Türk Tabipleri Birliği (TTB) 'Kovid-19 Pandemisi 18 Ay Değerlendirme Raporu' yayımlandı. Pandemi sürecinde geride kalan 18 ayın kapsamlı bir şekilde değerlendirildiği raporda farklı disiplinlerden 15 yazı ile Pandemi Bültenleri metinleri ve Pandemide Merak Ettiklerimiz programlarının bağlantıları yer aldı.

Raporda yer alan yazılar şöyle:

• Sunuş: 18 Ayın Ardından Pandeminin Neresindeyiz?

• Onsekiz Ayın Ardından…

• Kovid-19 Tedavisinde Antiviraller

• Kovid-19 Salgınında Test Stratejilerinin Planlanması ve Hızlı Antijen Testlerinin Kullanımı

• Temaslı Takibi, Filyasyon ve Evde Hasta İzlemi

• Kovid-19 Aşı Kararsızlığı ve Aşı Yaptırmama

• Kovid-19 Salgınında Birinci Basamakta Ertelenen Sağlık Sorunları ve Geride Bırakılan Milyonlar

• Pandemi Politikalarında Yok Sayılan Çalışanların Çoklu Mekanları ve İşyerinde Sağlık Hakkı İhlalleri

• Pandemi Döneminde Okullar

• Hakikati Gizleyemezsiniz: Fazladan Ölümlerde Artış Devam Ediyor

• Pandemide Sağlık Çalışanı Ölümleri

• Bir Yönetmeme Hikayesi: Türkiye'de Kovid-19 Pandemisi

• Pandeminin İlk 18 Ayında Ekonomik Tercihler ve Sonuçları

• Pandeminin Ekolojik Boyutu

• Kovid-19 Aşılama Sürecinde Türkiye Medyası Raporda salgın ile ertelenen sağlık hizmetlerinin yarattığı sorunlara değinildi. Şeffaf veri eksikliği ve Bakanlığın saha çalışmalarına izin verme kısıtlamaları nedeniyle milyonlarca kişinin sağlık hizmetlerine erişemediğine dikkat çekilen raporda şu ifadeler yer aldı: 'SGK istatistiklerine baktığımızda azalan sağlık başvuru sayısının devlet hastanelerinde olduğunu görüyoruz. Özel hastanelerde ise bu azalma daha düşük. Sağlık Bakanlığı verilerine göre 2019-2020 karşılaştırmasına bakıldığında birinci basamakta başvuru sayısında azalış yüzde 12, SB hastanelerinde yüzde 38, üniversite hastanelerinde yüzde 31, özel hastanelerde yüzde 16. Kişi başı hekime başvuru 2020'de 9,8'den 7,2'ye geriledi. En ciddi sorun genel cerrahi ayaktan başvurularda ve ameliyat sayılarında ortaya çıktı. Genel cerrahi ayaktan başvurularında SB hastanelerinde azalış yüzde 35-40 aralığında olurken, özel sektörde azalış̧ yüzde 5-10 aralığında gerçekleşti.'

'AŞILAMA YETERSİZ'

