Çöpe giden ekmekler.

Daha doğrusu çöpe giden milyonlar.

Zaman zaman basında yer alır haberleri…

Bir yılda çöpe atılanlarla onlarca hastane, onlarca okul yapılabileceği…

Yüzlerce kilometrelik yolun asfaltlanıp, kente modern bir görünüm kazandırılabileceği…

Saymakla bitmez.

Yalnız ekmek mi?

Eloğlu dolar zengini, elmayı, armudu taneyle alıyor.

Yiyebileceği kadar.

Kalan, çöpe gitmesin diye.

Ne çabuk unuttuk yokluk dönemlerinin buzdolabı yerine kullanılan tel dolaplarını…

Dizleri yamalı ceketleri…

Tabanı, yamalı bohçaya dönmüş ayakkabıları...

Nasıl hatırlamaz olduk kışın ayazında günlük nafaka için ince bir kazakla titreyerek yollara koyulanları…

Bir kibir, bir keyif…

Sanısınız ki her biri Karun hazinelerinin hissedarı.

Ekmek elden, su gölden…

Altta makam arabası, üstte Pierre Cardin kostüm…

Anadan doğma para babası mübarek.

Tasarrufun erdemini yeni yeni hatırlıyoruz.

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı, Mansur Yavaş, düğmeye bastı…

Belediyedeki bin 953 olan araç sayısı bin 252'ye düşürüldü

Şeffaflık yöntemiyle 1 milyara yapılan ihaleler 200 milyon lira seviyelerine çekildi.

Şimdi ihale açmadan hizmetin tamamının belediye ekiplerince karşılanarak, bir yandan gelirlerin artırılmasının, bir yandan da israfın ortadan kaldırılmasının planları yapılıyor.'

Keçiören Belediye Başkanı Turgut Altınok'u da alkışlamak gerek.

Bakın neler diyor Altınok:

''50 milyonluk araç filomuzu Keçiören'imize kazandırdık. Artık çöp toplama işini belediye olarak biz yapacağız. Eskiden 6 milyon para ödediğimiz bu hizmetten 3 milyon tasarruf sağlayacak, böylece yeni hizmet ve yatırımlara da bütçe ayırmış olacağız.''
Kutlamamak mümkün mü?

Yavaş'ın da Altınok'un da yolları açık olsun.

Aynı yönde adım atan tüm sorumluların da.