Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Abdullah Özkardeş, çocuklarda uyku problemlerinin görülmesinin fiziksel rahatsızlıklar, kronik rahatsızlıklar, mizaç, genetik yatkınlık, duygusal problemler, gelişimsel problemler, anne ve babanın psikolojik rahatsızlıkları ve çocuğa karşı tutumları, uyku düzeni, uyku saatlerinin veya uyku yerinin değişimi gibi nedenlerden kaynaklanabildiğini belirtti. Özkardeş, dikkat edilmesi gerekenler konusunda ailelere uyarılarda bulundu.

ÇOCUKLARDA UYKU SÜRESİ FAZLA

Tıbbi hastalıklara (reflü, ağrı, alerji, astım vb.) bağlı olarak da uyku bozukluğunun görülebildiğinin altını çizen Doç. Dr. Abdullah Özkardeş, şu bilgileri paylaştı: 'Erişkin bir insan ortalama günde 7-8 saat uyur. Çocuklarda ise yaşamın ilk yıllarında günün büyük bölümü uykuda geçer. Yeni doğan bebekler günde ortalama 14-16 saat uyurlar. Hem gündüz hem de gece uyudukları için gece uykusu kavramı yoktur. 1 yaş civarı gece uykusu kavramı netleşmeye başlar. Gündüz uyku ihtiyacı 3 yaş civarında azalarak son bulur. Sabah uykuları ise 1-2 yaştan sonra devam etmez. Yaş arttıkça vücudun uyku ihtiyacı azalır, ergenlik döneminde erişkine yakın uyku saatleri (8-10 saat) yerleşmiş olur. Çocukların 2 yaşına kadarki uyku ihtiyacı ortalama 14 saat iken, 3- 5 yaş aralığında ortalama 11-13 saattir. Yani çocukluk döneminde de zamanın önemli bir kısmı uykuda geçmektedir.

YETERLİ SÜREDE KALİTELİ UYKU ÖNEMLİ

Yeterli uyku süresi kişiden kişiye değişir ve aslında bu genetik bir özelliktir. Ancak uykunun süresinin yanında, uykunun kalitesinin de önemli olduğunu belirtmek gerekir. Uyumadan yaşamak mümkün değildir. Yeterli süre ve kalitede uykunun sağlanması, hem sağlığın korunması hem de gün içindeki performansın etkilenmemesi için vazgeçilmez bir gerekliliktir. Uyku, çocukların biyolojik ve psikolojik gelişimi açısından önemli bir yere sahiptir. Kişinin sabah kalktığında kendini dinlenmiş ve dinç hissettiği, gün boyunca da konsantrasyon eksikliği ve yorgunluk hissetmediği ve işlerini aksatmaksızın yerine getirebildiği uyku süresi, o kişi için yeterlidir. Çocuklarda ve ergenlerde görülen uyku bozuklukları, öğrenme, dikkat ve hafıza sorunlarına, sinirliliğe, gündüz uykulu olmaya ve özellikle uzun süren uyku bozukluklarında ruhsal hastalıklara yol açabilmektedir. Beyin gelişiminin çok hızlı olduğu çocukluk döneminde bu sorunların giderilmesi büyük önem taşır.

'SIK GECE UYANMALARI GÖRÜLEBİLİR'

Çocuklarda görülen uyku problemleri, uykuya dalmada zorluk, uykuyu sürdürememe, sık gece uyanmaları veya gündüz uyuklama, sürekli uyku hali şeklinde olabilmektedir. Bunların yanında uyku apnesi, uyurgezerlik gibi uyku problemleri görülebilmektedir.

Kabus: En çok görüldüğü yaş grubu 3-5 yaştır. Ancak hayatın her döneminde olabilir. Genellikle uykunun ikinci yarısında daha sık olduğundan gecenin geç saatlerinde ortaya çıkar. Stres ve kaygının arttığı dönemlerde daha sık olabilir. Altta yatan sebeplerin araştırılarak tedavisi önemlidir.

Gece uyku terörü: 1,5- 10 yaş arası sık görülür. Okul öncesi çocuklarda görülme sıklığı yüzde 40'tır. Uykunun ilk yarısında olduğundan gecenin erken saatlerinde olur. Çocuk uyuduktan 2- 3 saat sonra korku içerisinde bağırarak veya ağlayarak, yatağının içinde oturur. Gözleri açıktır, ancak bakışlar boş ve donuktur. 30 saniyeden 3 dakikaya kadar süresi değişebilir. Uykunun ağır kısmında olduğu için sabah çocuk bunu hatırlamaz veya çok az hatırlar. Çok yorgun olunduğu zamanlarda artış gösterebildiğinden gündüz uykusu önerilebilir. Yine programlı uyandırma da bazen işe yarayabilmektedir.

