CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yerel seçimlerde başarılı olunması sonrası genel seçim çağrıları yapılacağına ilişkin, 'Belediye başkanının başarısını görmeden seçim istemek kadar yanlış bir şey yoktur. Belediye başkanı başarısını gösterecektir. Öbür türlü fırsatçılıktır. 'Yerel seçimi kazandım hadi genel seçime gidelim.' o bir fırsatçılıktır. O da doğru değildir. Zaten millet seçimden yoruldu.' dedi.

Kılıçdaroğlu, Habertürk'te yayınlanan 'Kübra Par'la Açık ve Net' programında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Yerel seçimlerde başarılı veya başarısız addedilmenin ölçüsü ve olası kurultay çağrıları hakkında görüşleri sorulan Kılıçdaroğlu, 'Normal bizim takvime göre, belli süre içinde gelir. Kurultaysa kurultaylar yapılır. Demokratik geleneklerimizi reddetme gibi bir şeyimiz yok. Demokrasiyi her yerde ve her ortamda savunuruz. Biz bu yerel seçimlerde başarıyı yakalayacağız. Başarıyı yakalamak yetmiyor. Burada önemli olan verilen sözlerin yerine getirilmesidir. 'Her mahalleye kreş açacağım.' deyip, belediye başkanlığı koltuğuna oturduktan sonra hiçbir mahalleye kreş açmazsanız olmaz. Bizim çılgın projelerimiz yok. Yapmayacağımız projelerimiz yok. Öyle bir vaadimiz yok.' değerlendirmelerinde bulundu.

'BU BİR YEREL SEÇİM'

Kemal Kılıçdaroğlu, yerel seçimlerden başarılı çıkmaları durumunda bir erken seçim çağrıları olup olmayacağı yönündeki soruyu yanıtlarken, şunları söyledi: 'Hayır efendim niye olsun. Korkuyorlar, koltukları sallanır diye. Yok efendim. Bu bir yerel seçim. Muhtar, belediye meclisi üyesi, belediye başkanı, büyükşehir belediye başkanı ve il genel meclisi üyesi seçiyoruz. Genel seçimlerle ilgisi yok bunun. Bu bir yerel seçim. Bunu getirip 'Oylarımız düşerse genel seçim iddiasında bulunacaklar, bu da bir beka sorunu yaratacak.' gibi bana uyduruk... Oyu nasıl devşiririz arayışı içerisinde geliştirdikleri bir söylem. Söylediğim belediyeleri Allah'ın izniyle alacağız. O görevleri yapacaklar. Belediye başkanının başarısını görmeden seçim istemek kadar yanlış bir şey yoktur. Belediye başkanı başarısını gösterecektir. Öbür türlü fırsatçılıktır. 'Yerel seçimi kazandım hadi genel seçime gidelim.' o bir fırsatçılıktır. O da doğru değildir. Zaten millet seçimden yoruldu.'

'Beka sorunu' söylemi hakkında da değerlendirmelerde bulunan Kılıçdaroğlu, üretimden kopan bir ülkede, üretmeden tüketen toplumlarda beka sorunu olacağını anlattı. Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin Yunanistan'dan pamuk, tütün gibi ürünleri ithal ettiğini kaydetti. Hükümetin borç alarak günü kurtarma çabasında olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, 'Bahçeli bekadan söz ediyor. Bahçeli'nin bekadan söz etme hakkı yoktur. Niye yoktur? Sakarya'daki 20 milyar dolarlık Tank Palet Fabrikası... Dünyadaki 5 büyük fabrikadan birisidir. Kime peşkeş çekildi? Katar ordusuna. Kim itiraz ediyor? Biz itiraz ediyoruz. Bahçeli? İtiraz etmiyor.' dedi.

