Ankara birkaç gündür, sağanak yağışların etkisinde…

Bendeniz de korkunun…

Çocukluk günlerinden kalan bir korku…

Şiddetli yağışla birlikte, şimşekler çakmaya başlayınca kalp atışlarım hızlanır…

Hele geceyi gündüze çeviren şerarenin hemen ardından gelen gök gürültüsü…

Kabustan da öte bir şey benim açımdan.

Yıllar yılları kovaladı geldik bu günlere hala kurtulamadık bu dertten.

Uslu uslu yağsa sorun değil…

O flaş patlamasını andıran ürkütücü mavilik, ardından yükselen kulakları tırmalayan ses, yağışa hasret tarlaları da su seviyesi düşük barajları da unutturuyor bana bir anda…

Bir de canlar gitmese…

Yanmasa canlar…

Her şiddetli yağışın ardından yasa boğulmasak…

Bursa'da canlar alan facia bana yıllar öncesinde tanık olduğum felaketi anımsattı…

Kimi kaynaklara göre 300, kimi kaynaklara göre 500, kimilerine göre de çok daha fazla can kaybına neden olan sel felaketini…

11 Eylül 1957'de yaşanan olay, başkent tarihinin en büyük doğal afetlerinden biri olarak kayıtlara geçmiştir.

Hatip Çayı vadisinde Elmadağ'dan Lalahan, Hasanoğlan, Kayaş ve Ankara'ya doğru ilerleyen sel suları birçok semti sular altında bıraktı…

Can kayıplarının yanı sıra daha çok gecekondu semtlerinin etkilendiği felaketin yol açtığı maddi hasar da büyük oldu…

Küçük yaşlarda tanık olduğum olaya ilişkin belleğimde yer eden görüntüler film şeridi gibi gözlerimin önünden geçerken, etrafı gündüz gibi aydınlatan şimşek çakması, ardından gelen gök gürültüsü ve çığlığı andıran bağrışmalarla irkildim…

Ürkek bakışlarla perdeyi aralayıp dışarı baktığımda üç kişinin çamurlu sularda debelenip durduklarını gördüm.

''Yıldırım çarpması mı?'' diye düşünürken yerdekiler birden ayaklandı.

Çamura bulanmış 17-18 yaşlarında üç kız…

Neyin kafasını yaşadıklarını anlamak mümkün değil.

Yağmurun keyfini çıkarıyorlar desem, bu nasıl bir keyif anlayışı?

Yüzlerinde çamur maskesi…

''Acaba'' diye sordum kendi kendime;

Bu corona denilen virüs beyni de mi etkiliyor…

Hayır. O da olamaz.

Beyin yok ki bunlarda etkilesin…

Neyse ki yağmur şiddetini azalttı…

Şimşekler de gürültüyü kesti…

Kafamda sorular, öylece kaldım…