Büyük kentlerde yaşamanın artıları kadar, eksileri de oluyor.

Örneğin Başkent Ankara…

Sahip olduğu tarihi ve kültürel zenginliklere, yaşamı kolaylaştıran, güzelleştiren pek çok olanağa rağmen, günlük yaşamda karşılaşılan olumsuzluklar eksik olmuyor.

O da büyük kentte yaşamanın faturası olsa gerek.

Öyle olmasa kışın donduran, yaz aylarında çöl sıcaklarından farksız hale gelen ikliminin yanı sıra, insanı canından bezdiren trafik karmaşası, hava kirliliği, pek çok semtte yıllardır çözüm bekleyen alt yapı sorunları çekilir miydi?

Nüfusu 5,5 milyonu aşan kent, hala göç alır mıydı?

Tabii ki hayır.

Başkent'te yaşamanın güzellikleri, nimetleri kadar dertleri, sıkıntıları da oluyor.

İrili ufaklı dertler…

Bu defa büyükleri ayıklayıp, küçüklerden söz edelim.

İşte internet ortamında yer alan birkaç örnek:

-Bu bayram kurban derisini teslim etmek için Ankara Beypazarı Türk Hava Kurumu'nu aradık. Teslim alacaklarını söylediler. Tekrar aradık ulaşamadık. Deri elimizde kaldı.

- Bayram günü pil değiştiriliyor. Gidip su yüklüyorum geliyorum. Su yükleniyor ama sular akmıyor. İçeride borcum olduğu için suyum kesik. Bayram günü yapılacak şey değil. Şimdiye kadar neredeydi bu ASKİ çalışanları? Defalarca aradım pil bitik diye. Bayram günü ASKİ'nin açılmasını bekleyeceğiz.

- Ankara otogardan Balıkesir'e gitmek için bindiğim araç Bursa'da fren arızası verdi. İki saat bekletilip başka bir araca mülteci gibi bindirildik. Belediye otobüsü gibi her yerde durdu yolcu aldı, indirdi.

-Ankara Yenimahalle Akın Caddesi boydan boya özellikle yukarı doğru çıkarken geceleri olaylar oluyor. Burada ya manyağın teki bağırır, tehdit ederler ya kavga çıkar adam döverler ya da kaza olur. Bunlara bir önlem alınmasını istiyorum burada yaşayan mahalle ve cadde sakinleri bu sesleri duymak zorunda mı?

-Karşıyaka mezarlığında cenazeye katıldım, arabamla mezarlığa gittim fakat cenaze töreninden sonra arabayla çıkışı bulmak için 30 dakika gezmek zorunda kaldım, tabelalar yanlış yollara yönlendiriyor çıkış tabelası çıkmaz yolu, uçurumu gösteriyor. Sorumlu kişiler ya gerekli kontrol ve bakım çalışmalarını yapmıyor ya da insanlarla dalga geçiyor.

- Ankara Bala Tol köyünde ikamet ediyoruz. Daha önceden ASKİ'ye bağlı olmayan köyümüze kendi imkanımız ile getirdiğimiz suyu belediye bağlayarak bizim suyumuzu ASKİ ye bağladınız. Ancak daha önceden suyumuz hiç kesilmezken ASKİ'ye bağlandığından itibaren. Doğru düzgün akmıyor. Bugün bayramın 2. Günü ancak toplamda 3 saat su aktı iki gündür. Bu mağduriyetlerin giderilmesini, paramızın alındığı gibi suyumuzu da akmasını istiyoruz.

Yakınmalar sayfalar doldurur.

Çözülmeyecek, kalıcı sorunlar değil.

Değil ama, göz ardı etmek de doğru değil.

''Sinek küçüktür…'' diye başlayan bir söz vardır.

Onu da unutmamak gerek…