HDP'YLE İŞ BİRLİĞİ İDDİASI

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin HDP'yle ittifak kurduğu yönündeki eleştirilere ise şöyle cevap verdi: 'Hayır. Zaten görüşme yapsam onların istihbarat örgütleri var. Derler ki Kılıçdaroğlu, şu dakika, şu saatte, şu otelde, şu yolda, şu caddede görüştü.' Biz onları bilmiyor muyuz? Biliyoruz. Böyle bir şey yok. Sandıkta ittifak. Biz herkesin oyuna talibiz. Kim olursa olsun. Biz AK Parti'liden de MHP'liden de... Herkesten oy isteriz. Niye seçim çalışması yapıyoruz? Oy için. Neden vatandaşın ayağına gidiyoruz. Bunun için. İlk mitingi güneydoğu da Sason'da yaptım. Ne için? 'CHP'li belediyeye oy verin.' diye. Akılla mantıkla bağdaşmayan, mutfaktaki yangını göstermemek için 'CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, HDP'yle iş birliği yapıyor.' İş birliği yapsak deriz. Yalan mı söyleyelim? Kaldı ki HDP de diğer partiler gibi yasal bir parti. Kim söylüyor bunu? Sadece ben mi? AK Parti'nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı da söyledi. 'Ben HDP'lilerin oyuna talibim.' dedi. Keşke herkes bize oy verse. Herkesin oyuna talibiz. Neden dil döküyoruz?'

'YENİ ZELANDA'DA YAPILAN OLAYI KINADIM, LANETLEDİM'

Yeni Zelanda'nın Christchurch kentinde 15 Mart'ta cuma namazı sırasında iki camiye düzenlenen terör saldırısı sonrası açıklamaları eleştirilen Kılıçdaroğlu, söylemlerine açıklık getirdi. Konuşmasının bütününün incelenmesi durumunda söylendiği gibi bir sonucun çıkmadığını belirten Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: 'Yeni Zelanda'da yapılan olayı kınadım, lanetledim. Batı'nın bu konuda sorumluluğunu hatırlattım. O teröristin yetişmesini bir anlamda sağlayan atmosferin ne olduğunu ve atmosferle mücadele edilmesi gerektiğini, İslam dünyasının da bu bağlamda teröre karşı olması gerektiğini, terörün bir insanlık suçu olduğunu ifade ettim. Onlar oradan bir cümleyi aldılar. Onlar bu teröre karşı tek yürek durdular. Yeni Zelanda halkı ve siyaset kurumuna gerçekten teşekkür ederim. Başbakanın bu konudaki tavrıyla... Parlamentonun açılışında Kur'an-ı Kerim okutuldu. Ölenler ve yararlılar saygıyla anıldı. Türkiye'de de parlamentoda siyasi partiler ortak bir deklarasyon yayınladılar. Ekrem İmamoğlu da benzer bir şey yaptı. O da Eyüpsultan'da mevlit okuttu.'

MUTFAKTA YANGIN

Kemal Kılıçdaroğlu, vatandaşların 17 yıllık sürecin sonucunda neyle karşılaştıklarını ve mutfakta yangın olduğunu gördüklerini söyledi. Bir aileyi derinden vuran temel sorunun o ailenin yaşam standardının düşmesi olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: 'Örneğin eğer siz bir fileyi 50 liraya veya 100 liraya doldururken aynı fileyi 200 liraya dolduramıyorsanız o zaman bir sorun var demektir. Ciddi bir sorun var. Üstelik bugün gelinen sorunun sorumlusu hane halkları değil, insanlar değil. Sorumlusu bu ülkeyi yönetenler. Şunu soruyor vatandaş, 17 yıl ne istediysen ben sana verdim. Vergi dedin, verdim. Oy dedin, verdim. Cumhurbaşkanı olacağım, onu da verdi. Bak istediğim bakanı atamalıyım, istediğim kanunu çıkarayım, o da oldu. Peki kardeşim 17 yılın sonunda beni neden getirdin de soğan kuyruğuna soktun. Bir de üstelik kalktın benim aklımla alay ediyorsun, 'Bu varlık kuyruğudur.' diye. Ben varlıklı adam olsam kuyruğa mı girerim. Ben açarım telefonu istediğim yerden istediğim ürünü alırım, üstelik benim evime getirirler, benim kapıma getirirler. Vatandaş bu gerçekleri görüyor ve bunu yaşıyor aslında günlük hayatında.' Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin en temel sorununun bugün işsizlik olduğunu, işsiz sayısının 8 milyona dayandığını, eğer bir evde bir işsiz varsa o evde huzur olamayacağını dile getirdi.