Aşılamanın yetersiz olduğu vurgulanan raporda, aşı karşıtı propagandalara izin verildiği kaydedildi: 'Günlük vaka ve ölüm sayısı yüksek hızda devam ediyor. Kamu otoritesi kendi yükümlülüklerini, yurttaşı sorumluluğa davet ettiği tweetler ile yerine getirmeye çalışmakta. Sağlık Bakanı artık tüm sorumluluğu yurttaşa yıktığı suçlama eğiliminden vazgeçip yükümlülüklerini yerine getirmeli. Delta varyantının baskın olmasına rağmen turizm mevsimi gibi sermaye yanlısı gerekçelerle Temmuz 2021'de de tüm önlemlerden vazgeçilmesi stratejisinin vaka ve ölümlerin yüksek sayılarda devam etmesinin nedeni olduğu aşikar... Tüm uyarılara rağmen yaşama geçirilen bu strateji binlerce 'önlenebilir ölüme' neden olmuştur, bu ölümler 'yaşam hakkı ihlali'dir.' Türk Tabipleri Birliği Pandemi Çalışma Grubu ve Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi, raporda 'Hala salgının başlangıcına daha yakın olduğumuzu unutmadan; Kapitalizmin dayattığı tüketim biçiminde olağandışı bir durum olması gereken salgınların hayatımızın sıradan bir parçasına dönüştürüldüğünü ve bunu durdurmanın yolunun üretim ilişkilerinde yapısal bir değişimden geçtiğini bilerek, bu salgında sınıfsal niteliği de gözeten bütüncül bir bakışı iktidarların kendilerine gündem edinmeyeceğini görmek gerekir. Bu bütüncül bakışı birlikte talep etmek, iktidarlara yükümlülüklerini hatırlatarak bu salgının sömürüyü derinleştiren ve yeni salgınları körükleyen varlığına dur demek hepimizin sorumluluğudur' diye vurguladı. Salgında gelinen noktada enfeksiyon zincirini kırmak için koronavirüs aşılarının hedef popülasyona yüksek kapsayıcılıkta yapılması gerektiğini belirten TTB, 'Bununla beraber, salgının başından beri sürdürülen ve yapılmaya devam edilmesi gereken hasta ve temaslıların saptanması, izlenmesi ve bulaşın engellenmesidir. Bulaşın engellenmesi öncelikle aktif bir filyasyon çalışması ve yaygın test uygulanması ile mümkündür. Bu bakışla, uygulanmakta olan test stratejilerine ilişkin kararların mevcut kanıtlar ışığında yeniden gözden geçirilmesi ve yerel epidemiyolojik duruma, nüfus dinamiklerine ve yerel düzeydeki kaynaklara göre düzenlenmesi uygun olacaktır. Biriken bilimsel verilerin ışığında gelinen noktada, salgının kontrol altına alınabilmesi için, 'doğru test yöntemi' yanında asıl 'doğru test algoritması'nın belirlenmesi gereklidir' dedi.

'HPV AŞISINI AŞI TAKVİMİNE EKLEYİN'

Öte yandan, Türk Tabipleri Birliği Sağlık Bakanlığı'na rahim ağzı kanserinden koruyan 'human papilloma virüs' (HPV) aşısının ulusal aşı takvimine eklenmesi için yazı gönderdi. TTB, rahim ağzı kanserinin önlenebilir ve erken tanı konulduğunda tedavi edilebilir olduğunu belirterek, HPV ile her yıl yaklaşık 14 milyon kişinin enfekte olduğunu ifade etti. Yazıda önlenebilir hastalıkların ve ölümlerin önüne geçilmesi için ulusal taramanın yanında HPV aşılarının da ücretsiz olarak ulusal aşı programına eklenmesi talep edildi. TTB Genel Sekreteri Prof. Dr. Vedat Bulut imzasıyla bakanlığın halk sağlığı genel müdürlüğüne gönderilen yazıda, HPV aşılarının rahim ağzı kanserlerinin yüzde 70'ini, genital siğillerin de yüzde 90'ını önlediği belirtildi. 'Bu aşılar HPV'ye bağlı diğer kanserlerden de koruyabilir' denilen yazıda şöyle denildi: 'Bu nedenle önerilen öncelikli olarak kız çocuklarının 9-14 yaş aralığında aşılanmalarıdır. Bazı ülkelerde yakın zamanda erkek çocukları da aşılanmaya başladı. Bu yaş grubunda altı ay arayla iki doz aşı yeterli olmaktadır. 15 yaş sonrasında ise koruyuculuk için üç doz aşı (0, 1-2 ay, 6 ay) gereklidir. Bağışıklık sisteminin baskılandığı durumlarda aşı yaştan bağımsız üç doz olarak uygulanmalıdır. Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) yakın zamanda bu kanseri elemine etmek üzere bir strateji planı geliştirdi. Bu plana göre hareket eden ülkelerde, 2030'a dek 15 yaş ve altı kız çocuklarının yüzde 90'ının aşılanması, 35 yaşına kadar kadınların en az bir kere uygun yöntemle taranması ve bunun 45 yaşında bir kere daha tekrarlanması öngörülüyor.'

Editör: Haber Merkezi