DEVA Partisi İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında konuşarak, 'Kahramanmaraş'ta, Madımak'ta, 12 Eylül öncesinde yaşanan olaylar nefret dilinin ve aşırı siyasi kutuplaşmanın ağır sonuçlarını bizlere göstermiştir. Ne yazık ki bu ülkenin demokratikleşme ihtimali, bu nefret söylemlerinin ve linç kültürünün yarattığı kutuplaşmış siyasi iklim içerisinde hala boğulmaktadır. Önceki gün Hrant Dink'in katledilişinin yıldönümüydü. 14 yıldır Hrant Dink cinayeti aydınlatılamadı, tam 14 yıldır. Demokrasiyi ve bir arada yaşama kültürünü hedef alan bu cinayet körüklenen linç kültürünün bir sonucuydu. İktidarın üzerine düşen, Dink'in katillerinin bulunması için gerekeni yapmak iken, bugün gördüğümüz tabloda bu nefret dilinden ve ötekileştirme sevdasından vazgeçilmediğini görüyoruz. Bugün; hukukun üstünlüğünün yok sayıldığı, kimsenin hukuki anlamda güvenliğinin kalmadığı, sadece gazetecilerin ve siyasetçilerin değil; artık Cumhuriyet savcılarının dahi tehdit edilebildiği bir ülke olduğumuz gerçeğiyle yaşıyoruz. Mafyavari yöntemlerle kamu düzenini belirlemeye kalkmak, hukuk devletine açıkça meydan okumaktır' diye konuştu.

Yeneroğlu, konuşmasını şu başlıklar altında topladı: 'İktidar ve onun ortağı olarak görünen, devlet yönetiminde esas söz sahibi olan siyasi parti; kendilerini eleştiren tüm gazetecileri ve siyasetçileri kendilerine gayri meşru bir biçimde had bildirilmesi gereken engel olarak görmektedir. Oysa toplumların gelişmesinin yegane yolu ifade özgürlüğüdür. İnsanların düşüncelerini özgürce açıklayamadıkları bir ülkede hiçbir gelişme mümkün olamaz. Nitekim farklı fikirlere ve ifadelere saygı duymazsak, bu ülkede huzur içerisinde yaşayamayız. Hele hele şiddeti teşvik eder ya da meşru göstermeye başlarsak işte o zaman bu ateş hepimizi yakar. Her eleştireni vatan haini, terörist olarak yaftalamak ve benim gibi düşünmeyen herkes 'milli güvenlik için tehdittir' anlayışıyla siyasete ve özgür düşünceye sınırlar çizmek bu ülkeye yapılabilecek en büyük kötülüktür. Siyasilerin kullandığı bu nefret dili, herkesi terörist ilan eden bu zehirli ifadeler sadece bu güzel ülkeyi bir fikir çölüne çevirmekle kalmaz. Bu hoşgörüsüzlük bir süre sonra daha yaygın şiddete dönüşür.' diye konuştu.

Editör: Haber Merkezi