'SEÇMENİMİZİ KIRDIK'

'CHP'li seçmenin son seçimlerden sonra CHP'ye biraz küstüğü, sandığa küsmüş olabileceği yorumları yapılıyordu. Aradan geçen sürede onları ikna edebildiğinizi düşünüyor musunuz, sizce CHP'li seçmenin seçime katılımı nasıl olacak?' sorusunu Kılıçdaroğlu, şöyle yanıtladı: 'Gerçekten biz referandum sürecinde seçmenimizi kırdık. Bunun kabahati bize ait ama onu kendi içimizde, çözdük, büyük ölçüde çözdük. Anlattık da neden nasıl olduğunu. Bugün geldiğimiz noktada şu gerçekle karşı karşıyayız. Çıkardığımız bütün adaylar kamuoyunun ilgisini çeken, sevilen, bir şeyler yapmak isteyen, dürüst, kenti kucaklayan ve arkasında bir başarı hikayesi olan adaylar. Dolayısıyla bu adayların belediye başkanları olarak seçilmesi başlı başına güzel bir olay. Bizim tabanımız sadece CHP'liler değil, AK Parti'liler de MHP'liler de Saadet'liler de... Diyelim ki herhangi bir yerde iyi bir aday gördüklerinde gidip oylarını vereceklerdir.'

EKREM İMAMOĞLU'NUN PERFORMANSI

Kılıçdaroğlu, CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu'nun performansının sorulması üzerine, 'Çok iyi buluyorum. Zaten Ekrem Bey gerçekten de başarılı bir belediye başkanlığı yaptı, kim ne derse desin. Beylikdüzü'nü bütün İstanbul'a tanıttı.' diye konuştu. Çok da tanınmayan bir ismi aday yaparak risk de alındığının ifade edilmesi üzerine Kılıçdaroğlu, şunları anlattı: 'Şöyle bir strateji izledik büyük kentlerde, bir belediye başkanı, bir ilçede başarılı olmuş ve başarısı ilçenin dışına doğru taşmaya başlamışsa onu aldık, büyükşehir belediye başkan adayı yaptık. Ekrem Bey böyledir. Bursa'da Mustafa Bozbey, Nilüfer. Gerçekten Bursa için çok önemli, yüzük taşı gibi bir ilçe haline getirdi orayı. Şimdi bütün Bursa'yı inşallah Nilüfer gibi yapacak. Aynı zamanda İnegöl, dünyanın en önemli mobilya merkezlerinden biri haline gelecek.'

Kemal Kılıçdaroğlu, stratejilerine İzmir, Antalya ve Adana'daki adaylarını da örnek göstererek, 'Bizim adayların tanınıp tanınmaması bir tarafa ama adaylar kendi bulundukları bölgelerde seviliyorlar ve onlara güven duyuluyor. Sevilen ve güven duyulan bir insanı bir kentin başına getirdiğiniz zaman o kent mutlu oluyor. Bu kişi bulunduğu bölgede başarılı o zaman İstanbul'da da Ankara'da da İzmir'de de başarılı olur diyorlar.' değerlendirmesini yaptı.

