Bizim insanımız akıllıdır.

Bir o kadar da anlayışlı ve nazik.

Giderek ağırlaşan yaşam koşullarına rağmen resmi kaynaklarca açıklanan düşük seviyeli enflasyon rakamları karşısında, sessiz kalıyorsa biliniz ki, bu onun 'budala' oluşundan değil, iyi niyetli bakışından kaynaklanıyordur.

Hiç kimsenin, 'yutturma'' kurnazlığına başvuracağına ihtimal vermeme olgunluğuna erişmiş olmasıdır kabullenmenin nedeni.

Bilir ama bilmezden gelir.

Tıpkı Aquinas'lı St. Toma'nın yaptığı gibi.

Dilerseniz önce, birkaç cümleyle Thomas'ı tanıyalım.

İlgili kaynaklar 1225-1274 yılları arasında yaşamış olan St. Thomas'ı özetle 'Ortaçağ Batı düşüncesinin en önemli isimlerinden biri. Felsefe ile dini, akıl ile vahyi, Grek felsefesiyle Hıristiyan inancını uzlaştırmaya çalışan bir Kutsal Doktrin uzmanı'' olarak tanımlar.

Bu açıdan değerlendirildiğinde St. Thomas'nın, Ortaçağ Felsefe Tarihi, Hıristiyan Teolojisi, Hıristiyan Felsefesi, Din Felsefesi ve Dinler Tarihi'nin kesiştiği bir noktaya yerleştirilebileceği vurgulanır.

Şimdi de gelelim St. Toma'nın yaptığına!

Rivayete göre, St. Thomas, oldukça iri bir vücuda sahipmiş. Fiziki yapısıyla öteki öğrenciler arasında hemen fark edilirmiş. Cüssesi oldukça iri, başı da kocamanmış. O nedenle arkadaşları kendisine 'suskun öküz' veya 'aptal öküz' diye takılırlarmış.

Bir gün öğrencilerden biri, arkadaşlarıyla anlaşarak tatsız bir şaka yapmaya kalkışmış ve dershanenin penceresinden dışarı bakarak, 'Bir öküz uçuyor'' diye bağırmaya başlamış.

Bunun üzerine Thomas pencerenin yanına gitmiş ve başını uzatarak dışarıya bakmış.

O sırada sınıfı dolduran öğrenciler, kahkahalarla gülerek Thomas'la alay etmişler.

Thomas, ciddiyetini muhafaza ederek, kendisine gülen öğrencilere şöyle seslenmiş:

'Bir öküzün havada uçmayacağını bilmeyecek kadar budala değilim. Fakat bir insanın yalan söylemeye tenezzül edeceğine inanamazdım.''

Enflasyon rakamlarından başladık, felsefe rüzgarına kapılıp, orta çağa kadar uzanan bir yolculuk yaptık.

Böylece St. Thomas'la benzerliğimizi de görmüş olduk!

Nasıl mı?

İnsan zam göre göre çarşı-pazardaki malların ulaştığı seviyelere bakıyor önce…

Ardından doğal gaz, elektrik gibi olmazsa olmazların aile bütçesine getirdiği yükü hatırlıyor.

Sonra da gerçeği yansıtmaktan uzak kalan enflasyon rakamları geçiyor gözlerinin önünden.

Bakıyor yalnızca.

Gerçeği bilmediğinden değil.

Aquinas'lı Thomas misali.

Ayıp olmasın diye…