Büyükşehir Belediyesi'nden yapılan açıklamayı merakla ve keyifle okudum.

Özetle şöyle deniliyor açıklamada:

''Ankara Büyükşehir Belediyesi ANFA Genel Müdürlüğü, atık ağaçların kök ve dallarından elde ettiği malzemelerle ahşap figürler tasarlıyor. ANFA Peyzaj Müdürlüğü bünyesinde görev yapan personel, Ahşap Atölyesi'nde Ankara'nın park ve rekreasyon alanlarını süsleyecek birbirinden çeşitli objeler üreterek adeta sanat eserlerine dönüştürüyor.''

Haberde Ahşap Atölyesi'nde üretilen ahşap malzemelerin Çubuk 1 Barajı, 30 Ağustos Zafer Parkı, Esertepe Parkı ile Gençlik Parkı başta olmak üzere ANFA'ya bağlı tüm park ve bahçelerde sergilendiği de belirtiliyor.

Yapılan güzel şeyler, atılan olumlu adımlar mutluluk veriyor.

Güzelliklerin, yapılanların takdiri ise, kuşkusuz yapanların şevkini artırıyor.

ANFA Genel Müdürlüğü'nün bu hizmeti de alkışı hak ediyor.

Ankara'yı ''güzel Ankara'' tanımlamasının aynası konumuna getirecek her adım alkışlanmalı.

Okudukça keyiflendim…

Tam bitirmiştim ki okumayı, magandaların günlük marifetlerini yansıtan tv haberleri tüm sevincimi aldı götürdü.

Sevgilisinin gırtlağını kesen mi istersiniz, bahçe paylaşımı anlaşmazlığı yüzünden yaşlı adamı darp eden mi?

''Yan baktın'' kurbanları mı, karısını hastanelik edinceye kadar döven gözü dönmüş koca mı?

Spikerin ağzından dökülen her cümlede ''Bize neler oluyor'' diye kara kara düşüncelere sürüklenirken, az önce okuduğum haber geldi aklıma;

''Ağaç köklerinden elde edilen malzemelerden yapılan ahşap figürler…''

Keşke tersi de mümkün olabilse diye düşündüm uzun uzun…

Bizim kütükler de yontulabilseler keşke diye geçirdim içimden.

Yontulup da insana dönüşebilseler…

''Acabalar'' zihnimi kemirirken, spikerin okuduğu, kız arkadaşını öldürüp parçalara ayırdığı vücudunu betona gömen cani ile ilgili haberle sıyrıldım düşüncelerden.

Acabalar uçup gitmişti…

Geride yalnızca gözü dönmüş caniler kalmıştı…