Kılıçdaroğlu, 'Ekrem İmamoğlu'nun kazanabilmesi için tek başına Millet İttifakı'nın oyları yetmiyor, biraz MHP tabanından AK Parti tabanından da oy alması gerekiyor. İmamoğlu o kesimlerden de oy alır mı, bu seçim İstanbul'u kazanacak mısınız?' sorusunu ise şöyle cevapladı:

'Karadeniz'e gittim, Ordu'ya, Giresun'a, Artvin'e gittim, Karadeniz'de bir Ekrem İmamoğlu fırtınası var. Herkes yani sadece İstanbullular değil, Karadeniz de o beklenti içinde Ekrem İmamoğlu seçilsin diye. Ekrem İmamoğlu gerçekten de başarılı bir arkadaşımız. Kullandığı dil, yaptığı çalışmalar, insanı kucaklayan sıcak bir dili var. İmamoğlu'nun başarılı olacağına yüzde 100 inanıyorum, sevilen bir insan. Diğer partilerden oy alır mı? Biz şunu söyledik en baştan itibaren, bize iftiralar falan atıyorlar ama bunları bırakıyorum bir tarafa. Biz sandıkta ittifak yapacağız. Kimle? Milletimizle yapacağız.'

'ŞU ANDAKİ HİÇBİR BELEDİYEMİZE ÖZEL BİR SUÇLAMA YAPAMIYORLAR'

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, 'Cumhur İttifakı daha çok size İstanbul'u CHP'nin yönettiği dönem üzerinden yükleniyor, çöp dağları hatırlatılıyor, suların akmadığı anlatılıyor. Ne diyorsunuz bu yorumlara, CHP bu anlamda belediyecilikte fark yaratabilecek mi?' sorusu üzerine, şunları anlattı: 'Kadıköy'e bakın, farksa fark. CHP'li belediyelerin olduğu yerlerle diğer belediyelerin olduğu yerleri kıyaslayın. Gözlerimizle yani oturup özel bir bilimsel çalışma yapmaya da gerek yok yani. Gidip gezdiğiniz zaman bütün bunların hepsini görebiliyorsunuz zaten. Eskiden çöp dağları... Grev olmuş, grev hak mı, hak tabii. İşçiler grev yapmışlar, toplamamışlar. Anayasal bir hakkı suçlama hakkınız var mı sizin, yok. İşçinin böyle böyle bir hakkı var. Ama bugün bakıldığı zaman bütün bu sorunların ötesinde geçmişe takılıp kalma yerine gelecekte neyi planlayacağız? Şu andaki hiçbir belediyemize özel bir suçlama yapamıyorlar. Hepsi çalışkan, hepsi bir şeyler üretiyor, hepsi bir şeyler yapıyor. Kültürü var, sanatı var, sporu var, yeşil alanı var, güzel insanları var, herkese hizmet ediliyor. Bütün bunların hepsini kim yapıyor? CHP'li belediyeler yapıyorlar. Üstelik bütün engellemelere rağmen yapıyorlar.'

MANSUR YAVAŞ İLE İLGİLİ İDDİALAR

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mansur Yavaş ile ilgili iddiaların sorulması üzerine, şu ifadeleri kullandı: 'Bunların hepsi hikaye. Mansur Yavaş Ankara'yı alacak, bunu içlerine sindiremiyorlar. Nasıl iftira atabiliriz, nasıl karalama yapabiliriz, nasıl oy almasın diye özel bir çaba harcayabiliriz, bunu yapıyorlar. Mansur Yavaş ne yapmış Allah aşkına. Mansur Yavaş başarılı bir avukat. Mansur Yavaş'a götürdüler, teklif ettiler AK Parti, 'Gel bizden aday ol.' diye olmadı. Bilmiyorlar mıydı bunu? Olmadığı için. Ne söylerlerse söylesinler Mansur Yavaş da Ankara'yı kazanacak ve Ankara'yı Cumhuriyet'in başkenti yapacak, başkent kimliğini o Kurtuluş Savaşı'ndaki Ankara'nın başkent kimliğini yeniden kazandıracak. Sosyal alanlarıyla düşünceleriyle üniversiteleriyle yeşil alanlarıyla farklı bir Ankarayapacak.'

