AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, 'Türkiye Cumhuriyeti Devleti bu alçak saldırıyı hakettiği şekilde cevaplandırmaktadır. Katil rejim ve onu cesaretlendirenler bu kalleşliğin hesabını en ağır şekilde vereceklerdir' dedi. AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, İdlib'te rejim unsurları tarafından düzenlenen saldırıya ilişkin yaptığı açıklamada, 'Türkiye'nin milli güvenliğini sağlamak üzere İdlip'te görev yapan askerlerimize, rejim unsurları tarafından gerçekleştirilen alçak saldırıda şehit olan kahramanlarımıza Allah'tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bu alçak saldırıyı hak ettiği şekilde cevaplandırmaktadır. Katil rejim ve onu cesaretlendirenler bu kalleşliğin hesabını en ağır şekilde vereceklerdir. Türkiye, Suriye'de yürüttüğü haklı mücadelesini uluslarası hukuktan kaynaklanan haklarını kullanarak hedeflerine ulaşana kadar sürdürmekte kararlıdır. Milletimizin başı sağolsun' ifadelerini kullandı.

BAKAN KASAPOĞLU'NDAN ŞEHİTLER İÇİN TAZİYE MESAJI

Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, İdlib'de rejim unsurlarının Türk Silahlı Kuvvetleri'ne yönelik saldırısında şehit düşen askerler için taziyede bulundu. Bakanlığın internet sitesinde yayımlanan mesajda Kasapoğlu, 'Ülkemizin milli güvenliğini sağlamak üzere İdlib'de görev yapan kahraman Mehmetçiğimize rejim unsurlarınca gerçekleştirilen alçak saldırıda şehit olan askerlerimize Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum. Rabb'im makamlarını cennet eylesin. Milletimizin başı sağ olsun.' ifadelerine yer verdi.

'BÜYÜK BİRLİK PARTİSİ DEVLETİNİN, MİLLETİNİN VE KAHRAMAN ORDUSUNUN YANINDADIR'
Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, 'Büyük Birlik Partisi, tüm mensuplarıyla devletinin, milletinin ve kahraman ordusunun yanındadır' dedi. İdlib'de rejim güçlerinin Rusya desteği ile düzenlediği hava saldırısına ilişkin yazılı açıklama yapan BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, 'Kahraman Ordumuz meşruiyet sınırları içinde bulunduğu İdlib'de bu akşam Rusya ve Suriye Rejimi ortak yapımı kahpe saldırıların hedefi olmuştur. Bu hain saldırıların neticesinde şehitlerimiz ve yaralılarımız vardır. Bu mübarek gecede her şeyden önce şehitlerimize Allah'tan rahmet yaralılarımıza acil şifalar niyaz ediyoruz. Devletimiz elbette tüm kurum ve kuruluşlarımız ile birlikte vaziyet tespiti yapıp gerekli tedbirleri alarak bir istikamet tayininde bulunacaktır. Bu doğrultuda Büyük Birlik Hareketi tüm mensuplarıyla birlikte 'Devlet ve Millet' dayanışmasının ve işbirliğinin her zamanki gibi en yüksek örneğini gösterecektir. Böyle zor zamanlarda milli birliğimizi tesis etmek ve ortak bir duruş sergilemek her vatansever ve milletperver için bir zorunluluktur. Ümit ediyor ve diliyoruz ki; toplumumuzun tüm kesimleri bu doğrultuda hareket etmelidir ve edecektir. Şayet birileri bu süreçte keskin ayrışma ve kutuplaşma üretme milli birlik ve beraberlik ruhumuza aykırı tavır sergileme hatta ve hatta bu çizgide ya da bu doğrultuda siyaset üretme hevesine düşmemelidir' ifadelerini kullandı.
Büyük Birlik Partisi olarak Başkanlık Divanı ve Merkez Karar Yönetim Kurulu (MKYK) üyeleri başta olmak üzere bütün yöneticileri ile görüşme halinde olduklarını belirten Destici, 'Bugün Başkanlık Divanımızı da toplayarak süreci ve gelişmeleri an ve an takip edip sonuna kadar devletimizin ve kahraman ordumuzun yanında durmaya devam edeceğiz. Rabbim kahraman ordumuzun yar ve yardımcısı olsun. Onları mansur ve muzaffer eylesin.' vurgusunu yaptı.

HDP'DEN İDLİB'DEKİ SALDIRIYA İLİŞKİN AÇIKLAMA

HDP'den İdlib'deki saldırıya ilişkin yapılan açıklamada, 'Savaş karşısında barışı savunan bütün güçleri sorumluluk almaya çağırıyoruz.' ifadesine yer verildi. HDP Eş Genel Başkanları Mithat Sancar ve Pervin Buldan imzasıyla yapılan açıklamada, TBMM'nin olağanüstü toplanması gerektiği belirtilerek, 'Orta Doğu'da içinden çıkılmaz bir hal alan savaş durumunun sona ermesi ve bölgesel barışın gerçekleşmesi için en gerçekçi yolun diyalog ve müzakere olduğunu bir kez daha dile getiriyoruz.' ifadesi kullanıldı. Açıklamada, HDP'nin buna benzer üzücü olayların tekrar etmemesi için üzerine düşen her türlü sorumluluğu yerine getirmeye hazır olduğu belirtilerek, 'Savaş karşısında barışı savunan bütün güçleri sorumluluk almaya çağırıyoruz.' mesajı verildi. Suriye'nin İdlib bölgesinde gerçekleşen saldırı sonucu hayatını kaybeden askerlerin ailelerine ve vatandaşlara başsağlığı ve taziye dileklerinde bulunuldu.

