Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği (AİD) Başkanı Prof. Dr. Bülent E. Şekerel ve AİD Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Uğur Muşabak ile düzenlediği basın toplantısında, Dünya Alerji Örgütünün (WAO) bu yıl Alerji Haftası'nın konu başlığını 'Besin Alerjisi Küresel Bir Sorun' olarak belirlediğini ifade etti. Şekerel, 'Dünya'da alerjik hastalıkların başında gelen besin alerjisi, sağlık açısından birçok faydasının bulunduğuna bildiğimiz besinlerin, aynı zamanda hayatımızı kabusa çevirebileceğini gösteriyor.' dedi.

EN SIK GÖRÜLEN ALERJİLER

Besin alerjilerinin sık görülen alerjiler arasında yer aldığını belirten Prof. Dr. Şekerel, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, şunları söyledi: 'Bu oran ülkemizde yüzde 2 ila 8 arasında değişiyor. Bundan 15-20 yıl önceki verilerimize baktığımızda besin alerjisi görülme sıklığı bu değerin yaklaşık üçte biri kadar olduğunu görüyoruz. Ülkemizde olduğu gibi tüm dünyada besin alerjisinde hızlı bir artış söz konusu. Bunun nedeni konusunda net bilgi yok. Ama modernleşmenin, batı tipi yaşamanın, endüstrileşmenin, ev içi ve ev dışı hava kirliliğine maruz kalmanın rolü olabileceği kabul ediliyor. İşin en ilginci; son 20 yılda bebek beslenmesinde uyguladığımız yöntemin bu artıştan sorumlu olabileceği hakkında bazı veriler elde edildi.' diye konuştu. Dr Şekerel 'Bundan 5-10 yıl öncesinde tüm dünyada alerjik besinleri bebek beslenmesine 1-2 yaştan sonra ekleyerek alerji gelişmesini engellemeye çalışılırdı. Fakat bunun alerjinin gelişmesini azaltmak bir yana arttırdığı gözlemlendi. Alerjinin bağışıklık sisteminin tolere etmeyi öğrenememesinden ileri geldiğini ve toleransın gelişmesi için bebeğin o besinle belirli bir yaş döneminde karşılaşması gerektiği fark edildi. Bebeklik döneminde bağışıklık sitemi bir besini tolere etmeyi öğrenemezse o besine karşı zamanla alerji gelişebileceğini noktasına gelindi. Karşılaşmanın hem belli bir zamanda hem de belli bir miktarda olması gerekiyor. O yüzden de son yıllarda alerjik besinleri bebek beslenmesine erken dönemde eklemeyi tercih ediyoruz' dedi.

KRİTİK DÖNEM

Şekerel, 'Özellikle 4'üncü ile 8'inci aylar arası kritik bir dönem ve bebeğin bu dönemde alerjik besinler ile tanışması besin alerjisi sıklığını azaltabilir diye düşünülüyor' diye ekledi. Ayrıca 'Alerjik besinlerin alerji gelişme riski yüksek bebeklerde beslenmeye nasıl ekleneceğinin belirli yöntemi var ve bunun alerji uzmanı gözetiminde yapılması yerinde olur' değerlendirmesinde bulundu. Şekerel, tüm dünyada artış gösteren ve kişilerin beslenmesini etkileyen bu alerjilere karşı, belirtiler görüldüğü anda uzmana görünmelerini ve buna ilişkin testleri yaptırılmasını, doğru tanı ve tedavinin sağlanmasının gerekliliğine dikkat çekti. Prof. Dr. Uğur Muşabak ise erişkinlerde görülen besin alerjisini anlattı. Muşabak oral alerji sendromuna ilişkin yaptığı açıklamalarda, 'Oral alerji sendromu özellikle besin alerjisi görülen hastalarda ve yetişkin kadınlarda daha sık görülen bir durumdur. Farklı bir özelliği var. Beyaz saman nezlesi denilen hastalık bu ve polenlere duyarlılık geliştikten sonra ortaya çıkan bir hastalık. Polen alerjisi olan hastalarda bazı yiyecekler alerjiye neden oluyor. Bu durum, burun akıntısı hapşırma, ağız kaşıntısı, dilde damakta kaşıntı şeklinde ortaya çıkıyor.' dedi. Bir soru üzerine laktoz intoleransı ile ilgili açıklamalarda da bulunan Muşabak, 'Laktoz intoleransında enzim eksikliği söz konusudur. Sindirim sisteminde eksik enzimler proteini sindiremediği için mide bağırsakta çeşitli durumlara neden oluyor bu da karın ağrısı, mide bulantısı, kusma gibi durumlara neden oluyor.' şeklinde açıklamalarda bulundu.

Editör: Haber Merkezi