İşlenmiş gıdaların insanlara daha cazip geldiğini belirten Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Yasemin Açık, 'Uzun yıllardır gıda endüstrisinde yiyeceklerin yapısını bozmak ve sonra onu yeniden formüle etmek için yeni yollar bulmaya etmeye devam ediyoruz. Yeni tatlar ve deneyimler oluşturmak için yiyeceklere uyguladığımız işlemler inanılmaz, ancak yediğimiz yiyeceklerin bize yaptıkları, özellikle de ultra işlenmiş gıdaların yaptıkları, daha da büyüleyici. Konserve, pastörizasyon, fermantasyon, sulandırma... Birçok gıda işleme yolu vardır ve sonuçlar genellikle lezzetlidir. Ancak ultra işlenmiş gıdaları diğerlerinden ayıran şey, evde yemek pişirirken yaygın olarak kullanılmayan yöntemler ve malzemeler kullanılarak tanınmayacak şekilde değiştirilmiş, kimyasal olarak dönüştürülmüş olmalarıdır. Fakat Birleşmiş Milletler'in geçen yıl açıkladığı Küresel Beslenme Raporu'na göre 690 milyon kişi yeterli ölçüde beslenemezken, sağlıklı besin maddelerine ulaşamayan insanların sayısı ise üç milyara yaklaştı. Sağlıksız gıdalar karaciğer rahatsızlıkları, kanser türleri gibi ölümcül hastalıkların da olduğu 200'den fazla hastalığa neden olabilir. Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) verilerine göre de yalnızca Avrupa'da her yıl 23 milyondan fazla kişi sağlığa uygun olmayan (kontamine) gıdalar nedeniyle hastalanıyor, 4 bin 600' den fazla kişi hayatını kaybediyor' diye konuştu.

'BİRÇOK ÜLKE SAĞLIKLI GIDAYA ULAŞMAKTA ZORLUK ÇEKİYOR'

Prof. Dr. Yasemin Açık, şu bilgileri aktardı: 'Sağlıklı-yeterli gıdaya erişimin en temel insan haklarından biri olduğu 1948 yılında İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nde kabul edildi. Günümüzde sağlıklı-güvenli gıdaya erişimi olmayan kişiler 200'den fazla hastalığa yakalanma riskiyle karşı karşıya. Dünya genelinde hızlı nüfus artışı, şehirleşmenin etkisiyle doğal yaşamdan her geçen gün uzaklaşıldı. Bunların yanı sıra kaynakların hızla tüketilmesi ve çevre kirliliği gibi nedenlerle de güvenli gıdaya ulaşma zorlaştı. Endüstriyel gıdalar hayatımızda her geçen gün daha fazla yer alıyor. Bunun yanında tedarik zincirinde yaşanan en küçük bir hata bile gıdanın sağlıksız bir hale gelmesine, virüs, bakteri veya vücuda zararlı bir kimyasal madde içermesine yol açabilir. Bu durum karın ağrısı gibi daha kısa süreli rahatsızlıklara sebebiyet verebildiği gibi uzun süreli ishal veya karaciğer rahatsızlıkları, çeşitli kanser türleri gibi ölümcül hastalıklara neden olabilir. Özellikle bebek, küçük çocuk, hamile, yaşlı ve herhangi bir hastalığı bulunanlar sağlıksız gıdalardan daha fazla etkilenir. Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında ele alınan konulardan biri de adil, sağlıklı-çevre dostu bir gıda sistemidir. Sağlıklı kalabilmek için belki de hiç olmadığı kadar çabaladığımız Kovid-19 pandemisini yaşarken, birçok ülke sağlıklı gıdaya ulaşmakta zorluk çekiyor. Böyle bir dönemde, Yeşil Mutabakat çerçevesinde kurgulanan 'Çiftlikten Çatala' stratejisi, 2050 yılında 10 milyara ulaşması beklenen dünya nüfusunun sağlıklı gıdaya ulaşabilmesi ve sürdürülebilir bir gıda politikası oluşturulması adına daha da büyük bir anlam kazandı. Diğer taraftan AB ile gıda ticaretini sürdürmek isteyen şirketlerin belirlenen şartlara göre hareket etmesi gerektiğinden hem gıdanın içeriğinde hem de tedarik süreçlerinde kalite artacaktır. Gıda güvenliği açısından büyük önem taşıyan bu stratejiyi, AB ile iş yapsın veya yapmasın, toplum sağlığını önemseyen her işletmenin uygulaması gerekiyor.

