Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) tarafından DEÜ Sabancı Kültür Merkezi'nde 'Milli Teknoloji Hamlesi'nin Bayraktarı Selçuk Bayraktar DEÜ'de' adlı program gerçekleştirildi. Programda BAYKAR Yönetim Kurulu Başkanı, T3 Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı ve TEKNOFEST Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar'ın yanı sıra DEÜ Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar, AK Parti İzmir Milletvekili Eyyüp Kadir İnan ve öğrenciler yer aldı. Selçuk Bayraktar, üniversite öğrencileriyle interaktif olarak gerçekleştirdiği konuşmasında, "Pozitif bilimin de sosyal bilimin de metodolojisinin formalize edilmesinde büyük katkısı olan bir medeniyetin çocuklarıyız. Uzmanlık alanım robotik. Robotiğin kurucusu bilim insanı Cezeri, bizim topraklarımızda yaşamış bir alim. Bir mühendis. İlk akıllı robot makinelerini yapan bir mühendis. Teknoloji paradigma dönüşümlerini bir sörf dalgasına benzetebiliriz. Önde olursanız hep önden gidiyorsunuz. Bizim başarımız da burada yatıyor" diye konuştu.
'BUNDAN SONRA GELİŞTİRİLECEK OLAN HAVA ARAÇLARI İNSANSIZ OLACAK'
Bayraktar, konuşmasında, "Bizim ürettiğimiz milli insansız hava araçlarının temelini bu oluşturuyor. Cumhuriyet'in ilk yıllarında atılımın maalesef önünün kesildiğini görüyoruz. 2004'te Türkiye'nin ilk milli güdüm sistemini yürüten sistem uçtu. Bizi bağımsız kılacak elektronikleri maalesef geliştirmiyorduk. Adım adım uçağın büyüdüğünü görüyorsunuz. 2009'da Bayraktar TB2'nin bir ufak versiyonu Bayraktar TB1 üretildi. Bayraktar TB2 650 kiloydu. Akıncı ise 6 ton. 6 kilodan 20 senede 6 tona varan macerayı görüyorsunuz. Ufacık maket uçak 2004'te uçuyor. 2019'da da 6 tonluk Akıncı uçuyor. Hayatımıza akıllı, uçan mobilite girecek bundan sonra. Cumhuriyetimizin 100'üncü yılına ülkemizin ilk insansız hava aracı olacak Bayraktar Kızılelma'yı hazırladık. Kızılelma, havacılık muharebesinin geleceği. Artık dünyada son insanlı hava araçları üretiliyor. Bundan sonra geliştirilecek olan bütün hava araçları insansız olacak. Bizim oyun kurucu olduğumuzu müjdeleyen uçuş 2022'de geldi. Sonrasında da dünya havacılık tarihine damgasını vuracak uçuşlar gerçekleşti" dedi.
'2000'Lİ YILLARIN BAŞINDA SAVUNMA SANAYİLERİNİN YÜZDE 85'İ YURT DIŞINA BAĞLIYDI'
Türkiye'de 2000'li yılların başında savunma sanayilerine bakıldığında yüzde 85'inin yurt dışına bağlı olduğuna dikkati çeken Bayraktar, şunları söyledi:
"Türkiye, sadece ana montajları veya tedarik edip bunları kullanmaya yönelik çalışmalar yürütebiliyordu. O dönemde, 2000'li yılların başında tabii Türkiye'nin insansız hava araçlarına da terörle mücadeleden dolayı çok ihtiyacı vardı. İlk defa milli bir insansız aracı projesi başlatıldı. Milli bir robot uçaktan bahsediyoruz. Tabii buna 4 firma katıldı. Dendi ki, bunun ya yazılımlı milli olacak ya da gövdesi. O dönemde biz de bir girişim olarak başlamışız. Bu alanda babam, ağabeyim hep birlikte, mühendis ufak bir ekibimiz var. Çalışmaya başlamışız. Ve o gün Savunma Sanayi Başkanlığı'nın o zaman Savuma Sanayi Müsteşarlığı'nın düzenlediği yarışa katılınmış. Ufacık bir uçak. Ama bir anlamda 'Ufacık uçak' dediğimiz şey, içinde Kızılelma olacak çekirdeği barındırıyor. Şimdi o gün tabii milli olan uçaklardan sadece bir tanesi uçabilmiş. Diğer hiçbiri uçamamış. Bir tek milli olarak geliştiren uçmuş."
