Şişmanlık

Bilimsel kaynaklarda, şişmanlığın 21.yüzyılın en önemli halk sağlığı sorunlarından biri olduğu sık sık vurgulanıyor. Şişmanlık yıpranma ve yozlaşmaya bağlı birçok süreğen hastalığa temel oluşturur. Giderek yaygınlaşan bu sorun özellikle reklam sektörünün koşullandırmasıyla günlük yaşamın temel bileşenleri haline getirilen ambalajlı gıdalar, atıştırmalıklar vb. nedeniyle büyümekte, tek yönlü beslenme alışkanlığı ve abur cubur yiyeceklerle açlığın giderilmesi de şişmanlık sorununa önemli katkılar yapmaktadır.

Tanınmış halk sağlığı bilgini John M.Last bu konuda şöyle demektedir:

'Amerika Birleşik Devletleri'nde yaygınlaşmış olan şişmanlık çok yaygın reklamı yapılan 'abur cubur yiyecekleri' tüketme alışkanlığıdır. Abur cubur yiyecekler; kitlesel olarak üretilen kahvaltı gevrekleri, şekerli çörekler, hazır pişmiş televizyon başı yemekler, tatlandırılmış karbonatlı içecekler ve birçok bisküvi ve makarna çeşididir. Bunlar özellikle düşük gelirliler tarafından tüketilir, toplumun bu kesiminde bir 'yoksulluk şişmanlığı' sendromu vardır.'

Dünya Sağlık Örgütü şişmanlığı 'Sağlığı bozacak ölçüde vücutta anormal veya aşırı yağ birikmesi' biçiminde tanımlamaktadır. Yetişkin erkeklerde vücut ağırlığının ortalama yüzde 15-20'sini, kadınlarda ise yüzde 25-30'unu yağ dokusu oluşturur. Bu oran eğer erkeklerde yüzde 25 ve kadınlarda ise yüzde 3'un üzerine çıkarsa şişmanlık sayılmaktadır.

Şişmanlık tanımlanmasında kullanılan önemli ölçütlerden biri beden kitle indeksidir. Beden kitle indeksi kilogram olarak vücut ağırlığının, metre cinsinden boy uzunluğunun karesine bölünmesiyle elde edilen bir değerdir. Birimi kilogram/metre kare olmaktadır. Ancak bu ölçüt vücuttaki yağ dağılımı ile ilgili bir değerlendirme yapmamaktadır. Bu nedenle bel çevresi de bir diğer değerlendirme ölçütü olarak kabul edilmektedir.

Beden kitle indeksi 18,5'tan küçükse zayıf, 18,5-24,9 arası normal,25-29,9 arası fazla kilolu;35-39,9 arası şişman ve 40 üzeri ileri derecede şişmanlık olarak tanımlanmaktadır.

Gelişmiş ülkelerde şişmanlığın önlenmesine yönelik eğitim kampanyalarına ağırlık verilmektedir. Bu açıdan okul çağı çocuğunun beslenmesi gelecekte sürdüreceği yeme alışkanlığı açısından çok önemlidir.

Şişmanlığı önleyebilmek için kazandırılması gereken özelliklerden biri de hareketli yaşam bilincidir. Bedensel harekete ağırlık veren bir yaşam biçiminin kazanılması birçok süreğen hastalığın önlenmesi açısından da önem taşımaktadır.