AYM, Gezi Parkı davası kapsamında İstanbul 13'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki yargılama sonucu 'Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs' suçuna 'yardım eden' sıfatıyla katıldığı gerekçesiyle 18 yıl hapis cezasına çarptırılan ve cezası Yargıtay tarafından onanan tutuklu milletvekili Can Atalay için hak ihlali kararı verdi. Yerel mahkemenin dosyayı tekrar gönderdiği Yargıtay 3'üncü Ceza Dairesi, AYM'nin verdiği hak ihlali kararında hukuki değer ve geçerlilik olmadığı ve Anayasa'nın 153'üncü maddesi kapsamında uygulanması gereken bir karar bulunmadığına hükmetti. Can Atalay hakkında verilen mahkumiyet kararının temyiz incelemesi sonucu 28 Eylül'de karar verildiği ve söz konusu kararın onandığına işaret edilerek, kesinleşen karar karşısında; AYM'nin söz konusu ihlal kararına uyulmamasına karar verildi. Yargıtay 3'üncü Dairesi, Anayasa hükümlerini ihlal ettikleri ve kendilerine verilen yetki sınırlarını yasal olmayacak şekilde aşarak, hak ihlalinin kabulü yönünde oy kullandıkları gerekçesiyle, hak ihlali yönünde oy kullanan 9 AYM üyesi hakkında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunulmasına karar verdi. 

'SÜRECİ ÖNGÖREMİYORUM'

İdare hukukçusu Prof. Dr. Metin Günday, Yargıtay’ın AYM’nin yetkisini aştığı gerekçesiyle aldığı suç duyurusu kararını değerlendirdi. Günday, "AYM, Can Atalay ile ilgili kararı oy çokluğu ile almıştı. AYM üyelerine bir suç isnadında bulunulduğu takdirde AYM Genel Kurulu’nun bu konuda bir soruşturma açılmasına izin vermesi gerekir, AYM'nin izni gereklidir. AYM Genel Kurulu, hakkında suç duyurusunda bulunulan kişilerden oluşuyor. Bu soruşturmanın başlatılması ve yürütülmesi için de AYM’nin buna izin vermesi gerekiyor. Bundan sonraki sürecin nasıl olacağını bir hukukçu olarak ben öngöremiyorum" dedi. 

Kaynak: DHA