ETİKET OKUYUN, GIDALARI DOĞRU SAKLAYIN

Çiğ veya az pişmiş hayvansal gıdalar, gübre ve ilaçlardan arındırılmamış sebze-meyveler, çiğ tüketilen kabuklu deniz ürünleri ve işlenmiş gıdalar sağlığımızı olumsuz yönde etkiler.

Evde gıda güvenliğini sağlamak için;

1-Alışveriş yaparken etiket okumayı alışkanlık haline getirin. Bombe yapmış, delinmiş, yıpranmış, sızıntı olan ambalajlı gıdalar satın almayın. Ürünün son kullanma tarihi, analiz değerlerine dikkat edin. Bunun yanında özellikle sağlık sorununuz varsa etikette kodlar ile belirtilen katkı maddelerinin içeriğini mutlaka öğrenin.

2-Paketlenmiş-hazır gıdaları mümkün olduğunca hayatınızdan çıkarın. Özellikle küçük çocukların bu gıdalarla mümkün olduğunca geç tanışmasını sağlayın.

3-Sebze ve meyveleri tüketmeden önce iyice ovarak yıkayın. Bu suyun temiz olduğundan emin olun. Taze meyve ve sebzeler ile teknik ve hijyenik koşullara uygun olarak satılan dökme gıdalar haricinde açıkta satılan ambalajsız gıdaları satın almayın.

4-Çapraz bulaşmayı önlemek için et, sebze ve ekmek için ayrı kesme tahtaları kullanın. Aynı nedenden dolayı özellikle et ve süt ürünlerinin diğer gıdalarla temasını önlemek için ürünleri iyi paketleyerek buzdolabının farklı raflarına dizin. Gıdaları saklarken gazete kağıdı gibi saklama koşullarına uygun olmayan malzemeler kullanmayın, buzdolabı poşeti, streç gibi materyalleri tercih edin.

5-Dondurulmuş gıdalarda soğuk zincirin kırılmamasına dikkat edin. Dondurulmuş ürünleri oda sıcaklığında değil buzluktan çıkarıp buzdolabına koyarak çözdürün. Daha acil durumlarda mikrodalga kullanın. Dışarıda çözdürmeniz gerekirse de kesinlikle güneş ışığına maruz bırakmayın ve gıdanın üzerini örtün. Çözdürdüğünüz ürünü bir daha dondurmayın.

6-Gıdaları mikroplardan, bakterilerden ve diğer zararlı maddelerden arındırmanın en iyi yöntemlerinden biri de pişirmektir. Bu nedenle eti içi kırmızı kalmayıncaya kadar pişirin, yumurtayı katılaşıncaya kadar kaynatın. Özellikle etleri pişirmeden önce marine edecekseniz dışarıda değil buzdolabında bekletin.

7-Et ve et ürünleri ile süt ve süt ürünlerini buzdolabında, 0-4 derecede muhafaza edin.

8-Yumurtaları buzdolabında diğer gıdalar ile temas etmeyecek şekilde, yıkamadan muhafaza edin, pişirmeden hemen önce mutlaka yıkayın.

9-Küflenmiş, çürümüş, bozulmuş gıdaların hiçbir bölümünü tüketmeyin. Çünkü küflenme, çürüme ve bozulma gıdanın bütününü olumsuz etkiler.

10-Kuru gıdaları karanlık, serin, kuru ve hava akımı olan bir yerde muhafaza edin.

SU İÇMEYİ İHMAL ETMEYİN!

