Muhammed Ali YAHŞİ
Alınterlerinin karşılığını ve üniformalarının itibarını istemek için Saat 12.30'da Ulus Ataturk Heykeli önünde toplan Tüm Yerel-Sen'e bağlı zabıtalar yaptıkları basın açıklamasında taleplerini sıraladı. Basın açıklamasında birçok üniformalı zabıtanın yanı sıra Genel Sağlık İş Genel Başkanı Derya Uğur’da yer aldı.
“TOPLU SÖZLEŞME GÖRÜŞMELERİ AÇLIK VE SEFALETE MAHKUM ETTİ”
2024/2025 yıllarını kapsayan 7. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinin 4 milyon memuru ve 2.5 milyon memur emeklisini enflasyona ezdiridiğini, açlık ve sefalete mahkum ettiğini ifade eden Tüm Yerel-Sen Genel Başkanı Mücahit Dede, “Hükümet ve yandaş konfederasyon arasında yapılan “danışıklı görüşmelerden” kamu emekçileri adına herhangi bir kazanım çıkmasını zaten beklemiyorduk. Zira ortada ne gerçek bir Toplu Sözleşme görüşmesi ne de toplu pazarlık masası bulunmaktaydı. Yetkili konfederasyon, her sözleşmede olduğu gibi bugün de kamu emekçilerini, Sözde Toplu Sözleşme masasında satmış ve memurun değil iktidarın çıkarlarını gözetmiştir. Daha önce belirttiğimiz gibi bir tiyatro oynanmıştır. Kamu Görevlileri Hakem Kurulu, memur maaşları ile memur emeklisi aylıklarına 2024 yılı için yüzde 15+10, 2025 yılı için ise yüzde 6+5 zam yapılmasını kararlaştırmasıyla perdeyi kapatmış ve tiyatroyu bitirmiştir. Siyasi iktidar kamu emekçilerine ne teklif ederse yandaş konfederasyon kabul etmekte Hakem Kurulu onaylamaktadır.Hakem Kurulu, yüzdelik dilimleri onaylayarak kamu emekçilerinin alın terini ve haklarını yok saymıştır. Yerel Hizmetler İşkolunda hükümetle Memur Sen’e bağlı Benbirsen sendikası arasındaki imzalanan sözleşmede işleyiş aynıdır. Satış vardır, teslimiyet vardır, yandaşlık vardır. Emeğin hakkı yoktur, alın terinin karşılığı yoktur. Emekçinin yaptığı işin itibarı yoktur” dedi.
“ZABITALAR DİKKATE ALINMAMAKTADIR”
İçerisinde bulunduğumuz haftada, 197 yıllık geçmişi bulunan Zabıta Teşkilatının ve zabıta emekçilerinin haftasını kutladıklarını ifade eden Dede, “Zabıta Emekçileri her yerdeler; yürüdüğünüz sokakta, gittiğiniz fırında, uğradığınız markette, dolaştığımız pazarda, eğlendiğiniz mekânda, kısaca yaşamın her alanında ve her anında yanınızdalar. Zabıtalar; özverili çalışmalarına rağmen, gerek ekonomik ve sosyal hakları bakımından, gerek ise özlük hakları noktasında birçok sorun yaşamaktadırlar. Ülkemizde zabıta emekçileri, diğer kamu çalışanlarından daha zor koşullarda görev yapmalarına karşılık yerel yönetimler ve hükümetler tarafından dikkate alınmamaktadır” ifadelerini kullandı.
“ZABITA EMEKÇİLERİ KADERİNE TERK EDİLMEKTEDİR”
Belediyelerin kamu tüzel kişisi olarak kamu yararını gözetmek zorunda olduğunu ancak zabıta emekçileri, yaşamın her alanında belediyelerin ve toplumun yanında yer almalarına rağmen sorunlarına gelince kaderine terk edildiklerinin altını çizen Dede,”Kamu düzenini sağlamak, halk sağlığı ve huzurunu adına şehirlerimizi daha yaşanılır hale getiren zabıta emekçileri; gece-gündüz, sıcak-soğuk demeden günün 24 saati görevi başındalar.
Zabıta emekçilerinin sorunlarının büyük kısmı çıkarılabilecek yasalarla kolaylıkla giderilebilecekken yıllar içerisinde bu sorunlar kangrenleşerek bugüne kadar süre gelmiştir. Görevleri sırasında her türlü şiddete maruz kalarak, hakarete, tacize uğrayan, yaralanan, sakat kalan hatta hayatlarını kaybeden zabıtalar, masa başında çalışan kamu emekçisiyle aynı kapsamda değerlendirilmektedirler. Belediyenin diğer birimlerini ilgilendirmeyen görevleri de yerine getiren zabıtalar 20’ye yakın kanun 200’ün üzerinde yönetmelikle görev ve sorumluluk çerçevesi çizilmiştir. Belediye zabıtasına oldukça fazla görev ve sorumluluk yüklenmiştir. Bu kadar kapsamlı ve geniş görev ve sorumluluğu olan zabıta emekçilerinin mali ve özlük konularında ise görmezden gelinmektedir. Zabıta emekçilerinden, seyyar satıcılığı önlemeleri istenmekte ama gerçek anlamda çözümün bu olmayacağı da herkes tarafından iyi bilinmektedir. İşporta ile mücadelenin sadece zabıtaya yüklenmesi doğru değildir” dedi.
