Ebru APALAK
Sağlık emek ve meslek örgütleri ile uzman dernekleri, hekimler ve sağlık emekçilerine yönelik şiddete karşı bir kez daha ses çıkardı. Bugün Ankara'da Sağlık Bakanlığı'nın önünde basın açıklaması yapan kurumlar, İsrail'in Filistin'e düzenlediği saldırılara da "Savaş, bir halk sağlığı sorunudur" diyerek tepki gösterdi.
Ortak basın açıklamasını Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası, Birinci Basamak Sağlık Çalışanları Birlik ve Dayanışma Sendikası, Devrimci Sağlık İşçileri Sendikası, Genel Sağlık ve Sosyal Hizmet Kolu Kamu Çalışanları Sendikası (Genel Sağlık-İş), Hekim Birliği Sağlık ve Sosyal Hizmetler Çalışanları Sendikası, Hekim ve Diğer Sağlık Çalışanları Kamu Sağlık ve Sosyal Hizmetler Sendikası (Hekim-Sen), Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği, Tüm Radyoloji Teknisyenleri ve Teknikerleri Derneği, Türk Dişhekimleri Birliği ile Türk Tabipleri Birliği (TTB) düzenledi. CHP Ankara Milletvekili Aylin Yaman, Kocaeli Milletvekili Mühip Kanko ile Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi Ağrı Milletvekili Heval Bozdağ açıklamaya katıldı.
"GERÇEKÇİ ADIMLAR ATIN YA DA İSTİFA EDİN"
Kurumlar adına ortak açıklamayı yapan TTB Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı, 2003 yılından beri uygulanan Sağlıkta Dönüşüm Programı'nın "bütün sorunlarının kaynağı" olduğunu belirtti. Programın şiddeti arttıracağını öngördüklerini hatırlatarak, Bakanlığın sorunlara kalıcı çözüm bulmadığını ifade etti. Fincancı, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'ya şöyle seslendi:
"Yönetemiyorsunuz! Sağlıkta kriz giderek derinleşiyor. Ya derhal gerçekçi adımlar atın ya da istifa edin."
"BU SAĞLIK SİSTEMİNİ REDDEDİYORUZ"
Sağlık çalışanlarının çalışma ortamlarındaki şiddet nedeniyle Türkiye'den göç ettiğine dikkat çeken Fincancı, Bakanlığın sorunlar karşısında "tweet atmakla yetindiğini" kaydetti. Mevcut sağlık sistemini reddettiklerini vurgulayarak, şu ifadeleri kullandı:
"Kışkırtılmış sağlık talebi, hastane doluluk garantili, koruyucu değil hastalıktan beslenen sağlık politikalarını savunan bu sağlık sistemini reddediyoruz. Birkaç dakika da olsa hekimi görmenin yeteceği zannıyla oluşturulan yapay hasta memnuniyeti yaratma temelli bu çarkın bir dişlisi olmayı kabul etmiyoruz. Hastalarımız da 150. hastamız olmaktan, nöbetimizin otuzuncu saatinde ameliyat edilmekten, birkaç dakikada derdine çare bulamamaktan en az bizim kadar şikâyetçi."
KURUMLAR, SAĞLIK BAKANLIĞI'NDAN NE TALEP EDİYOR?
Başkan Fincancı, kurumların Bakanlık'tan ortak taleplerini şöyle sıraladı:
-Önerdiğimiz Sağlıkta Şiddet Yasası tek bir virgülü dahi değiştirilmeden kabul edilmeli,
-Sağlık emek-meslek örgütleri ve uzmanlık derneklerinin önerileriyle güvenli çalışma alanları oluşturulmalı,
-Mesleklerimizi hedef gösteren tüm kitle iletişim araçları denetlenmeli,
-Sağlıkta Dönüşüm Programı hemen terk edilmeli,
-Hekim-hasta ilişkisindeki güven yeniden tesis edilmeli,
-Toplumu hastalıklardan koruyabildiğimiz; tüketim nesnesi değil, hak öznesi olduğumuz bir hekimliği var etmek istiyoruz.
-İdareci belirlemeleri, liyakat kriterlerini taşıyan kişilerin adaylığı ve çalışanların seçimiyle belirlenmeli.
HEKİM-SEN ANKARA ŞUBE BAŞKANI YILDIRIM: DEVLET, TAVİZSİZ BİR TAVIR ALMALI
Açıklamada söz alan Hekim-Sen Ankara Şube Başkanı Banu Yıldırım, hekimler ve sağlık çalışanlarına yönelen şiddete dair "Devletin tüm organları ortak, tavizsiz bir tavır sergilemelidir" dedi. Adlî mercilerde çalışanlar için uygulanan caydırıcı önlemlerin kendileri için de geçerli olmasını istedi.
Genel Sağlık-İş Genel Başkanı Derya Uğur, AK Parti iktidarının vatandaşların sağlık hizmetlerine erişmede yaşadığı aksaklıklardan sağlık çalışanlarını sorumlu tuttuğuna ancak bunun böyle olmadığına işaret etti.
SES Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Sıddık Akın ise, şiddetin yalnızca vatandaşlardan kaynaklanmadığını, yöneticilerin de sağlık çalışanlarına mobbing yaptığını aktardı.