Yetkili ağızlardan yapılan açıklamalara göre coronavirüs denilen illet daha çok bizim de içinde bulunduğumuz yaş grubunda yer alanlara, yani 65 yaş ve üstündekilere musallat oluyor ya...

Zatürree de o virüsün bedene yerleşmesinde önemli bir etken ya…

Söz konusu sınırı aşmış bir kişi olarak, yetkili ağızlardan yapılan açıklamayı duyar duymaz Sağlık Bakanlığı'nın internet adresine ulaşıp, e-nabız sisteminde yer alan şahsımla ilgili müjdeli bilgiyi okuyunca kapıldığım endişe, yerini çocuksu bir sevince bıraktı.

Beni, mutluluğa sevk eden ''İnfluenza (mevsimsel grip) bilgilendirme'' başlıklı

notta şöyle deniliyordu:

''İnfluenza açısından 1. Öncelikli yüksek risk grubunda değilsiniz. Durumunuz ileride yeniden değerlendirilecektir.''

Hani, mutluluktan kanatlanıp, kuş gibi uçmama ramak kaldı desem yalan olmaz.

Öyle ya…

Başımızda kanser denilen bir illet var ama bilgi notundan öğreniyoruz ki ''risk''ten eser yok.

Öyle ya, 33 seanslık radyo terapinin üzerinden epey zaman geçmiş.

Periyodik kontroller de durumun iyi olduğunu gösteriyor.

Daha ne olsun?

Ha, bir de kısa süre önce zatürree geçirmişliğimiz var…

Kısa dediğimiz de 2 yıl…

Eseri bile kalmamıştır.

Aşı olup, yarayı kaşımamak gerek.

Biz şimdilik tehlikeyi atlattık.

Bilgi notunda öyle denildiğine göre…

Ayrıca, benim durumumda olan pek çok şanslı kişi var.

Kimi kalp hastası,

Kimi akciğer…

Kimileri de barsak, mide…

Neyse ki onlar da ''risk grubu''nda değilmiş.

Sosyal medyada yer alan mesajlardan anlaşılıyor öyle olduğu…

Ya aksi olaydı…

1 milyon 300 bin doz aşı kime yeterdi?