'YARIŞMALARA 1 MİLYON ÖĞRENCİ BAŞVURDU'
Bayraktar TB2'nin 32 ülkeye ihraç edildiğini söyleyen Selçuk Bayraktar, "Bu Bayraktar'ın tüm gelirlerinin 20 senede yüzde 82'sinden fazlasının ihracattan oluşmasını sağladı. Bunu tümüyle Bayraktar TB2'de öz kaynaklarımızla, 1 kuruş kredi almadan, 1 kuruş hibe destek almadan gerçekleştirdik. Yine Bayraktar Akıncı'da da o şekilde olmuştu. Kızılelmayı'da bu ihracattan elde ettiğimiz kaynaklarla gerçekleştiriyoruz. Farklı alanlara da dağılmadık. Bir alana odaklanarak dünyanın en iyisini yapmayı hedefledik. Başarının önemli unsurlarından biri de bu. 'Her şeyi yaparım' derseniz, her şeyi vasat yaparsınız. Tabii test uçuşları hala hızla devam ediyor. İnsansız olduğu için çok daha fazla risk alabiliyorsunuz. Özellikle düşünün ki Azerbaycan'da da SİHA'larımız neden çok başarılı oldu? Çünkü insanlı hava araçlarını o katmanlı hava savunma sistemlerine karşı kullanmanız mümkün değil" dedi.
Öte yandan Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı'na da değinen Bayraktar, "Şunu gördük, biz tek başına mücadele edecek olursak bir girişim olarak veya bir teknoloji firması olarak bir çiçekle bahar gelmeyecek. Bu ancak toplumsal bir paradigma değişimiyle mümkün. O maksatla da T3 Vakfı'mızda dene-yap eğitimlerimize başladık. Hemen sonraki yıl ise Dokuz Eylül Üniversitesi'nin de paydaşı olduğu, bugün 125 farklı paydaşı olan, dünyanın en büyük teknoloji festivali olan TEKNOFEST'in adımını attık. 2018'de başladı. TENKONFEST ikinci yılından itibaren dünyanın en büyük organizasyonu olmuştu. Bugün kendi rekorlarını kırmaya başladı. Bizi burada en çok heyecanlandıran, gençlerimizin, bu alanda dünyaya liderlik yapacak gençlerimizin niceliği. Bir milyon öğrenci başvurdu bu yarışmalara. Kırk farklı yarışmaya. İnşallah bu tohumlar serpilecek" diye konuştu.
'ESAS MESELE YILDIZI VE ARKASINDAKİ BİLGİYİ GÖRMEKTİR'
Programda konuşan DEÜ Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar ise "Önümüzde müstesna eserleri ortaya çıkaracak ne ideal zaman ne de büyük dünyaları inşa etmeye yetecek kaynak vardır. Bu öyle bir hakikattir ki, bazen amaçlar bile bilinmezlerle dolu süreçte gösterilen fedakarlıklardan daha değerlidir. Aslında kimileri için mevzu sadece sonuca odaklanmak ya da zorlu süreci görmezden gelmektir. Kendi içinde çelişki yaratan bu durum, bazen de başarının esas sahipliğini görünmez yapmakta, bazen de hak edenin layık olduğu değeri almasını engellemektedir. Tarihe geçen bütün şahsiyetler istisnai sonuçlar elde etmek isteyen, çok çalışan ve engelleri aşmayı bilenler arasından çıkmaktadır. Neden sonuç bağlamında düşündüğümüzde bu durum son derece normaldir. Lakin kimse size sormaz. Buz gibi hangarlarda neden aylarca kaldığınızı, dünyanın en prestijli okullarında okuduktan sonra neden kollarınızı sıvayıp maceraya atıldığınızı. Ya da bütün paranızı, imkanınızı ve itibarınızı neden ortaya koyduğunuzu. Ancak hayallerini, hayatını vakfedenler bilir bütün bunların bir kıymetini. Bazıları için yıldızı görmek yeterli olabilir. Fakat işin özüne bakanlar için esas mesele, yıldızı ve arkasındaki bilgiyi görmektir. Ülkesine ve milletine bağlı bir gönlün olduğunu bilmektir. Bugünkü toplantımızın amacı da geçmişten günümüze savunma sanayimize gönül veren gizli kahramanları hatırlamaktır" dedi.
'TÜM MİLLETİMİZİ İZMİR'E, TEKNOFEST'İN KALBİNİN ATTIĞI YERE BEKLİYORUM'
Bayraktar, program sonrasında yaptığı açıklamada da "Rektör hocamızın daveti üzerine Dokuz Eylül Üniversitesi'ndeyiz. İki senedir planlıyorduk, bugüne nasipmiş. Cumhuriyetimizin 100'üncü yılında, İstanbul ve Ankara'dan sonra TENKONFEST İzmir'de. Biz 3 TENKONFEST düzenledik. Burada da ilk dersi vermek amacıyla hocamız davet etti. Burada geleceğin teknoloji şampiyonu olacak genç kardeşlerimizin eserlerini gördük. Kimileri TENKONFEST finalistleri, kimileri şampiyonları. Yarın da TENKONFEST başlıyor. Hep birlikte kocaman bir aile olarak TENKONFEST'te olacağız. Ben tüm milletimizi İzmir'e, TENKONFEST'in kalbinin attığı yere bekliyorum. Biz bu yıl ilk defa girişim yarışmaları düzenledik. Hedefimiz önce teknoloji takımları sonra da girişim takımları kursunlardı. Biliyorsunuz dünyada en büyük dönüşüm rüzgarı ileri teknoloji üzerinden gidiyor. Buna da ufak girişimler imza atıyor. TENKONFEST girişim yarışmasının İzmir'de 4 kategorisi var" diye konuştu.