• Crohn hastalığı hakkında bilgi verir misiniz?

Crohn hastalığı; sindirim sisteminin başından sonuna kadar herhangi bir veya birkaç bölgesini tutabilen iltihabi ve kronik bir hastalıktır. Tutulum özellikle bağırsaklarda görülmektedir. Her yaş grubunda rastlanabilen bir hastalıktır. Otoümmin hastalıklar grubunda olup, ülseratif kolit hastalığıyla bir nevi kardeştir. Net bir sebebi bilinmese de genetik, çevresel ve enfeksiyonel faktörlerin hastalığın oluşumda veya hastalığın tetiklenmesinde etkili olduğu düşünülmektedir. Hastalığın gidişatına göre, ilaç tedavisi ve cerrahi müdahaleler söz konusudur.

• Beslenmenin bu hastalıkta önemi nedir?

Her aşamada beslenme, hastalığın tedavisinde büyük role sahiptir. Crohn hastalığında beslenmeye birkaç açıdan yaklaşılmalıdır. Belirli bir diyeti yoktur. Ancak kişiye özel yaklaşımlarda bulunulur. En önemli kısmı; kişi kendine dokunan yiyecekleri belirleyip, o yiyeceklerden uzak durmalıdır.

• Hastalığın ilerlemesi halinde, tedavide nasıl bir süreç başlıyor?

Hastalığın alevlendiği akut dönemleri ve uykuda olduğu ara dönemleri vardır. Akut dönemde eğer ağızdan beslenme mümkünse ishal, kramp ve ağrıları tetiklemeyecek, hatta ishali ve iltihabi durumu geriletecek bir beslenme şekli oluşturulur. Uyuduğu ara dönemde ise tekrar tutuluma sebebiyet vermeyecek yönde bir beslenme programı oluşturulur.

CROHN HASTALIĞINDA BESLENMENİN ÖNEMİ

• Crohn'da genel beslenme önerileri neler?

Azar azar ve sık beslenilmeli. Mümkünse beslenme saatleri belirli olmalıdır. Besin günlüğü tutulmalı, kişi kendine sorun çıkaran besinleri ayırt edip diyetinden çıkarmalıdır. Özellikle alevli dönemde ishal net bir şekilde sorun oluşturduğu için; sıvı tüketimi (su, açık çay) iyi sağlanmalı. Elektrolit ve mineral desteği verilmelidir. Meyve suyu, demli çay, kahve sıvı tüketimi için tercih edilmemelidir. Crohn hastalarında uzun vadede böbrek taşı oluşumu sık gözlenir bu açıdan da sıvı özellikle su tüketimi önemlidir. Yağ tüketimi her süreçte azaltılmalıdır. Kızartma, kavurma, yanmış yağlar, çok yoğun yağlı besinler tercih edilmemelidir. Yiyecekler, fırınlama, ızgara, kendi suyunda pişirme, buharda pişirme yöntemleriyle hazırlanmalıdır.

• Beslenmede proteinin önemi nedir ve nasıl uygulanmalıdır?

Beslenmede protein açığı oluşmaması açısından diyete günlük az yağlı et, tavuk, balık, peynir mutlaka yeterince eklenmelidir. İshal durumunda et grubu sindirimi kolay olacak şekilde yağsız ve iyi pişirilmelidir. Lifli gıdalar özellikle sebze grubu beslenmede mutlaka bulunmalı. Ancak kontrollü tüketimi sağlanmalı. Daha çok tercih pişmiş hali olmalı. Özellikle akut dönemde sebzeler iyice pişirilip, yumuşatılarak diyette var olmalıdır. Gaz yapabilirliği olan sebzeler ve kuru baklagiller alevli dönemde önerilmez. Ara dönemde kontrollü tüketilmelidir. Süt ve süt ürünleri akut (alevli) dönemde tüketilmemeli. İyileşme oluştukça eğer laktoz intoleransı gelişmediyse diyete yavaş yavaş eklenmelidir.

• Tüketilen birçok yiyecekte bulunan karbonhidrat alımına nasıl dikkat edilmeli?

Karbonhidrat alımı ekmek, pirinç, makarna, erişte gibi besinlerden sağlanmalı. Ancak kepekli esmer gruptan çok beyaz grup tercih edilmeli. Bazı durumlarda bu gruptan bazı yiyecekler bağırsak tepkilenmesine sebep olabilmektedir. Bu grubun takibi de ihmal edilmemelidir. Meyvelerden asit oranı yüksek (portakal, limon…) seçenekler tercih edilmemeli. Kabukları soyularak, gerekirse komposto şeklinde pişirilerek tüketilmelidir. Basit şeker (çay şekeri ve kullanıldığı gıdalar) hastalığın ilk başlangıç tetiği olarak zaten şüphelidirler. Akut dönemde enfeksiyonu ve yara durumunu artırıcı etkilerinden dolayı tüketimi engellenmelidir. Sert gıdalar(kuruyemişler, tohumlar, patlamış mısır….) bağırsak tıkanıklığına sebep olabileceği için uzak durulmalıdır.

• Vitamin ve mineral alımının önemi nedir?

Emilim bozuklukları, beslenme yetersizliği, ishal, gizli kanamalar nedeniyle oluşabilecek vitamin ve mineral eksiklikleri mutlaka giderilmelidir. (B12, Dvit, demir, Cvit…) Ayrıca vücutta vitamin ve minerallerin dengeli hali enfeksiyon oluşumunun engeli, enfeksiyon ve yaranın gerileme desteğidir. Probiyotik desteği de unutulmamalı, prebiyotik besinler tercih edilmelidir. Bağırsak florası ne kadar güzelleşirse o kadar bu hastalığa veya ataklarına karşı korunaklı olunur. Genel olarak katkı maddeli gıdalar, çok baharatlı ve acılı yiyecekler, şarküteri ürünleri diyetten mümkün oldukça uzaklaştırılmalıdır. Çok soğuk çok sıcak yiyecek tüketimi ılık tüketime yönlendirilmelidir. İştahsızlık, bulantı, karın ağrısı, değişmiş tat duyusu, emilim bozuklukları ve yersem hastalanırım korkusu nedeniyle vücut yeterli enerji ve besin ihtiyacını alamayabilir. Bu nedenle diyetin enerji ve besin dengesi ideal olmalı. Tüketilebilirliği sağlanmalıdır ki aşırı kilo kayıpları, çocuklarda büyüme gerilikleri görülmesin.

• Tüm tavsiyelere uyulduğunda crohn hastalığından kısa sürede kurtulmak mümkün müdür?

Aslında crohn hastalığı, hastanın yaşadıklarının yanı sıra doktorlar ve diyetisyenler içinde zorlayıcı bir hastalıktır. Çünkü belirgin bir gidişatı ve net bir süreci yoktur. Her şey kişiye özel dizayn edilir. Ne yazık ki hastalığı sonlandırıcı bir tedavisi de yoktur. Bilinen şey ömürlük bir süreçtir. Hedef; atakları hafif atlatmak, komplikasyon oluşumunu engellemek ve ara ( uyku) dönemlerini mümkün oldukça uzatmaktır. En iyi tavsiye; hastalığınızı iyi tanıyıp, gidişatınızı keşfedebilmek, doktorunuzun her daim takibinde olmak ve beslenme açısından diyetisyen desteğini asla ihmal etmemektir.

Editör: Haber Merkezi