Türkiye Parkinson Hastalığı Derneği, 11 Nisan Parkinson Hastalığı Günü nedeniyle 'Dünya Parkinson Gününde Harekete Geçmenin Tam Zamanı' sloganıyla İstanbul, Ankara, Antalya, Bursa, Düzce, Edirne, İzmir, Kayseri, Malatya, Mersin, Sakarya, Sivas, Samsun ile Erzurum'un aralarında bulunduğu 14 ilde eş zamanlı hasta ve yakınlarının katıldığı bilgilendirme toplantısı yaptı. Türkiye Parkinson Hastalığı Derneği Başkanı Prof. Dr. Raif Çakmur, 'Dünyada 10 milyon civarında Parkinson hastası olduğunu düşünüyoruz. Parkinson hasta sayısı 2030'lu yıllarda 30 milyona ulaşacağı söyleniyor' dedi. Parkinson hastalığı ile ilgili doğru olmayan kanılara da değinen Çakmur, 'Erken tanı ve doğru tedaviyle uzun ve kaliteli yaşamanın mümkün olduğunu biliyoruz. Nörolojik hastalıklar içinde muhtemelen tedavisi en erken bulunacak hastalık Parkinson' dedi.

DÜNYADA 10 MİLYON HASTA VAR

Türkiye Parkinson Hastalığı Derneği Başkanı Prof. Dr. Raif Çakmur, Türkiye'de 150 bin Parkinson hastası olduğunu belirterek, 'Yaşla Parkinson sıklığı da artıyor. Bugün dünyada 10 milyon civarında Parkinson hastası olduğunu düşünüyoruz. Parkinson hasta sayısı 2030'lu yıllarda 30 milyona ulaşacağı söyleniyor' dedi. Çakmur, düzenlenen etkinlikler ile bin 500 2 bin hastaya ulaşmayı hedeflediklerini belirterek, 'Türkiye'de 150 bin civarında Parkinson hastası olduğunu düşünüyoruz ve dünyada bu hastalık oldukça yaygın. Çünkü artan yaşla Parkinson sıklığı da artıyor. Bugün dünyada 10 milyon civarında Parkinson hastası olduğunu düşünüyoruz. Parkinson hasta sayısı 2030'lu yıllarda 30 milyona ulaşacağı söyleniyor' diye konuştu. Türkiye'de toplumun yaşlanması nedeniyle Parkinson hasta sayısının çoğaldığını aktaran Çakmur, rahatsızlığın daha bilinir olmasını ve toplumda da farkındalığı artırmayı hedeflediklerini dile getirdi. Çakmur, çeşitli etkinliklerde Parkinson konusunda toplumu bilinçlendirmek istediklerini vurgulayarak, şunları kaydetti: 'Amacımız hasta ve yakınlarına ile topluma ulaşmak. Türkiye'de Parkinson hastalığıyla ilgili doğru olmayan kanılar var, sanki gereksiz korku söz konusu. Oysa bunun doğru olmadığını, Parkinsona yakalanmanın hiçbir şekilde son olmadığını, erken tanı ve doğru tedaviyle uzun ve kaliteli yaşamanın mümkün olduğunu biliyoruz. Nörolojik hastalıklar içinde muhtemelen tedavisi en erken bulunacak hastalık Parkinson. Çünkü nedenini ve ortaya çıkaran mekanizmaları iyi biliyoruz. Bu konuda çok çalışma var. Umuyorum önümüzdeki yıllarda çok önemli tedavi yöntemi gelişmeleri olacak.'

