Serinlemişti yürekler…

Bunaltıcı sıcaklardan kurtulduk.

Ankara'da yaşayanlar, sıcaklıkların hissedilir derecede düşmesiyle birlikte rahat bir nefes aldı.

Serin havaya bir de yağışlar eklenince Ankara bir başka güzel oldu.

Keşke yaşam koşulları da hava sıcaklıkları gibi insanların soluk almasına izin verecek seviyelere gelse.

insanları canından bezdiren pahalılık, yerini ucuzluğa bıraksa, iğneden ipliğe uçuşta olan gıda maddeleri fiyatları inişe geçse.

Ulaşım, ısınma, aydınlatma gibi olmazsa olmaz giderler, kabus olmaktan çıksa.

Hayali bile güzel.

Ne yazık ki, hemen her sabah yeni bir zam haberiyle başlıyoruz güne.

Hayat pahalılığın sırtlarda yarattığı kambur biraz daha ağır gelmeye başlıyor bedene.

Şimdi heyecan yüklü bir dönem başlıyor.

Ders zili çalmak üzere,

Geleceğe uzanan zorlu maraton start alacak.

Boy boy, yaş yaş yürekler dökülecek yollara.

Okul bahçelerinden miniklerin, kuş seslerini andıran cıvıltıları yükselecek yeniden.

O cıvıltılar arasında yeni harcama kalemleri de gündeme gelecek elbette.

Tabii bir de ulaşım sorunu.

Öğrenci servisleri art arda dizilecek cadde ve bulvarlarda.

Trafik sorunu, Başkentin çözüm bekleyen konular listesinin tepesine oturacak yeniden.

Yoğun trafik yüzünden işyerlerine zamanında ulaşabilmek için çırpınan çalışan kesimi taşıyan araçlara dar gelen yollar, öğrenci servislerinin de katılımıyla daha da geçit vermez hale gelecek.

Sahil kentlerine akın eden başkent halkının geri dönüşünün başlamasıyla birlikte kentin çeşitli cadde ve bulvarlarında zaman zaman meydana gelen tıkanmalar, trafik konusunun bu yıl da önemli bir sorun olacağının işaretlerini veriyor.

Ya öteki sorunlar?

Hayat pahalılığı, işsizlik, uluslar arası ilişkilerde tedirginlik uyandıran gelişmeler.

Say say bitmez.

Bir şarbonumuz eksikti.

O da tamam oldu.

Oysa Eylül'ün getirdiği serin hava ne de iyi gelmişti yorgun bedenlere.

A'dan z'ye sorunlar gelince akla,

Yürek ferahlığı da kısa sürüyor doğrusu.