu yapmak. Uluslararası Ceza Mahkemesi için onlardan hem tanıklıklarını almak hem de ellerinde bulunan video, fotoğraf gibi delilleri temin etmekti. Fakat tabii orada karşılaştığımız manzara, bu tanıklıkları adli tıpçıların ve psikologların huzurunda alırken faciaydı. Filistinliler nesiller arası bir travmayla karşı karşıya." dedi.
Mısır'da yaklaşık 150 bin Filistinli mültecinin ağır şartlar altında yaşadıklarını anlatan Dişli, Filistin'den çıkan sivillerin mülteci statüsünde yaşadıkları sorunlara dikkati çekerek, "Gazze'den çıkan Filistinliler için savaş bitmiş değil. Onlar bir cehennemden çıkmış gibi hissetmiyor. Onlar hala aynı şey devam ediyor gibi yaşıyor." diye konuştu.
Gelecek çalışmalarına değinen Dişli, şunları kaydetti:
"Bu bizim Filistin için kapsamlı adalet projemizin ilk ayağıydı. Biz, burada uluslararası hukuki yargılama için delil toplamanın yanı sıra oraya hükümetlerin ve sivil toplumun dikkatini çekmek ve de aslında bir ilham olmak için gittik. Gerçekleştirdiğimiz bu hukuki delegasyon asla sembolik değildi, devamı gelecek. Sonraki aksiyon planlarımız halihazırda hazırlandı. Bundan sonra Kahire'ye yeniden ziyaretler, işte Lübnan ve Ürdün'deki mülteci kamplarına yeniden ziyaretler gerçekleşecek. Gazze içerisinden de bize şu anda akmakta olan deliller var. Bunların hepsini WOLAS ve PAL Law Commission olarak Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde İsrail'e karşı delil olarak başvurumuzda kullanacağız."
"BEN TEK BAŞIMA NE YAPABİLİRİM?' DEMEMEK GEREKİYOR"
Ruh Sağlığı Derneği'nden uzman psikolog Zeynep Menderes ise herkesin sosyal medyadan Filistin'de yaşananları takip ettiğini söyledi.
İnsanların ekranların gerisinden etkilendiğini, kendilerinin ise gittikleri gibi dönemediklerini vurgulayan Menderes, oradaki savaş mağdurlarıyla bire bir temasta olduklarını, insanı çok hırpalayan, yoran ve ruhunu ezen müdahalelerle karşılaştıklarını anlattı.
Menderes, psikologlar ile ruh sağlığı uzmanlarının, soykırımdan hasar alan mağdurlar için bir şeyler yapacaklarını ve bunu yapmaları gerektiğini kaydetti.
Görünenden öte Filistin'de çok daha ezici bir soykırım olduğunu dile getiren Menderes, "Bunu insanlara daha açık ve daha net şekilde anlatmak ve ulaştırmak amacımız. 'Ben tek başıma ne yapabilirim?' dememek gerekiyor. Biz, tek başımıza veya topluluk halinde soykırım için birçok şey yapabiliriz. Bu amaçla toplandık bugün. Gördüklerimizi, şahit olduklarımızı, tecrübe ettiklerimizi çok daha fazla kişiye ulaştırmak amacıyla buradayız." ifadesini kullandı.
Gazze'den tedavi için Mısır'a getirilen Filistinli yaralıların fiziki ve ruhsal acıları, yaşanmışlıkları, onlara yönelik psikososyal destek hizmetlerinin ve bu alanda edinilen bilgiler ve tecrübelerin anlatıldığı etkinlikte katılımcıların soruları da yanıtlandı.
İşgal altındaki Batı Şeria'da İsrail askerlerince öldürülen Ayşenur Ezgi Eygi'nin de anıldığı programda, Ruh Sağlığı Derneği Genel Başkanı Dr. Ömer Akgül de konuşmacılara hediye takdim etti.