İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında konuştu. Akşener, önceki grup toplantılarında olduğu gibi, kürsüyü vatandaşa bıraktı. İYİ Parti kürsüsünden TÜM-EMEKDER Genel Başkanı Satılmış Çalışkan ile Marmara EYT Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Başkanı Gönül Boran Öztürk sorunlarını ve taleplerini açıkladılar. İYİ Parti TBMM Grup Toplantısı'nda konuşan Akşener, Madımak ve Başbağlar katliamına yönelik, 'Sivas'ta yakılan da bizdik, Başbağlar'da vurulan da bizdik' dedi. Akşener, iktidarın gizli bir ajandası olduğunu belirterek, 'Olayları bahane edip 'Fırsat bu fırsat' diyorlar. Barolardan rahatsızlar. Kafaya koymuşlar, baroları ayrıştıracak bir yasa getiriyorlar. İktidarın sosyal medya düzenlemesinin arkasında Twitter'ın trol hesapları kapatmasının olduğunu belirten Akşener, 'Buradan Sayın Erdoğan'ı uyarıyorum; Gençlerin önüne kurulan hiçbir duvar ayakta kalamamıştır. Hele ki Türk genci önüne öreceğin duvarı sel gibi alıp götürür' diye konuştu.

'GÜZELİM GELİBOLU ORMANLARI YANDI GİTTİ'

Akşener, konuşmasını şu başlıklar altında topladı: 'Hendek'te yaşanan patlamada hayatını kaybeden vatandaşlarımıza rahmet ailelerine sabır diliyorum. Bir taraftan güzelim Gelibolu ormanları yandı gitti. Güzelim ağaçlar kül oldu. Açıklama yine aynı, belirsizlikte bir dünya markası olan Tarım Bakanı'ndan numaradan bir ciddiyet. Yine uçak yok yine müdahale yetersiz. Geçen seneki yangınlardan yine ders almak yok. Yangın söndürme uçaklarını alacak para yok. Allah bunları ıslah etsin. Einstein'ın dediği gibi; 'Delilik aynı şeyleri tekrar tekrar yapıp farklı sonuçlar beklemektir.' AKP bu yöntemi algı operasyonu için kullanmaya devam ediyor. Ak Parti iktidarı, defalarca denenmiş metotları, kimi zaman gündem değiştirmek için, kimi zaman da algı operasyonları için kullanmaya devam ediyor. Sosyal medya üzerinden koparılan fırtınalar bunun bir başka örneği. Öncelikle şunu ifade etmek isterim ki; biz sosyal medya platformları ve internet şirketleri için ülkemiz kanunlarıyla uyumlu bir hukuki ve mali altyapının hazırlanmasına, düzenlemeler getirilmesine karşı değiliz. Avrupa Birliği başta olmak üzere birçok gelişmiş ülke, vatandaşlarını korumak için bu tip adımlar atıyor. Biz de bu adımları atmalıyız. Ancak bunu yasaklarla değil, özgürlükleri sınırlayıp, insanlarımızı mağdur ederek değil, aklıselimle yapmaktan yanayız.

'FIRSAT BU FIRSAT DİYORLAR'

Gerekli yasaları çıkaralım, ahlaksızlara karşı caydırıcı önlemleri alalım, milletimizin hakkını-hukukunu güvence altına alalım. Ama ilk adımı şöyle atalım; Türkiye'de, internet üzerinden, sosyal medya ağlarında, insanların onurlarına, ailelerine her tür hakareti yapan, iktidarın maaşlı trol ekibini dağıtalım. İşe oradan başlayalım. Hamaset yapmadan, siyasi rant peşinde koşmadan, kişisel hırsları bırakıp, her bir vatandaşımızın hak ve hukukunu korumayı amaçlayalım. Yani, işe samimiyetle başlayalım. Ama maalesef görüyoruz ki; Samimiyet yerine hep art niyetle harekete geçiyorlar. Hep bir gizli ajandaları var, olayları bahane edip, 'fırsat bu fırsat' diyorlar, kendi istediklerini Türkiye'ye dayatıyorlar. Bakın ben size, getirmek istedikleri sosyal medya yasaklarının gerçek sebebi nedir söyleyeyim. Twitter ne yaptı? İsmi cismi, yeri yurdu belli olmayan, iktidarın maaşlı trollerinin hesaplarını kapattı. Film de ondan sonra koptu. Yapılan ahlaksızlıklardan önce, kendi kurdukları ahlaksız bir ekibin engellenmesine kızdılar. İşin özü bu. Eğer öyle olmasaydı, daha bir hafta önce, gençlere sosyal medyayı ve interneti öve öve bitiremeyen Sayın Erdoğan, bir hafta sonra 'Karşıyız, yasaklayacağı' der miydi?