'UZUN SÜREN APNELERE DİKKAT'

Uyurgezerlik: Çocuklarda görülme sıklığı yüzde 15'tir. En sık 4-8 yaş arası başlar, ergenliğe doğru azalır. Tekrarlayan, uyku sırasında kalkma ve gezinme dönemleri şeklinde tarif edilebilir. Gözler açık ve hareketsizdir, bakışlar donuktur. Ağır uyku döneminde olduğu için sabah hatırlanmaz veya çok az hatırlanır. Yürümenin yanı sıra kapıdan çıkıp gitme veya yanlış yere idrarını yapma gibi eylemler de görülebilir. Ev içi emniyet tedbirlerini almak çok önemlidir. Uyku hijyeni ve programlı uyandırmadan fayda görse de profesyonel yardım gerekebilir.

Uykuda hareket bozukluğu: Normalde rüya gördüğümüz sırada solunum ve göz kasları dışında tüm kaslarımız felç halindedir. Bu bireylerde rüya sırasında normal olan bu felç durumu oluşmaz. Ve kişi rüya gördüğü sırada hareket eder. Tekme atabilir, yakınındaki kişiye vurabilir, çırpınabilir. Bu durum başka uyku bozuklukları veya epilepsi ile karışabilir. Tedaviden fayda görür.

Tıkayıcı uyku apnesi: Uyku sırasında kişinin solunumunun kesilmesine apne, azalmasına ise hipopne denir. Uzun süren apnelerde beynin oksijenlenmesi bozulduğundan çok ciddi bir tablodur. Genellikle bu hastalığa sahip bireyler gece uyku sırasında horlamadan, gündüzleri ise yorgun uyanma ve uykululuk halinden yakınırlar.

'UYKU TESTLERİ GEREKEBİLİR'

Huzursuz bacak hastalığı: Akşamları istirahat halinde ortaya çıkan bacaklardaki huzursuzluk, hareket ettirme isteği, ürperme, karıncalanma, yanma, kaşınma veya ağrı ile kendini gösterir. Hafif olanlarında bu huzursuzluk hissi hareket ile ortadan kalkar. Uyku sırasında da bacak hareketleri olur. Belirtilerin kontrolü ve altta yatan hastalıkların tedavisi önemlidir.

Narkolepsi: Çocuk ve ergenlerde genellikle aşırı, kontrol edilemeyen gündüz uyuklaması vardır. Hastalar beklenmedik zamanlarda aniden uykuya dalarlar. Bu uykuların süresi saatler sürebilir. İkinci belirtisi heyecan, üzüntü, mutluluk veya gülme sırasında oluşan ani kas gücü kaybıdır. Olguların bir kısmında ise uyku felci ve uykuya geçişte halüsinasyonlar görülebilir. Tanısı için özel uyku testleri gerekir. Tedaviden fayda görür.

Sirkadiyen ritm ile ilgili uyku- uyanıklık bozuklukları: 24 saatlik uyku-uyanıklık ritmine 'sirkadiyen ritm' denir. Özellikle ergenlerde görülen bir uyku bozukluğudur. Ergenlerde akademik hayata paralel uyku ihtiyacı artarken, artan sosyal etkinlikler nedeniyle uyku saati düzenlerinde değişiklik olur. Aynı zamanda uykunun başlangıcında salınan melatonin hormonu daha geç saatlerde salınmaya başlar. Tüm bu sebeplerden dolayı ergenlerin sirkadiyen ritminde faz gecikmesi görülür. Bu uyku bozukluğu uzun yolculuklarda ve vardiyalı çalışan işçilerde de görülebilir.

Bruksizm: Uykuda diş gıcırdatma durumudur. Her yaşta görülebilir. Çene eklemi ve dişlerde aşınmaya neden olur. Dişlerdeki aşınmanın önlenmesi için kişiye özel ağız içi aparat kullanılması gerekir. Basınç nedeniyle baş ağrısına sebep olabilmektedir. Altta yatan sebeplerin (stres vs.) araştırılması ve ortadan kaldırılması önerilir.'

Editör: Haber Merkezi