Muhammed Ali Yahşi
Kahverengi kokarca zararlısı hakkında basın açıklamasında bulunan Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, kahverengi kokarcanın başta fındık olmak üzere elma, armut, turunçgiller, şeftali, ceviz, Trabzon hurması, mısır, fasulye, domates, biber, patlıcan gibi ülke ekonomisi için stratejik öneme sahip bitkilere zarar verdiğini belirtti.
ACİL TEDBİR ALINMAZSA ZARAR DAHA DA ARTACAK
Kahverengi kokarcanın fındıkta Karadeniz Bölgesi illerinde bu yıl yüzde 25’lere varan oranlarda zarar verdiğinin tahmin edildiğini söyleyen Bayraktar, “Zararın boyutları üreticilerimizi mağdur ediyor. Bu hastalık nedeniyle randımanın 30-35’e kadar düşmesiyle bazı üreticilerimiz fındığını satamadı. Karadeniz Bölgemizin ekonomisinin büyük bölümü fındığa dayalıdır. 500 bin aile doğrudan üretici olarak, on binlerce aile ise fındık nakliyesi, işlenmesi ve ticareti ve işçiliğinden geçimini sağlıyor. Yıllara göre değişmekle birlikte dünya üretiminin yaklaşık yüzde 62’sini ihracatının ise yüzde 61’ini ülkemiz karşılıyor. Tedbir alınmadığında bu zararlının vereceği zararın yüzde 50 ile 75 arasında olduğu göz önüne alındığında, fındıkta 12,8 milyar lira olan üretim değerinin 6,4 ila 9,6 milyar lirasının ve 2,1 milyar dolara varan ihracat değerinin 1,1 ila 1,6 milyar dolarının tehdit altında olacağı bilinmelidir. Acilen tedbir alınmazsa bu zarar daha da yüksek oranlara erişecek” dedi.
ZİRAAT ODALARIMIZ GEREKLİ FAALİYETE HAZIR
Fındıkta gelecek yıllarda kötü sonuçlara yol açabilecek kahverengi kokarcaya gereken hassasiyetin gösterilmesi gerektiğini vurgulayan Bayraktar, “Fındığa taraf olan her kesim topyekûn olarak mücadeleye katılmalıdır. Zararlının daha fazla yayılmaması için gereken çalışmalar artırılmalıdır” ifadelerini kullandı. Kokarca yoğunluğunun yaşandığı bölgelerde, Tarım ve Orman Bakanlığı, İl ve İlçe Müdürlükleri, Ziraat Odaları ve üreticilerin bu yoğunluğu ortadan kaldırmak için gerekli çalışmaları ivedilikle başlatması gerektiğinin altını çizen Bayraktar, “Ziraat Odalarımız bu konuda gerekli faaliyette bulunmaya hazırdır” diye konuştu.
BATI KARADENİZ VE MARMARA’DA DA GÖRÜLDÜ
Doğu Karadeniz Bölgesinin dışında Batı Karadeniz ve Marmara Bölgelerinde de kahverengi kokarcanın varlığının tespit edildiğini belirten Bayraktar, “Bu yıl zararlının görüldüğü fındık üretim bölgelerinde yoğunluk kazanırken çiftçilerimiz bu konuda gerekli tedbirlerin bir an önce alınmasını istiyor. Ülkemizin en önemli ihraç ürünlerinden olan ve 2,1 milyar dolar döviz kazandıran fındığın geleceği için acilen tedbirler alınmalıdır” dedi. Dünyada kahverengi kokarcanın 300’den fazla bitki türünde zarara sebep olduğunu söyleyen Bayraktar, “Gürcistan’da fındıklara kahverengi kokarcanın verdiği zarar oranının yüzde 75’lere ulaştığı biliniyor.
Kahverengi kokarca özellikle meyvelerde şekil bozukluklarına, mısır ve soyada dane kaybına neden olurken, fındıkta boş, şekilsiz ve lekeli ürün oluşumuna neden olduğundan verim ve kaliteyi düşürüyor. Elmalarda hem içten hem dıştan zarara, kivide dış kısmında lekelenmeye, meyve içinin tadında acılığa sebep oluyor” dedi.
BAKANLIK DAHA FAZLA İNİSİYATİF ALMALI
Ülkemize 2017 yılında Gürcistan sınırından geldiği tahmin edilen kahverengi kokarca için Tarım ve Orman Bakanlığınca 2018 yılında çalışma başlatılarak karantina tedbirleri uygulandığını söyleyen Bayraktar, Karadeniz Bölgesi’nin coğrafi olarak engebeli olması ve fındık bahçelerinin dik alanlarda bulunması sebebiyle çiftçilerin zararlının görüldüğü alanlara teknik talimatlara uygun bir şekilde müdahale edemediğini ifade etti. Çiftçilerin mücadele dönemlerinde orada bulunması güç olduğundan, zirai mücadelenin yeterli ve zamanında yapılmamasının sorun yarattığını vurgulayan Bayraktar, ” Ülkemizde de diğer ülkelerdeki gibi kayıplara ulaşmadan, başta Tarım ve Orman Bakanlığı olmak üzere popülasyonun yoğun olduğu bölgelerde, gerek kışlaklarda ve gerekse kokarcanın ürünlere zarar vermeye başladığı aylarda gerekli tedbirler alınmalıdır. Üreticilerimizin bu konuda eğitimi şarttır. Konunun yüz yüze, afiş ve broşürlerle üreticilerimize anlatılmasına devam edilmelidir” dedi.
Kahverengi kokarca nisan ayına kadar ev, depo, samanlıklara kışlayıp ardından tarımsal alanlara yayıldığını belirten Bayraktar, “Bu sebeple kışlamış erginlerin kışlaklardan dağılmadan kitle halinde imhası için bulunduğunuz yerin Tarım ve Orman İl ve İlçe Müdürlüğü ve belediye ile irtibata geçerek, halk sağlığı açısından zararlı olmayan ilaçlar ile ilaçlanması sağlanmalıdır. Mayıs ayından sonra kokarcanın hareketli olduğu dönemlerde Tarım ve Orman Bakanlığının ruhsatlandırdığı ruhsatlı bitki koruma ürünleri ile tarımsal alanlarda ilaçlı mücadele yapılması gerekiyor. Kimyasal mücadelenin yanında çevreye zarar vermemek adına biyolojik mücadele daha bir önem kazanıyor. Bu nedenle biyolojik ve biyoteknik mücadelede Bakanlık daha fazla inisiyatif almalıdır” şeklinde konuştu.