“ZABITA, SİYASET VE MAKAMSAL BASKIDAN KURTARILMALI”
Riskli koşullarda ve canını ortaya koyarak işini yapmaya çalışan zabıta emekçilerinin sesine kulak verilmesini istediklerinin altını çizen Dede, taleplerini şu şekilde sıraladı:
1- Zabıta emekçileri görevini yerine getirirken siyaset, makamsal baskıdan kurtarılmalı, işlem yürüttükleri mevzuattaki boşluklar ve esneklikler günün şartlarını göre revize edilmelidir.
2- Zabıta çalışanlarının büro memurları gibi genel idari hizmetler sınıfında yer alması anayasamızın temel ilkelerinden olan ölçülülük ilkesine aykırıdır. Zabıta çalışanları yerel kolluk kuvveti statüsü ile zabıta hizmetleri sınıfı olarak belirlenmelidir.
3- Zabıtanın kendi görev, yetki ve sorumluluklarını düzenleyen Zabıta Yönetmeliği yeni gelişme ve ihtiyaçlar dikkate alınarak revize edilmelidir.
4- Maktu mesai ücretleri taban aylığı kadar olmalı, bu miktar üzerinden emeklilik keseneği işveren tarafından ödenerek emekliliğe yansıtılmalıdır. Zabıtalara ödenen maktu mesaiden gelir vergisi kesintisine son verilmelidir.
5- Zabıta çalışanlarına, yerel kolluk kuvveti değerlendirmesi yapılarak polis ve askerler gibi fiili hizmet zammından (yıpranma hakkı)yararlandırılmalıdır.
6- Haftalık ve günlük çalışma saatleri 657’ye göre düzenlenmelidir.
7- Zabıta kadroları Belediye norm kadro sayılarına göre doldurularak üzerlerindeki fazla iş yükü alınmalıdır.
8- Zabıta çalışanlarının hak etmiş olduğu iş riski ve güçlüğü tazminatının anayasanın temel ilkelerinden olan ölçülülük, eşitlik ve adalet ilkelerine göre yeniden düzenlenmelidir.
9- 3600 ek gösterge verilmelidir.
10- Zabıta mesleğin geliştirilmesi ve kamuoyunda öne çıkarılması için Zabıta Mesleki Yüksekokul ve Zabıta Akademisi kurulmalıdır.
11- Zabıta ile ilgili idari düzenlemeleri, hak ettikleri memuriyet derecelerine gelmelerini sağlayacak şekilde yeniden düzenlenmelidir.
12- Zabıta emekçilerinin yaptıkları görev nedeniyle karşılaştıkları sorunlarla ilgili ve adli durumlarda hukuksal destek sağlanmalıdır.
13- Zabıtanın yasa ve yönetmeliklere aykırı çalıştırılmasının önüne geçilmeli ve belediye başkanlarının keyfi tutumlarına göre görev yerlerinin değiştirilmesi engellenmelidir
14- Sosyal medya ve basında zabıta emekçileri için yapılan asılsız, olumsuz algı ve paylaşımların önüne geçecek caydırıcı yaptırımlar uygulanmalıdır.
15- Zabıta araçları Merkezi Bütçe Kanununun E Cetveline dâhil edilmeli, kasko zorunlu hale getirilerek kasko giderleri belediye bütçesinden karşılanmalıdır.
16- Zabıta hizmet araçlarına yönetmelikle yaş sınırı şartı getirilmelidir.
“TOPLU SÖZLEŞME GERÇEKÇİ DEĞİL”
Zabıta ve belediye emekçilerinin; ekonomik, sosyal, özlük haklarına ve iş güvencelerine yönelik sorunlarının gündeme gelmediği bir toplu sözleşmenin gerçekçi olmadığını vurgulayan Dede, “Sözde Toplu Sözleşme görüşmeleri; ekonomik krize, enflasyona, büyüme rakamlarına ve gerçekçi ülke koşullarına göre belirlenmemiştir.İktidar, kamu emekçilerinin insan onuruna yaraşır adil ücret hakkını göz göre göre gasp etmiştir. Grev kararı olmayan toplu sözleşme masasını ve Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’nun anti demokratik yapısını kabul etmiyoruz. Hükümet, 2024-2025 yılları için dayattığı oranlarla memuru ve memur emeklisini açlık ve yoksullukla baş başa bırakmıştır. Tüm Yerel-Sen; kamu emekçilerinin dertlerinin çözüm ortağı ve haklarının savunucusudur. Halkın yaşam alanı olan kentleri koruyan zabıta emekçilerinin haklarını gözeten halkçı belediyeciliğin mücadelesi için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz. Bu duygularla; kent sağlığı ve huzuru için canları pahasına görev yapan fedakâr zabıta emekçilerinin 197. Zabıta Haftasını kutluyor ve haklı mücadelelerinde her zaman yanlarında olacağımızı bildiririz” diyerek basın açıklamasını sonlandırdı.