Türk Toraks Derneği Tüberküloz Çalışma Grubu Başkanı Doç. Dr. Aylin Babalık, 'Dünya Tüberküloz Günü, Robert Koch'un 137 yıl önce verem hastalığının nedeni olan basili (Mycobacterium tuberculosis) keşfederek 24 Mart günü bu buluşunu bilim dünyası ile paylaşmasına ithaf edilmiştir. Vereme yol açan basil 1882'de, kesin tedavi eden ilaçları da 1950'li yıllarda bulundu. Dünyada tüberküloz olarak adlandırılan Verem, 2017 yılında 1,6 milyon insanın ölümüne neden olmuştur. Hastalığın nedeni bilinmektedir. Tanısı kolaydır. İlaçları ucuzdur ve hastalığı kesin tedavi eder. Yine de dünyada her gün dört binden fazla insan bu hastalıktan ölmektedir. Yoksulluk, sağlık alt yapısının olmayışı, sağlık personeli eksikliği ve diğer nedenlerle, kayıtlara geçmeyen tüberküloz hasta sayısı 3,6 milyondur. Bir yılda kayıtlara geçen hasta sayısı 6,4 milyondur.Sonuçta, toplam 10 milyon insan her yıl tüberküloz hastalığına yakalanmaktadır.' diye konuştu.

VEREM, SOSYAL BİR SORUN

Babalık, ayrıca konunun sosyal etkilerini anlatarak şunları söyledi: 'Verem hastalığı, sağlık sorunlarına yol açmanın yanı sıra hastalar ve aileleri için yıkıcı sosyal ve ekonomik sonuçlar doğurmaktadır. Hastalar, tanı konulana kadar geçen sürede ciddi harcamalar yapmaktadır. Bunlar, sağlık için, yol ve konaklama içindir. Tanı konulduktan sonra uzun tedavi süresince de bu harcamalar sürebilmektedir. Bazı hastalar, çalışamayacak kadar hasta olduklarından,bazıları da dışlanma, damgalanma nedeniyle işlerinden olmaktadır. Hasta ve ailesini sıkıntıya sokan bu sosyal ve ekonomik sorunları önlememiz ya da en azından azaltmamız gereklidir.' Verem basilinin, insandan insana hava yoluyla bulaştığını belirten Babalık, öncelikle akciğerlerde olmak üzere tüm organlarda görülebileceğine vurgu yaptı. Verem tanısı hakkında bilgi veren Babalık, 'Hastalıktan şüphelenmek için 2 haftadan uzun süren öksürük önemlidir. Ayrıca, halsizlik, iştahsızlık, gece terlemesi, kilo kaybı olur. Bazen de balgamda kan görülebilir. Veremi kuvvetle düşündüren akciğer röntgeni bulguları saptandığında bu hastalıktan kuşkulanılır. Bu durumda balgam incelemesi yapılır ve mikrop (basil) gösterildiğinde verem tanısı kesinleşmiş olur.' dedi.

Verem hastalığının tedavisi ve tedavi sonuçları konularında da bilgi veren Babalık, 'Tanı konulan verem hastası, altı ay düzenli tedavi ile iyileşir. Eğer düzenli tedavi yapılamazsa ya da kullanılan ilaçlar etkisiz ise (hastalığı oluşturan basilin ilaçlara karşı direnci varsa) daha farklı ilaçlarla, daha uzun tedaviler gerekir. İlaç direncinin nedeni, hastaların ilaçlarını düzenli kullanmaması ve en yakınlarını, temasta oldukları başka kişileri direnç geliştirmiş bu basillerle hasta etmeleridir. İlaç direncinin verem tedavisinde önemli sorun olmasının nedeni, pahalı, 2 yıl süren, yan etkisi fazla ilaçlarla tedavi edilmesinin gerekmesidir. İlaçlara duyarlı basillerle oluşan verem hastalığının tedavisinde başarı çok yüksektir. Öte yandan dünyada yılda 560 bin dirençli tüberküloz hastası ortaya çıkmakta ve bu hastaların sadece 76 bini başarıyla tedavi edilmektedir. Verem hastalarının erken tanısı ve etkili tedavisi veremden korunmanın en önemli yoludur. Hastalanma riski olanlara koruyucu ilaç verilir ve bu tedavi yüzde 90 oranında koruyucudur. BCG aşısı uygulanması ülkemizde halen sürmektedir. Tüberküloz ile mücadelede küresel çabalar 2000 yılından bu yana tahmini 54 milyon hayatkurtarmış ve tüberküloza bağlı ölümlerde yüzde 42 azalma sağlamıştır.' ifadelerinde bulundu.

EKONOMİK VE PSİKOLOJİK DESTEK GEREK

Türk Toraks Derneği Başkanı Prof. Dr. Hasan Bayram ise konuyla ilgili olarak, 'Türkiye, başarılı bir verem savaşı programı yürütmektedir. Her ilimizde en az bir verem savaş dispanseri hastalara ücretsiz hizmet vermektedir. Veremin tedavisi ücretsizdir. Bu hizmetin aksamadan sürdürülmesi gereklidir. Hastaların işlerini ve görevlerini kaybetmeden, ekonomik sıkıntı yaşamadan, tedavilerini başarıyla tamamlamaları için psikolojik ve ekonomik destek de sağlanmalıdır. Sağlık Bakanlığı ve Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından ekonomik geliri düşük hastalara sağlanan maaş desteği, verem savaşına büyük katkı sağlamıştır. Bunun yanında verem tedavisi için başka şehirlere gitmek zorunda kalan hastalara da bunun için ekonomik destek sağlanması yararlı olacaktır.' diye konuşu. Bayram, Dünya Tüberküloz Gününün, verem hak- kındaki farkındalığı artırmak ve gerekli önlemlerin alınması için konuyu gündeme getirmek amacına hizmet ettiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: 'Dünyada tüberküloz kontrolü ile ilgili en son politika, Tüber külozu Bitirme (END TB) Stratejisini içermektedir. 2035 yılına gelindiğinde veremin görülme sıklığında yüzde 90 azalma, hastaların ölüm oranlarında ise yüzde 95 azalma hedeflenmektedir. Bu hedeflere ulaşmak için bütün hastaların tedavisinin yanında özellikle latent (gizli) tüberküloz enfeksiyonu kontrolü, riskli gruplar, yabancı uyruklu/göçmen hastalar, dirençli hasta ve temaslılarının yakından takibi ve politik kararlılık gereklidir. Ülkemizde hasta sayısı yıllar içinde giderek düşmektedir (2005 yılındaki hasta sayısı 20 bin 535 iken, 2017 yılında hasta sayısı 12 bin 046'ya düşmüştür). 2016 yılında tanı konulmuş hastaların yüzde 86'sının tedavisi başarı ile tamamlanmıştır.' Bayram, tüberküloz kontrol ilkeleri arasında yer alan, küresel liderlerin yapması önerilen konuları, tüberküloza karşı adil, hakkaniyetli ve insan odaklı bir mücadeleyi desteklemek.' şeklinde sıraladı.

Editör: Haber Merkezi