'18 YILLIK HİKAYENİN ÖZETİ: TEK TİP İNSAN'

Kötü üzerinden hesap yapmak, iyilik getirmez. 'Fırsat bu fırsat' diyerek adım atmakla, meseleler çözülmez. Ak Parti'nin 18 yıllık hikayesinin özeti, Tek tip insan yetiştirme saplantısıdır. Farklı olanları dönüştürme sevdasıdır. Farklı düşünceleri ezerek susturma çabasıdır. Farkında mısınız; Aynı ateş, sosyal medyada defalarca yakıldı, hala da yakılmaya devam ediyor. Her gün birileri linç ediliyor. Her gün birileri hakarete uğruyor. Her gün birileri susturulmaya çalışılıyor. Kendisi bizleri düşman ilan etmek için elinden geleni yapıyor; küçük ortak her gün yeni bir öfke nöbeti geçiriyor; Minik ortak yıllardır birilerini hedef gösteriyor. Bizzat kendisi şikayetçi oluyor, Türkiye'nin önde gelen sanatçıları mahkeme koridorlarında süründürülüyor. Masum gazeteciler tutuklanıp cezaevine konuluyor. Ama muhalif kadınlara tecavüz tehdidinde bulunan şeref yoksunları, takipsizlik alıyor. Tek bildikleri nefret ekip, öfke biçmek. Ama Sayın Erdoğan'a sorarsanız, Suçlu Netflix. Suçlu Twitter. Suçlu Youtube. Sayın Erdoğan, toplumdaki gerilimi bastırmak için sosyal medyayı kapatmak, Madımak'lar yaşanmasın diye, otelleri kapatmaya benzer. Böyle tedbirlerle sonuç alamazsın. Bizzat sebebi olduğun çirkinliklerin sorumluluğunu kabul edip; gereken doğru adımları atmazsan, değişen tek şey cinayet mahalli olur. Onca insanımızın çektiklerinin vebali, onca kadınımızın yaşadıklarının hakkı sende kalır.

'ÖNLERİNE SET ÇEKERSEN SEL OLURLAR'

Bu zihniyet, tek adam rejimlerinin genel karakteridir. Kafan bozuldu diye, kapatmak, imha etmek, hapse atmak, dislike ettiler diye sosyal medyayı yasaklamak, 'Oy moy yok' dediler diye gençlerin dünyasına duvar örmeye kalkmak, hep aynı zihniyetin ürünüdür. Bu zihniyet, dünyayı takip eden, özgürlüğüne düşkün gençlerin çağında işe yaramaz. Buradan Sayın Erdoğan'ı uyarıyorum; tarih şahittir ki, gençlerin önüne örülen hiçbir duvar ayakta kalamamıştır. Hele ki Türk gençliğinin önüne set çekmeye kalkarsan, nasıl bir sel olduklarını anladığın gün, her şeyi kaybettiğin gün olur. Şimdiye kadar eline Türkiye'yi birleştirmek adına pek çok fırsat geçti. Ama sen, toplumun korkularını dindirmek yerine, korkutmayı seçtin. Uzlaşmak yerine, zıtlaşmayı seçtin. Söndürmek yerine, benzin dökmeyi; birleştirmek yerine ayırmayı seçtin. Gazetecileri dinleyip, ne söylüyorlar anlamak yerine; onları susturmayı seçtin.

'SİZİ TÜİK'İN DÜZENLENMİŞ RAKAMLARI KURTARAMAZ'

Ekonomiyi damadının top havuzu haline getirip gönlünce oyun oynamasına müsaade etmeye devam edersen, 2020'nin geri kalanı da 2021 de riske girecek bilesin. Dolar bugün 6.58'ten işlem görüyor. İki senede TL yüzde 50 değer kaybetmiş. Kişi başı milli gelirimiz 9 bin doların altına düşmüş. Tarım işçilerinin sayısı azalmış. Bir konuyu açıklığa kavuşturayım, bunlar devletin rakamları; İki senelik enflasyon yüzde 30 olmuş. Türkiye kendi sınıfında dünyanın en yüksek enflasyonuna sahip. Gelmekte olan geliyorken, Damat Bey ve kayınpederine önerim, Partili Cumhurbaşkanlığı sistemini türlü yalanlarla savunmayı bir an önce bırakmalarıdır. Sizi TÜİK'in düzenlenmiş rakamları kurtaramaz. Damadı hazinenin başından almalısın. Gitsin başkasının hazinesiyle oynasın kardeşim. Bu devleti yönetmek gerçekleri görmeyi gerektirir. Tarih kendisini saraya kapatanların sebep olduğu felaketlerle dolu. Vatandaşın yarasını saramazsan oralarda oturmanın anlamı yok. Vatandaşı gör, insanımızı duy artık. Sana o makamları bahşeden bu aziz milletin derdiyle dertlen artık.'

Editör: Haber Merkezi