Kılıçdaroğlu, Mansur Yavaş ile ilgili iddiaları ne zaman öğrendiğine ilişkin soruya 'Uzun süredir söyleniyordu. Kimsenin de üzerinde durduğu yoktu. Hiçbir değeri yok, hiçbir önemi yok. Zaten bir çocuk tacizcisi, bir ruh hastası siz şimdi bunun sözüne mi güveneceksiniz, hayır. Mansur Yavaş'ın kimliği de kişiliği de oturmuş, saygın bir kimliği var, kişiliği var, başarılı bir belediye başkanlığı var, iyi bir siyasetçi, temiz bir siyasetçi, herkesi kucaklayan bir siyasetçi. Herkesi kucaklayan bir siyasetçi, hiç kimseyi ötekileştirmeyen bir siyasetçi, böyle bir kimliği var.' karşılığını verdi.

'Seçim sonuçlarında ne olursa biz bu seçimde başarılı olduk diyeceksiniz?' sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: 'Ankara'yı alacağız, İstanbul'u alacağız, Bursa'yı alacağız, Adana'yı alacağız, Mersin'i alacağız. Bunların CHP tarafından alınacağını biliyoruz. İYİ Parti Balıkesir'i ve Manisa'yı inşallah. Bütün bunlara bakıldığı zaman Türkiye'de yerel yönetimler konusunda üretimin ve üretmenin ne kadar değerli olduğunu geniş kitlelere aktaracağız. Bunları neden alacağız diyorum, şunun için. Vatandaş bizim diğer belediyelerde yaptığımız hizmeti gördü aslında. Görmemesi mümkün değil. Nefes almak için Kadıköy'e geliyor, nefes almak için Maltepe'ye geliyor, nefes almak için Kartal'a geliyor, nefes almak için Sarıyer'e geliyor. Bu insanlar görüyorlar. CHP'li belediyeler burada, tertemiz sokaklar caddeler, insanları güler yüzlü. O zaman dönüyor 'Benim yaşadığım yerde niye böyle bir atmosfer yok?' diyor. O insanların bulunduğu yerlerde de bu atmosferin olması lazım.'

Vatandaşların 17 yıl bir iktidarı omuzlarında taşıdığını savunan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: 'Her türlü fedakarlıkta bulundular. Vergi dediler, vergilerini ödediler, her şeyi yaptılar. 17 yılın sonunda siz insanı getirip de soğan kuyruğuna sokarsanız bu olmaz. Antalya'da tarımla uğraşan bazı çiftçiler tırlarla yardım yaptılar. Biber, domates, soğan gibi. Bedava verdiler, 'Götürün bunları bunları vatandaşlara verin diye. Getirdiler İstanbul'da bedava aldıkları bu ürünleri fakir millete parayla sattılar. Allah aşkına bana söyler misiniz, bu işte bir vicdan muhasebesi yaptılar mı bunlar? Sana bedava verileni ucuz diye getirip burada parayla sattın. Peki yüzün kızarmadı mı senin, utanmadın mı sen? Bedava verilmiş, bari bedava ver. Biz ne yaptık? İzmir Büyükşehir Belediyesi 35 bin aileye 10 kilogram soğanı, 10 kilogram patatesi hiç kimsenin haberi olmadan kapıları çalındı ve kendilerine teslim edildi. Hiç de para da alınmadı. Bana söyler misiniz, hangisi doğru hangisi kente hizmettir? Hangisi yoksulun yoksulluğunu afişe etmeden, yani sağ elin verdiğini sol el görmeden halka hizmettir. Biz böyleyiz. Bizi suçluyorlar, karalıyorlar ama yaptığımız işler bu. Bu işler yanlışsa oy vermesinler. Bu işler doğrudur ve böyle olması lazımdır deniyorsa, kazanacağız, verecekler.'

Editör: Haber Merkezi