İLETİŞİM BAŞKANI FAHRETTİN ALTUN'DAN İDLİB AÇIKLAMASI

İletişim Başkanı Fahrettin Altun, 'Bir suç ağı gibi hareket eden ve kendi halkına terörü yaşatan Esed rejimi hem ulusal güvenliğimiz hem bölge hem de Avrupa için bir tehdit durumunda. Bütün bu olanları durup hiçbir şey yapmadan izleme lüksümüz yok. Bizden Suriyelileri terk etmemizi bekleyenler kendilerinden utanmalıdır.' ifadelerini kullandı.

Altun, Twitter hesabından İngilizce yaptığı paylaşımda, İdlib'de Türk askerlerine yönelik alçak saldırının ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde bir ulusal güvenlik toplantısı gerçekleştirildiğini anımsattı. Türkiye'nin hem bu saldırıdan hem de yüz binlerce Suriyelinin öldürülmesinden sorumlu olan gayrimeşru Esed rejimine karşılık verdiğini ve vermeye devam edeceğini belirten Altun, rejimin mevzilerinin hem havadan hem de karadan hedef alındığını bildirdi. Türkiye'nin Astana Süreci'ne dahil olan bütün taraflara ve uluslararası topluma sorumluluklarını yerine getirmeleri çağrısında bulunduğunun altını çizen Altun, şöyle devam etti:

'Geçmişte Ruanda ve Bosna'daki gibi soykırımların İdlib'de de yaşanmasına izin verilemez. Kahraman askerlerimizin kanlarını yerde bırakmayacağız. Askerlerimizi şehit edenler, yaptıklarının bedelini ödeyene kadar Suriye'deki operasyonlarımız devam edecek. Katil rejim, Astana Süreci'nde verdiği taahhütleri yerine getirmeyi reddediyor. Türkiye ise meşru müdafaa hakkını kullanıyor ve İdlib'de insani bir felaket yaşanmasını önlemeye yönelik operasyonlarında uluslararası hukuka uygun olarak hareket ediyor.' Esed rejiminin etnik temizlik yaptığını ve milyonlarca Suriyeliyi İdlib'den çıkarmayı hedeflediğini vurgulayan Altun, 'Bu insanlar Türkiye'ye ve Avrupa'ya kaçmaya çalışacaklar. Halihazırda 4 milyona yakın mülteciyi barındıran Türkiye'nin, bir milyon Suriyelinin daha ülkeye girmesine izin verecek kapasitesi ve kaynağı yoktur.' ifadesini kullandı.

'REJİM BÖLGEDE DEMOGRAFİK VE ETNİK TEMİZLİK PEŞİNDE'

Rejimin yıllardır işlediği suçlara uluslararası bir tepki verilmemiş olmasından faydalandığına dikkati çeken Altun, İdlib'i kendi kaderine bırakmanın, rejimin karanlık hayallerinin gerçekleşmesi anlamına geldiğini belirtti. Altun, 'Rejim bölgede demografik ve etnik bir temizlik peşinde. Bunu elbette görmezden gelemeyiz. Milyonlarca sivil, aylardır rejim tarafından hava bombardımanına tutuluyor. Okullar ve hastaneler de dahil olmak üzere birçok yapı rejim tarafından sistematik olarak hedef alınıyor. Gözlerimizin önünde yavaş yavaş bir soykırım gerçekleştiriliyor. Bilinçli ve onurlu olanlar bu katliama karşı seslerini yükseltmelidir.' değerlendirmesinde bulundu.

Uluslararası toplumun, sivilleri korumak ve uçuşa yasak bölge oluşturmak için harekete geçmesi gerektiğini belirten Fahrettin Altun, şunları kaydetti: 'Astana Süreci'nin garantörleri olan Rusya ile İran, İdlib'de şiddetin ve çatışmaların azaltılması için verdikleri taahhütleri yerine getirmezlerse bütün güvenilirliklerini yitirirler. Türkiye meşru müdafaa için Suriye'de teröristlerle savaşıyor, Astana ve Soçi anlaşmalarında verdiği sözleri yerine getiriyor ve yerlerinden edilmiş kişilere ve mültecilere yardım ediyor. Taahhütlerimizden ve yaptığımız anlaşmalardan döneceğimizi düşünenler derin bir yanılgı içindedir. Bir suç ağı gibi hareket eden ve kendi halkına terörü yaşatan Esed rejimi hem ulusal güvenliğimiz hem bölge hem de Avrupa için bir tehdit durumunda. Bütün bu olanları durup hiçbir şey yapmadan izleme lüksümüz yok. Bizden Suriyelileri terk etmemizi bekleyenler kendilerinden utanmalıdır.'

Editör: Haber Merkezi