'YASAL DÜZENLEMELER GELİŞTİRİLMELİ'

Nörolog Prof. Dr. Bülent Elibol ise yeni tedavi yöntemlerinin geliştirilmesi gerektiğini ifade ederek şu bilgileri verdi: 'Hastalıkla ilgili olarak ülkemizde sorun da var, umut da. Bir taraftan en yeni tedavi yöntemleri uygulanırken, bir taraftan cerrahi yöntemlerin uygulanmasında gerekli olan merkezler yetersiz kalıyor. Parkinson hastalığı için dünyada kullanılan tedavi yöntemleri Türkiye'de de uygulanabiliyor. Ancak hastaların yaklaşık yüzde 10'unda gerekli olan cerrahi tedavi uygulamasında sıkıntılar yaşanıyor. Parkinson hastalarında 'Derin Beyin Uyarımı' adı verilen cerrahi yöntem özel eğitim almış beyin cerrahları tarafından alt yapısı uygun merkezlerde yapılabiliyor. Ancak tam gün uygulaması nedeniyle özel çalışan hekimlerin, bağlı oldukları üniversite hastanelerinde bu girişimi uygulayamaması ciddi bir açığa sebep oluyor. Pek çok hasta SGK kapsamındaki bu ileri merkezlerde ameliyat olamıyor. Gerekli donanıma ve deneyimli beyin cerrahına sahip az sayıda kurum ise biriken aday hastaların talebini karşılayamıyor. Bu konuda yeni bir yasal düzenleme şart! Parkinson ilaçlarının üretiminde sık sık aksaklıklar ve piyasaya sürümünde gecikmeler yaşanıyor. Yılda birkaç kez yaşanan bu keyfi duraklamaların önlenmesi en önemli talebimiz. Çünkü parkinsonda ani ilaç kesintileri hayati risklere neden oluyor!

'ERKEN TEŞHİS ÖNEMLİ'

Hareketlerde yavaşlama da bu hastalığın önemli belirtilerinden. Hareketlerinde yavaşlamadan şüphe duyanların uzman hekime başvurmasını öneriyoruz. Hastalığa yakalananların yarısında depresyon görülüyor ve bu belirtiler parkinson hastalığı belirtileri sanılarak gözden kaçabiliyor. İlaç tedavisinin hastalar üzerinde bazı yan etkileri de söz konusu olabiliyor. Hasta ve hasta yakınlarımızın bu konularda bilinçlenmesi, düzenli aralıklarla kontrollere gitmesi gerekiyor. Örneğin, bazı parkinson hastalarında, özellikle de genç erkeklerde hastalığın erken evrelerinde yine tedavide kullanılan ilaçlara bağlı olarak nadiren bazı davranış değişiklikleri ortaya çıkabiliyor. Şans oyunlarına, internet kullanımına ilgi artması, fazla para harcama, cinsel istek artışı, hobi tarzı uğraşılara aşırı zaman harcama gibi haz verici davranışlarda artış olabiliyor. Bu durum aile ve hasta tarafından fark edilip hemen hekime bildirilirse, tedavide gerekli düzenlemeler yapılarak üstesinden gelinebilir ve doğabilecek olumsuz sonuçlar engellenebilir.

TEDAVİ YÖNTEMLERİ

Parkinson hastalığı ile mücadele etmede erken teşhis, fizyoterapi ve egzersiz, uygun ilaçlarla doğru tedavi seçiminin uzmanlarca yapılması çok önemli. Böylece hastalık önemli ölçüde kontrol altına alınabiliyor ve yaşam kalitesi yükseltiliyor. Yaygın bilinenin tersine hareket etmek, yürümek; denge bozukluklarına hatta konuşma problemlerine bile ilaçlardan daha etkili. Ancak bu egzersizlerin fizik tedavi programlarından sonra sürekli ve düzenli yapılması gerekiyor. Fiziki tedavinin yanı sıra ev içerisinde yapılacak basit düzenlemeler, hastanın giydiği terlik, ayakkabının doğru seçimi, gereğinde baston ve yürüteç kullanımı ile düşme ve bunu izleyebilecek ciddi tıbbi sorunları önlemek mümkün. Bakla, papaya ve bitkisel 'mucize' sloganlı ürünlere dikkat edilmeli! Çünkü bu hastalıkta da diğer tüm hastalıklarda olduğu gibi 'mucizevi' değil, bilimsel tedaviler sonuç veriyor.'

Editör: Haber Merkezi