Vücudun en önemli ihtiyacının su olduğunu unutmayın. Terlemediğinizi düşünseniz de hava sıcaklığı ve nemle deri, solunum, idrar ve dışkı yoluyla vücut normalden fazla su kaybeder. Bu kayıp yüzünden halsizlik, yorgunluk, baş ağrısı gibi problemler yaşayabilirsiniz. Susama hissi geliştiğinde yüzde 1'lik su kaybedilmiş ve bu durum beyne iletilmiştir. Yeterli su alıp almadığınızı idrar rengini kontrol ederek anlayabilirsiniz. Eğer idrarınız renksize yakınsa sıvı alımınız yeterlidir, koyu sarı ise yetersizdir. Su tüketmekte zorlanıyorsanız içine bir iki damla meyve suyu veya taze meyve parçaları, nane, limon ekleyebilirsiniz. Doğal maden suyu, soğuk bitki çayları, şekersiz olarak meyvenin kendi tadıyla pişmiş kompostolar, limonata, ayran, kefir, sıcak havalarda sıvı alımınıza destek olacak en güzel seçimlerdir.

SICAK HAVALARDA SAĞLIKLI BESLENME

Bayram boyunca lif kaynağı sebze ve meyve tüketiminizin azaldığını düşünüyorsanız dikkat! Bağırsak sağlığınız olumsuz yönde etkilenebilir. Et tüketimi arttığından bu süreç daha olumsuz olabilir. Hayvansal gıdaların lif içermediğini hatırlatmak isterim. Bu nedenle bayram sonrası sebze, meyve ve tahıl ürünleri tüketiminizi artırmaya özen gösterin. Kilo vermek istiyorsanız hayatınızdan tahıl grubunu çıkarmanız gerekmiyor. Tam tahıllar içeriğindeki lifle tokluk sürenize destek olur; magnezyum, potasyum ve antioksidanlar ile sağlığınıza katkıda bulunur. Sağlıklı bir beslenme planının parçası olarak tam tahıllı gıdaları beslenme planınıza gönül rahatlığıyla ekleyebilirsiniz. The Journal of Nutrition dergisinde, bu ay yayımlanan çalışmada, tam tahıl tüketiminin bel çevresi, kan şekeri seviyeleri ve kan basıncı üzerine etkisi değerlendirilmiş. Günde en az üç porsiyon tam tahıl tüketen yetişkin bireylerin bel çevresi, kan basıncı ve kan şekeri seviyelerinde, günde yarım porsiyondan daha az yiyenlere kıyasla zamanla daha küçük artışlar olduğu gözlemlenmiş.

NELERİ AZALTALIM?

Kızarmış besinler, kırmızı et, doymuş yağlar, şeker, işlenmiş gıdalar, beyaz un, gazlı içecekler, alkol, sigara vücut için toksik etki yarattığından uzak durmanız gerekenler arasında. Kan şekerinin hızla yükselip, hızla düşmesine sebep olan yağlı, şekerli, ağır tatlılar yerine dondurma veya meyveli tatlılar, sorbe yaz için en doğru seçimlerdir. Kremalı veya mayonezli yiyeceklerden de uzak durulması gerektiğini hatırlatmakta fayda var. Bu besinler çabuk bozulduğu gibi sindirim açısından da vücudunuzu olumsuz yönde etkileyebilir. Özetlemek gerekirse sıcak havalarda ağır, aşırı yağlı, baharatlı yiyecekler yerine su, vitamin ve mineral içeriği yüksek meyve, sebze ve tam tahıllara dayalı bir beslenme şeklinin sizin için en uygun olacağını göz önünde bulundurun. Bayramda artan et tüketimi yerine öğünlerinizde sebze meyveyi artırarak dengeyi oluşturmaya çalışın. Yeterli protein alımı için ise bitkisel proteinleri öğünlerinize eklemeye özen gösterin. Bitkisel protein kaynaklarından kuru baklagilleri yazın sıcak yemek olarak tüketmek istemiyorsanız, çorbalarınıza veya salatalarınıza ekleyerek de tüketebilirsiniz.'

Editör: Haber Merkezi