Tasarruf paketi mi dediniz?

Ekonomide yaratılan yükün çoğunu dar gelirli vatandaşın sırtına yükleyen iktidar, göstermelik bir yasa teklifi ile kamu da tasarruf yapmaya çalışıyor. Çünkü enflasyonla mücadele için ekonomi yönetimin kamu harcamalarında kontrol ve tasarruf çabasında bulunduğu şu günlerde kamuda taşıt saltanatının devam etmekte olması garip değil mi? Mesela son aylarda gündeme geldiği ve basında yer aldığı için hatırlatıyorum; Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın Alman aracını ‘daha binerim’ mantığı ile depoya kaldırması tasarruf yapılacağına inandırabilir mi?

Bu nedenle, kamu kaynaklarında tasarruf sağlanması yönündeki ekonomi yönetiminin politikasının kamudaki taşıt araçlarının envanterinin çıkarılarak kullanım şekillerinin tespit edilmesini kapsaması ve özellikle Sayıştay ve devletin diğer denetim birimlerinin evrak ve hesap incelemelerinin dışında idareye taşıt aracı ve diğer kaynakların usulüne uygun ve efektif şekilde kullanılıp kullanılmadığı hususuna odaklanması gerekmez mi?

Hazırlanan 32 maddelik yasa teklifi geçtiğimiz Cuma günü TBMM’ye sunuldu. Ancak içeriği incelendiğinde toplamda sayıları 400 kadar olan üst düzey bürokratın farklı kamu kurumlarında huzur hakkı, ikramiye gibi gerekçelerle aldığı ikinci maaşa sınır getirilmesindeki tutar tasarruf tedbirinin göstermelik olduğunu ortaya koydu.

Çünkü, milyonlarca kişiye verilen temmuz zammı kök maaşlarının yetersizliği nedeniyle yine 10 bin lira sınırında kalırken, kamuda üst yöneticilik yapanların alacakları ikinci maaşları ise 100 bin lira sınırına getiriliyor.

Buna göre kamu ayrımı gözetilmeksizin her statüdeki kurum ve kuruluşun yönetim, denetim, tasfiye ve danışma kurulu üyeliklerinde, komisyon, heyet, komite ile benzeri organlarda görev alanlara, kurum içi ve kurum dışı ayrımı yapılmaksızın bu görevlerinden sadece biri için ücret ödenecek.

Ancak getirilen üst sınır bile dudak uçuklatıyor. Öyle ya; her ne ad altında olursa olsun her ay toplandıkları bir yönetim kurulu toplantısı bile olsa, bir ayda yapılabilecek ödemelerin net tutarı 108 bin gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutarı geçmeyecek. AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler bu üst sınırla ilgili söz konusu katsayı çarpımı için ‘şu an 92 bin’ lira olduğunu, hazineye gelir elde edileceğini belirtti.

Ancak temmuz ayından itibaren ücretlere gelen artışlardan dolayı göstergeler yenilenecek. Memur maaş katsayısı 0,907796 olacak. O zaman 108 bin gösterge bu rakamla çarpılacak. Böylece üst sınır denilen tutar 98 bin 41 lira 96 kuruş olacak. Yani düzenleme yürürlüğe girdiğinde huzur hakkı, ikramiye türü artış 92 bin liradan zaten 6 bin lira artmış olacak. Bu kesimlerin ise bakan yardımcısı, genel müdür ve geneler müdür yardımcısı düzeyindeki bürokratlar olduğu biliniyor.

Ücret üst sınırı ne olmalı?

Tasarruf adı altında sınır getirilmeye çalışılan ücretle ilgili baskın görüş, tüm çalışanların iş dünyasına olan asgari düzeydeki yükünü ifade eden asgari ücret seviyesinin en fazla iki katı olması yönünde. Yani bugün 17 bin lira olan asgari ücretin iki katı olarak 34 bin lira huzur hakkı ya da ikramiye adı altında bir ücretin verilmesinin gerçek anlamda kamuda tasarrufu sağlayacağı görüşü dile getiriliyor.

BOTAŞ’ın Rusya’ya olan borcunun ödeme zamanı

2023 Mayıs ayında eski Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez bir televizyon programında “Rusya ile, Gazprom şirketi ile, geçen yıl (2022) fiyatlar olağanüstü artınca belli bir rakamın üzerindeki ödemelerin ertelenmesinde mutabakat sağlandı, bir müzakere yapıldı” demişti. Ödemelerin 2024’e ertelendiği biliniyor.

Şimdi getirilen düzenleme ile BOTAŞ'ın nakit yönetiminin sağlıklı işleyebilmesi için Ticaret Bakanlığı’na bağlı tahsil dairelerine vadesi geldiği halde, doğal az ithalatından kaynaklanan şirketin ödenmemiş olan her türlü vergi, fon ve paylar ile idari para cezaları, gecikme zammı ve gecikme faizlerinden oluşan borçları Hazineden görevlendirme bedeli alacaklarına karşılık mahsup edilecek. Yani BOTAŞ’ın Rusya’ya bu yıla kadar ertelenmiş borçlarının ödenmesi için devletin kurumları 'sen benden alma, ben de senden almayacağım' diyecek, tasarruf tedbiri denilen bu.

Yine Anayasa Mahkemesi’nin usul yönünden iptal ettiği, Elektrik Piyasası Kanunu ile Kamu İhale Kanunu'nda yapılan doğal gaz alımlarına yönelik değişikliğe yönelik düzenleme getiriliyor. KİK’te değişiklikle kanunun ‘istisnalar’ hükmünde belirlenen parasal limit, TPAO, BOTAŞ ve bu şirketlerin bağlı ortaklıkları ile yurt dışında kurdukları şirketlerin petrol ve doğal gaz arama, sondaj, üretim, taşıma, depolama ve gazlaştırma faaliyetleri ile ilgili olarak yapacakları her türlü mal ve hizmet alımları ile yapım işlerinde uygulanmayacak.

Yasa teklifi ile Karayolları Trafik Kanunu’nda tanımlanan taşıt ve iş makineleri ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na devredilen taşıt ve iş makinelerin idareler adına satışı da Özelleştirme İdaresi Başkanlığına yetki verilmesiyle çözülecek. Fazla araçların satılması tasarruf olabilir, ama o da gecikilmiş bir tasarruf kararı gibi…

Kamu bankalarının sermayelerinin güçlendirilmesi konusunda ise Türkiye Varlık Fonu A.Ş’nin Piyasa İstikrar ve Denge Alt Fonu’na 2024 mali yılında ikrazen özel tertip devlet iç borçlanma senedi (DİBS) ihraç etme konusunda Hazine ve Maliye Bakanlığı’na yetki veriliyor.

Damga Vergisi Kanunu'nda yapılacak değişiklikle, Sanayi ve Teknoloji Bakanı ile yatırımcılar arasında imzalanan ve yatırım teşviklerine ilişkin hükümler içeren yatırım sözleşmeleri, yatırım teşvik belgelerine istinaden uygulananlara benzer şekilde damga vergisinden istisna tutulacak. Bu hüküm, 1 Temmuz 2024'ten geçerli olmak üzere düzenlemenin yayımı tarihinde yürürlüğe girecek. Yani Hazine Maliye damga vergisi almayacak ama bu da tasarruf tedbiri sayılacak.

Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu'nun Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen hükmü yeniden düzenleniyor. Buna göre, iptal gerekçesine uygun olarak üniversitelere öğretim elemanı kadroları ihdas ediliyor. Kadro açılıyor, buna da tasarruf deniliyor.

Anlayacağınız itibar nedeniyle tasarrufa geçemedik halen….